Multimedia'da Yankı var! *-*
Ah, Yankı'nın modeline bayılıyorum çünkü çocuk aşırı samimi ve komik. Yanaklarını mıncırırım senin.
Bölüm Ecem'in ağzından.
İyi okumalar böceklerim!
Bir insan abisinin tavırlarından ancak bu kadar iğrenebilirdi. Sevimli gözükmeye çalışan malın tekiydi. Beyninin yerinde ne olduğunu gerçekten merak ediyordum. Bu mallıkla benim abim olması saçmalıktı zaten.
Daha mal olması lazımdı.
Bak yine kendime hakaret ettim ama sinirliyim ne yapabilirim? Gidip yüzüne tükürsem ne olur ki? Bir tanecik tüküreyim ya lütfen.
"Ya gitarı ikileyelim, ya da şansımı piyanoda deneyeyim? Piyano aşırı kaçabilir, bence gitarı ikilemekte bir sıkıntı olmaz. Biz arkadaşla iyi anlaşabiliriz."
Son söyledikleriyle daha fazla ağzımı kapalı tutamamış, tüm sinirimi sözcüklere yansıtmıştım.
"Ya ya, ne demezsin. Sen önce kardeşinle iyi anlaş be, öküz!"
Kendimi sıkmaktan yüzümün yandığını hissedebiliyordum. Normal bir konu olsa bu kadar sinirlenmezdim ama Ata'nın ne yapıp edip kendini her boka sokmasından nefret ediyordum. Ben de ona sokacaktım yakında.
Hocaya ayıp olmasın diye katlanmıştım ama bu kadarı da fazlaydı. Yerimden hızla kalkıp salondan çıktım. Ata'yı her seferinde davranışları konusunda uyarıyordum ama beyefendinin bir kulağından girip diğerinden çıkıyordu.
Koridorun sonunda, yangın merdivenlerine çıkan kapıyı gördüğümde oraya doğru ilerledim. Normalde buradan çıkmamız yasaktı fakat ben zaten kurallara pek de uyan bir tip değildim. Nefes almam gerekiyordu bu yüzden bir saniye bile tereddüt etmeden kapıyı açtım ve bir üst kata çıkıp dördüncü basamağa oturdum.
Kollarımı dizlerime yaslayıp yüzümü de kollarıma gömdüm. Şu sıralar hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Ata'yla her zaman atışıyorduk ama bir süredir davranışları sadece bana değil, arkadaşlarıma da zarar veriyordu. Özellikle Hira, Ata yüzünden çok dalgındı. Ata gibi bir salağı hâlâ nasıl sevebildiğini anlamıyordum. Belki de hiç sevmediğimdendi.
Doğan'la olan kavgamızdan bahsetmiyordum bile. Söyledikleri... çok can yakıcıydı. İnsanlar için önemsiz olabilirdi ama ben uyuşturucu konusunda fazla hassastım. En yakın arkadaşımı o pis illet yüzünden kaybetmemin üstünden henüz iki yıl geçmişken ve acım ilk günki gibi tazeyken bunu söylemesi kötüydü.
Kolumda sıcak bir el hissettiğimde irkilerek kafamı kaldırdım. Gözümden ne ara aktığını anlamadığım yaşları gizlice silerken istemesizce burnumu çektim. Ölüm kötüydü. Ölüm çok kötüydü. Hele arkasında bıraktığı acı kadar kötüsü yoktu.
"Neden ağladığını sorsam bana kızar mısın?"
Yankı'nın bakışları yüzümde gezinirken kendimi zorlayarak güldüm. "Ne ağlaması? Saçmalama, ben ağlamam."
Bir anda elini yanağıma uzattığında ne yaptığını idrak edememiştim. Parmağıyla yanağımdaki silemediğim gözyaşını yavaşça temizlediğinde oldukça afallamıştım. Baş parmağını gözümün önüne getirip ucundaki ıslaklığı vurgulayarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK | Yarı Texting
Подростковая литератураHira: Yaptıklarımdan hoşlanmıyor olabilirsin. Evet, belki ikiyüzlüyüm. Belki bencilim. Ama inan bunlar umurumda değil. Hira: Çünkü henüz çocuğum ve bunları düşünerek vakit kaybedemem. Hira: Fakat sandığının aksine mükemmel bir hayatım olduğu ya da...