-57-

518 36 219
                                    

Fotoğrafta Kaan ve Hira var. Allah'ım, var ya şeker diye yenirsiniz. *-*

Şam - Artık

LÜTFEN ŞARKIYLA OKUYUN.

Bana güvenin, beğeneceğiniz bir bölüm. İyi okumalar. ;)

"Üzgün görünüyorsun."

Fulya koluma dokunduğunda irkilerek ona baktım. Dalgındım çünkü kafamı kurcalayan şeyler vardı. Buraya gelirken eğleneceğimizi düşünmüştüm ama öyle olmamıştı. Doğan'ın söylediği hüzünlü şarkı bir yana herkes ortadan kaybolmuştu.

"İyiyim." deyip gülümsemeye çalışarak gözlerimi bulunduğumuz mekanın içinde gezdirdim. Şu an burada sadece Hazal, Yankı, Fulya, Ural ve ben vardık. Gece Doğan'ın yanına gitmişti, tahminimce Ecem de. Kaan ve Ata'nın nerede olduğunu bilmiyordum. Tunç sahne arkasında olmalıydı.

"Ördekler üzülmemeli, vak vak!"

Ural'ın sesiyle istemsizce güldüm, Fulya da bana katıldı. İkisi fazlasıyla yakışıyorlardı. Bildiğim kadarıyla arkadaştılar. Umarım Fulya yakın zamanda Ural'a açılırdı ve mutlu olurlardı. Ural'ın da Fulya'ya karşı boş olmadığını düşünüyordum. İyi anlaşıyorlardı.

Uzaktan gelen Tunç'u gördüğümde yanaklarıma doldurduğum nefesi yavaşça dışarı üfledim. Yanıma gelip oturduğunda bakışlarımı ona çevirdim.

"Doğan iyi mi?"

Bana bakıp dudaklarını bilmediğini belirtircesine büzdü. "Gece'nin bizim maymunun yanına gittiğini gördüğüm için bakmadım."

Kafamı sallayıp önüme dönerek elimdeki pipetle oynadım. Doğan şarkıyı bitireli neredeyse on dakika oluyordu ve Tunç hariç kimse geri dönmemişti. Bu düşüncemin hemen ardından Ecem hızla yanımızdan geçti. Gözlerini mi siliyordu o?

Ben telaşla ayağa kalkarken Yankı yanına yetişip kolundan tutmuştu. Kaşlarım çatılırken Ecem'le göz göze göze geldik. Bakışlarını kaçırıp kolunu Yankı'dan kurtararak çıkışa yöneldi. Yankı onu durdurmaya çalışırken Gece yanımıza geldi.

"Ne oldu?"

Fulya'nın sorusuyla ben de Gece'ye baktım ama hiçbir tepki vermedi. Sadece çantasını alıp Ecem'den önce çıkıp gitti. Ecem, Gece'nin yanından geçmesiyle ona gözlerini kırpmadan bakmıştı. Ne oluyordu böyle?

Ecem'in duraksayan adımları tekrar hareketlenirken onun yanına gitmek için ayağa kalktım ama uzun süre sonra sahnede çalmaya başlayan şarkıyla olduğum yerde durdum. Herkesin gözleri sahneye dönerken yüzlerinde bir şaşkınlık ifadesi belirdi ve ardından bakışlar bana çevrildi. Ne olduğunu anlamayarak ben de onlar gibi sahneye baktım.

Ata?

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken o bana gülümseyerek bakıp şarkıyı söylemeye başladı. Şarkı söyleyeceğini bilmiyordum.

Onun yaptıklarını, yapacaklarını genelde bilmiyorsun ki zaten.

İç sesime hak verdiğim sırada Ata nakarat olduğunu tahmin ettiğim kısmı bitirip sözlere giriş yaptı. Anında kaşlarım çatıldı. Bu sözler... çok tanıdıktı.

"Bu anılara sor beni.

Acılara boğ,

Bugün bi' kaçışım yok.

Yine aklımdaki tek zehir sen, sensin.

Ya geçmişimi ver ya da yarınımı al benim

BATAKLIK | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin