Fotoğrafta sol tarafta Kaan ve Yankı, sağ tarafta Ata var. Ata'ya feci düşüyorum. :(
İyi okumalar
Hira: Her şey hazır mı?
Ata: Evet güzelim, her şey istediğin gibi
Ata: Yoldayım ben de zaten
Hira: Diğerleri?
Ata: Haber yolladım, yola çıkarlar biraz sonra
Hira: Ne yaptın?
Ata: Aslında benim pek bir şey yapmama gerek kalmadı
Hira: Nasıl yani?
Ata: Şöyle ki
Ata: Evden telaşlı bir şekilde ayrıldım, iyi düzeydeki oyunculuğum da baya yardımcı oldu bana
Ata: Küçük kardeşim nereye gittiğimi sordu, ben de sana bir şey olduğunu söyledim ve cevap vermesine izin vermeden kaçtım
Ata: Ecem'in çenesinin düşüklüğünü biliyorsun, herkese çoktan söylemiştir
Ata: Muhtemelen birazdan bana mesaj yığdırıp konum isteyecek
Ata: Hah, hatta şu an başladı bile
Hira: Çok mantıklı...
Ata: Zeki bir sevgilin var ;)
Ata: Neyse. Araba kullanıyorum şimdi, 15 dakikaya oradayım
Hira: Tamam
Ata'yla olan konuşmamdan çıkıp Tunç'un isminin üstüne tıkladım. Biraz da o cephedeki işleri kontrol etmeliydim.
Hira: Tuunç
Hira: Haber geldi mi?
Tunç: Evet fıstık, Ecem aradı az önce
Tunç: Merak etme hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davrandım, bizim maymun çakmadı hiçbir şey
Hira: Oh süper
Hira: Çıktınız mı peki yola?
Tunç: Henüz değil. Doğan'ın lavabodan çıkmasını bekliyorum, fazla sürmez
Tunç: Sen iki çantayı götürebilecek misin? Ağır olmaz mı?
Hira: Bir şey olmaz ya. Zaten Ata arabayla gelecek, aşağı indirsem yeter.
Tunç: Anladım
Tunç: Doğan geliyor kaçtım ben
Hira: Tamam görüşürüz
Ağzına kadar dolu olan bavul tarzındaki çantaları iki elime alıp zorlukla dış kapıya ilerledim. Şansıma annem bugün evde değildi, ona Ecemlerde kalacağımı söylemiştim. Zaten pek sorgulayacağını da sanmıyordum. Malum, kendisi yoğun bir iş kadınıydı.
Plan tam istediğim gibi işliyordu. Amacım herkesi aynı ortama çekmekti. Muhtemelen kavgalar olacaktı ama konuşulması gereken şeyler vardı ve aklıma gelen en mantıklı şey buydu. Başka türlüsü oldukça zor olurdu.
Çantalarla birlikte merdivenleri aşabildiğimde demir kapıyı açıp dışarı çıktım. Kulağıma ulaşan korna sesiyle bakışlarımı arabanın içinden bana el sallayan Ata'ya çevirdim. Hafifçe gülümserken elimdeki çantaları gördüğü gibi arabadan inip yanıma gelmişti.
"Sağol." diye mırıldandım o çantaları elimden alıp bagaja koyarken. Hızlıca arabanın ön koltuğuna yerleştiğimde Ata da kısa süre içerisinde yanımdaki yerini almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK | Yarı Texting
Teen FictionHira: Yaptıklarımdan hoşlanmıyor olabilirsin. Evet, belki ikiyüzlüyüm. Belki bencilim. Ama inan bunlar umurumda değil. Hira: Çünkü henüz çocuğum ve bunları düşünerek vakit kaybedemem. Hira: Fakat sandığının aksine mükemmel bir hayatım olduğu ya da...