-35-

594 37 153
                                    

Ecem: Doğan

Doğan: Efendim gün ışığım, yaşama sevincim, gönlümün premsesi, birtanem

Ecem: Yavşama lan

Ecem: Neyse önemli bir şey diyeceğim

Ecem: Hira'yla Ata'yı ayırmamız lazım

Doğan: Ayırırız gülüw

Doğan: Yeter ki sen iste

Ecem: Ciddi ol iki dakika aq

Doğan: Hira böyle mutlu değil mi?

Doğan: Niye ayırıyoz

Ecem: İyiliği için tabii ki

Ecem: Ata piçin teki bilmiyor gibi konuşma

Doğan: İyi de

Doğan: Ata kötü diye Hira onu sevmekten vazgeçecek diye bir şey yok ki

Ecem: Vazgeçmesi lazım

Doğan: Nasıl?

Ecem: :)

Doğan: Hayda

Doğan: Bu gülücük hiç iyiye işaret değil

Doğan: Güzelim, ne var aklında?

Ecem: Anlatırım

Ecem: Tunç'u ayartmamız lazım

Ecem: Planın işlemesi için ona da ihtiyacım var

Doğan: O biraz zor işte

Ecem: Zor olduğunu biliyorum

Ecem: Sen de tam olarak burada devreye giriyorsun :))

Doğan: Anneeeeeeğ

Doğan: Oğlun piyon olmuş gidiyor yardım et

Ecem: Geri zekalı

Ecem: Burada sadece ikimiz varız

Doğan: Ne demek istiyorsun Ecem? :o

Doğan: Ben imanlı bir çocuğum

Doğan: Sapık isteklerini benden uzak tut

Ecem: Sen beni sinir etmek için mi yaratıldın ya

Ecem: Beni iyi dinle

Doğan: Nasıl dinleyeyim aq mesajlaşıyoruz

Ecem çevrimiçi

Ecem yazıyor...

Doğan: TAMAM DUR SÖVME

Ecem: Aferin, adam ol

Ecem: Her neyse

Ecem: Tunç'un evine gidip onu dışarı çıkmaya ikna edeceksin

Ecem: Artık bunu hangi yolla yaparsın orası sana kalmış

Ecem: Sonra da sana birazdan atacağım konuma getireceksin

Doğan: Planı ne zaman öğreneceğim?

Ecem: Tunç'u getirdiğinde

Doğan: Ama bu haksızlık

Doğan: Nerede işbirlikçilik?

Doğan: Nerede eşitlik?

Ecem: Götünde Doğan, götünde

Ecem: Şimdi kes sesini ve söylediğimi yap

Ecem: Tunç'a da ağzından bir şey kaçırma

Doğan: Tamam gülüm, hallettim say

Tunç'un kapısının önüne geldiğimde sigaramı yere atıp ayakkabımın ucuyla söndürdüm. Üf ne havalıyım he.

İşaret parmağımı zile yaslayıp kapıyı çaldım. Yaramazca sırıtıp elimi çekmeden bunu devam ettirdim. Sevdiğim insanları, özellikle mavişi sinir etmeye bayılıyordum. Gerçi, son zamanlarda yeterince sinirliydi ama olsun.

Kapıyı açtığında parmağımı çekip ellerimi arkama saklayarak ıslık öttürmeye başladım. Kapüşonumdan tutulup Tunç tarafından küfürler eşliğinde içeri çekildiğimde kıkırdadım.

Bu da bana aşıktı.

"Şu kapı zilini söküp sana takacağım Doğan. Zile basıp elini çekmek bu kadar zor bir şey mi lan?"

Beni umursamadan içeri ilerlemeye başladığında peşinden gidip kollarımı boynuna doladım. Beni üstünden silkelediğinde saçlarımı düzeltip önünü kestim.

"Seni kaçırmaya geldim mavişim."

Bana bön bön baktıktan sonra kendini koltuğa bıraktı. Yanına gidip dizimle bacağını itekledim. "Seni kaçırmaya geldim diyorum, sen hâlâ oturuyorsun. Hadi kalk, hazırlan."

"Siktir git kendini kaçır."

Gözlerimi kısıp uzaklara bakarak düşünmeye başladım. "Onu nasıl yapacağım?"

Böyle bir şeyin olmayacağını anladığımda Tunç'un kolundan çekiştirmeye başladım. Hayvan gibiydi çocuk, kıpırdamıyordu bile.

"Tuş hadi!"

"Doğan, sal beni."

Kolunu bırakıp ofladım. "Lan gelmen lazım!"

Alttan bakışlarını bana yolladı. "Sebep?"

Güzel soru.

"Çünkü... erkek erkeğe takılmayı özledim. Kız keseceğim biraz. Tek başıma olunca canım sıkılıyor. Hadi abiciğim ya, fazla durmayız zaten."

"İnandırıcı gelmedi."

Gözlerimi kısarak ellerimi belime koydum ve ona kınayan bakışlarımı yolladım. "Hemen kalkmazsan seni annene şikayet ederim. Ve bilirsin Semra teyzeciğim pek sever terlik fırlatmayı."

Annesinin adını duyunca koltukta dikleşti. Aynı şekilde gözlerini kıstığında bunun bir bakışma yarışı olduğunu biliyordum.

"Yapamazsın."

Piç sırıtışımı takınıp cebimden telefonumu çıkardığımda yerinden sıçramıştı. Telefonuma yöneldiğinde havaya kaldırarak merdivenleri işaret ettim.

"Hadi aslan, göreyim seni."

Yenilgiyle merdivenleri çıkmaya başladığında bana sövmeyi de ihmal etmiyordu. "Amına koyayım, Doğan!"

"Ben de seni seviyorum aşkım."

Devam edecektim ama üşendim. İdare edin.

Hadi bb.

BATAKLIK | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin