Elif, o akşam Leman Hanım'ın küçük bir saray yavrusu sayılabilecek evine adım attığında Şeyma'nın ne demek istediğini anlamıştı. Bu ev neredeyse Can'ın malikânesinin iki katı büyüklüğündeydi. Evin hizmetlisi onları gidecekleri salona yönlendirirken Elif etrafa göz attı hızlıca.
Sonra daha ne olduğunu anlayamadan kendisini neredeyse üç oda büyüklüğündeki harikulade mobilyalarla döşenmiş, birkaç adamın ve kadının ayakta sohbet ettiği, yaşlı bir bayanın ve yanında kendinden biraz daha büyük duran genç bir kadının sırtları kapıya dönük bir şekilde oturduğu bir salonda buldu. Coşkun Şeyma'yı kolundan çekiştirerek yaşlı kadına doğru götürürken Elif de onları peşi sıra takip etti.
"Leman Hanım." Dedi Coşkun saygıyla, eğilip kadının elini öptü ve başına koydu.
Yüzünde yılların derin hatırasını taşıyan kadın, ciddi bir gözle üçünü süzdü teker teker sonra da aynı ciddiyetle devam etti.
"Hoş geldin Coşkun oğlum. Sizler de hoş geldiniz."
Elif belli belirsiz gülümserken, Leman Hanım ona döndü.
"Elif Hanım sizsiniz demek. Adınızı önceden duydum."
Elif saygıyla kafasını sallarken hemen arkasından gelen bir sesle adeta tüyleri diken diken oldu.
"Elif Hanım."
Arkasını dönüp baktığında sesin sahibi, okyanus mavisi gözlerini çocuksu bir masumlukla açmış ona bakıyordu.
"Vural Bey." Dedi Elif şaşırarak. "Siz burada ne yapıyorsunuz?"
Vural bir süre Elif'in gözlerine bakarak bekledi. "Ben burada misafirim Elif Hanım."
O sırada Leman Hanım'ın sesi duyuldu. "Demek yeğenimle tanışıyorsunuz Elif Hanım."
"Evet efendim. Vural Bey'le, Polonezköy'de kısa bir tanışıklığımız olmuştu."
Leman Hanım kafasını sallarken ileride konuşan grubun arasından ayrılan sarışın, yuvarlak yüzlü genç bir adam diğerlerinin yanına gelmişti. Sonra Elif'e dönenerek,
"Merhaba, Elif Hanım." Diyerek elini uzattı. "Ben Kerim Dağhanlı. Vural'ın kuzeniyim."
Elif samimiyetle gülümseyen genç adama karşılık olarak gülümsedi ve elini uzattı.
"Tanıştığımıza memnun oldum Kerim Bey."
-------------------------------------------------------------------------
Yemeğe oturulduğunda, Leman Hanım'ın isteği üzerine, zira ona göre eşlerin yemekte yan yana oturması bir kabalıktı, Coşkun ve Elif yer değiştirmiş böylece Elif de Vural Bey'in yanına düşmüştü.
Vural yanında oturan genç kadına göz ucuyla bakarak şarabından bir yudum aldı. "İyi görünüyorsunuz." Dedi.
Elif, Vural Bey'in kendisine ettiği iltifat sayılabilecek sözü duyunca az kalsın tıkanacaktı şaşkınlıktan. Ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra cevap verdi.
"Teşekkür ederim, siz de öyle."
Genç adam başını sallayarak konuşmayı nasıl uzatabileceğini düşünürken aklına ilk gelen şeyi sordu. "Aileniz nasıl? Anneniz... Babanız..."
"Hepsi çok iyiler. Kızlar ve ben ara tatilindeyiz bu aralar, o yüzden rahatız."
Genç adam yeniden başını sallayıp bu defa diyecek bir şey bulamayıp sessizliğe gömülürken Elif yeniden konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomansElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...