Bölüm 20 - Kardeşler Barışıyor

3.9K 230 3
                                    


Elif, elinde tuttuğu kapalı zarfın üzerindeki yazıya bakıyordu dikkatle. Mektup,  dün Şeyma'dan gelmişti ama Elif'in bir türlü eli gitmemişti zarfı açmaya. Neler yazmıştı acaba Şeyma? Neden telefon etmek yerine mektup yazmıştı? Elif derin bir soluk alarak ne zamandır arkadaşını görmediğini düşündü.

Neredeyse beş hafta olmuştu...

Bu beş haftada bir anda ne kadar çok olumsuzluk yaşadım diye iç geçirdi. Önce Canların İstanbul'a dönüşü, Ceren'in peşlerinden gidişi... Ardından Şeyma'nın Coşkun'la evlenip İstanbul'a taşınması...

Ve...

Ve son olarak da iki hafta önce Burak'ın nişanlı oluşunu öğrenmesi.

Kendine söz verse de Burak sık sık zihnine geliyordu. Sanki unutmaya çalıştıkça daha çok, inadına, yüzeye çıkıyor gibiydi. Yüzü, gözleri, tavırları, her şeyiyle...

Elif yeniden iç çekti. "Ne yapıyorum ben böyle!" diye mırıldandı. Ani bir hareketle zarfı yırtarak açtı. "Bunu dün yapmalıydım. Nereye kadar geciktirebilirim ki..."

Zarfın içinden iki tane kağıt çıkmıştı. Elif, Şeyma'nın fazlasıyla bitişik el yazısını tanıyınca gülümsedi. Üstte duran mektubu diğerinden ayırdı ve okumaya başladı.


"Canım arkadaşım Elif,

İstanbul'a taşındığım ilk andan itibaren aklımda hep seni aramak vardı. Ama buruk ayrılışımızın ardından elim bir türlü telefona gitmedi, cesaret edemedim. Ama biliyorum ki dosttan da öte kardeş gibi olan iki insan birbirine küs kalamaz, kalmamalı da...

Bu yüzden sonunda sana mektup yazmaya karar verdim. Umarım mektubum sana ulaştığında açıp okuyacak kadar yatışmışsındır.

Elif, canım ne seni ne kadar sevdiğimi söylememe ne de Coşkun'la neden evlenmek zorunda olduğumu sana yeniden anlatmama gerek olduğunu düşünüyorum. Coşkun'la evliliğim konusunda beni er ya da geç anlayacağını düşünüyorum çünkü.

Mutluluğum konusunda hiçbir endişeye düşme. Emin ol mutluyum ve rahatım yerinde. Evliliğe şimdiden alıştım sayılır. İstanbul'un dışına doğru bir semtte iki katlı, güzel bir evde yaşıyorum. Evimin bahçesini görmelisin, öyle güzel çiçekler var ki...

Coşkun, burada Vural Bey'in teyzesi Leman Hanım'ın bağışlarıyla dönen bir yardım vakfının başında. Zamanının çoğunu orada harcıyor. Kalan zamanlardaysa şükür ki benim öğüdümü dinleyip bahçeyle ilgileniyor, ben de böylece evin içinde uzunca bir süre yalnız kalıp kafamı dinleyebiliyorum.

Yine de çok sıkıldığımı söylemeliyim. Çünkü civardaki evlerde yaşayan kadınlar hep orta yaşlı, onlarla pek bir şey yapamıyorum doğal olarak. Bu yüzden hem aramızda olan kırgınlığı sona erdirmek hem de yalnızlığıma bir parça da olsa ortak olmak istersen seni evimde ağırlamaktan çok mutlu olurum.

Biliyorum, üç gün sonra üniversiten ara tatile giriyor. Bu yüzden zaman konusunda rahat olacağımızı düşünüyorum. Bol bol hasret gidermiş oluruz.

Cevabını bekleyeceğim canım. Seni çok öpüyorum.

Sevgiler... Şeyma...

Not: Evimin adresini ne olur ne olmaz diye arka sayfaya yazıyorum."

Elif mektubun arkasını çevirip Şeyma'nın yazdığı adrese göz gezdirdi. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme kalmıştı. Şeyma çok haklıydı. İkisi kardeş gibi büyümüştü, kardeşler birbirine küs kalamazlardı. Şeyma'yı ne kadar özlediğini düşündü. Üstelik bu değişiklik Burak'ı unutabilmesi için de güzel bir fırsattı.

Kar ve Su (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin