-43-

563 30 254
                                    

Fotoğrafta Yankı ve Ecem var.

Bölümün başları Ecem'den. Yankı'yla konuştukları zaman diliminde geçiyor. Texting olan kısım da Kaan ve Yankı arasındaki konuşmalar

Bol bol yorum yapın ballı çöreklerim

İyi okumalar!

Yankı'yla kuşların cıvıltısı eşliğinde yaklaşık on beş dakikadır bahçenin köşesindeki bankta sessizce oturuyorduk. Ağzını açıp konuşmasını bekliyordum ancak çıt çıkarmıyordu. Konunun ne olduğunu az çok tahmin edebiliyordum.

Derin bir nefes verdim ve çenemde ritim tutturduğum parmaklarımı çekip kollarımı dizlerime yaslayarak kafamı ona çevirdim.

"Lafa girsen diyorum artık. Sıkıldım."

Her zamanki gibi kabalığım beni yalnız bırakmazken Yankı gergince dudaklarını ıslatıp bakışlarını gözlerime dikti. Ben de dikleşip ona döndüm. "Neden itiraz etmedin?"

Üstü kapalı söylediği şeyi anında anlayarak tek kaşımı kaldırdım. "Neden edeyim?"

Kavga ettikleri gün Doğan'ın ona söylediği şeyden bahsediyordu. Ondan hoşlanmam konusundan... Yankı diyeceği şeyi seçmeye çalışırken bu kez ben sordum. "Sen ettin mi?"

"Hayır."

"Ben sana 'neden' diye sordum mu?"

"Sormadın ama bence sorman gerekirdi."

Boğazımı temizlerken içimdeki gülme isteğini engellemeye çalışarak gözlerimi Yankı'nın gözlerine sabitledim. Ciddi olduğumu anlamasını istiyordum.

"Bak Yankı, ben yalan dolanla uğraşmam. Aklıma ilk geleni direkt söylerim, bundan çekinmem. Hatta genelde insanlar sırf bu yüzden beni 'dobra kız' sıfatıyla anar ve benden pek haz etmezler."

Yankı hafifçe güldüğünde kendimi tutmayı bir kenara bırakıp ben de güldüm. Ardından konuşmaya devam ettim. "Ama bu benim umurumda değil çünkü ben neysem oyum. Kimseye kendimi sevdirmek zorunda değilim. İnsanlar beni iyi ya da kötü bilmiş, bana ne? Ben kendimi bildikten sonra insanları ne yapayım?"

"Haklısın." Yankı'nın mırıldanmasıyla birkaç saniye susup ona biraz daha yaklaştım. Zemine diktiği gözleri tekrardan yüzüme çıkarken içten bir şekilde gülümsedim.

"Anlayacağın, benim için doğru olan şeyi inkar etmem. Eğer sorduğun buysa... Evet, senden hoşlanıyorum."

Yankı, itirafım karşısında şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Bense öylece yüzüne bakıyordum. Doğruları söylemiştim ve bunlardan utanacak değildim. Belki biraz patavatsız olduğumdandı. Hep Ata yüzünden.

Aradan birkaç dakika geçtiğinde Yankı söylediklerimi sindirip silkelendi. Hâlâ ona aynı mesafede duruyordum. Elini yanağıma uzatıp tersiyle hafifçe okşarken gülümsemişti.

"Sanırım ben hırçın bir kıza kalbimi kaptırdım."

Yüzümdeki ifade donakalırken hücrelerime akın eden sinirle kaşlarımı çatıp Yankı'nın elini sertçe ittim. "Öyle mi? O zaman yanımda oturmayı bırakıp kalbini kaptırdığın hırçın kıza git Yankı. Ne diye buradasın?"

Yankı dengesiz tepkilerime önce şaşkınlıkla baktı, sonra gülmeye başladı. Hızla ayağa kalktım. Benimle dalga mı geçiyordu bu?

"Hayır anlamıyorum, bu kadar komik olan ne? Maşallah, bir güldün karşıki dağlar yıkıldı Yankı. Güzel de gülüyor Allah'ın belası. Pes yani. Hırçın kıza kaptırmışmış kalbini. Siktir olup gitsene kalbini kaptırdığın kıza, hadi! Defolu mal yemin ederim ya. Abimin bulacağı arkadaşlar da anca bu kadar işte. Burada neler söylüyorum, gelmiş bana neler diyor. Bir aşk itirafı yapacaktık, burnumuzdan getir-"

BATAKLIK | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin