-44-

534 27 215
                                    

Fotoğrafta sol tarafta Kaan ve Yankı, sağ tarafta Ata var. Ata'ya feci düşüyorum. :(

İyi okumalar

Hira: Her şey hazır mı?

Ata: Evet güzelim, her şey istediğin gibi

Ata: Yoldayım ben de zaten

Hira: Diğerleri?

Ata: Haber yolladım, yola çıkarlar biraz sonra

Hira: Ne yaptın?

Ata: Aslında benim pek bir şey yapmama gerek kalmadı

Hira: Nasıl yani?

Ata: Şöyle ki

Ata: Evden telaşlı bir şekilde ayrıldım, iyi düzeydeki oyunculuğum da baya yardımcı oldu bana

Ata: Küçük kardeşim nereye gittiğimi sordu, ben de sana bir şey olduğunu söyledim ve cevap vermesine izin vermeden kaçtım

Ata: Ecem'in çenesinin düşüklüğünü biliyorsun, herkese çoktan söylemiştir

Ata: Muhtemelen birazdan bana mesaj yığdırıp konum isteyecek

Ata: Hah, hatta şu an başladı bile

Hira: Çok mantıklı...

Ata: Zeki bir sevgilin var ;)

Ata: Neyse. Araba kullanıyorum şimdi, 15 dakikaya oradayım

Hira: Tamam

Ata'yla olan konuşmamdan çıkıp Tunç'un isminin üstüne tıkladım. Biraz da o cephedeki işleri kontrol etmeliydim.

Hira: Tuunç

Hira: Haber geldi mi?

Tunç: Evet fıstık, Ecem aradı az önce

Tunç: Merak etme hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davrandım, bizim maymun çakmadı hiçbir şey

Hira: Oh süper

Hira: Çıktınız mı peki yola?

Tunç: Henüz değil. Doğan'ın lavabodan çıkmasını bekliyorum, fazla sürmez 

Tunç: Sen iki çantayı götürebilecek misin? Ağır olmaz mı?

Hira: Bir şey olmaz ya. Zaten Ata arabayla gelecek, aşağı indirsem yeter.

Tunç: Anladım

Tunç: Doğan geliyor kaçtım ben

Hira: Tamam görüşürüz

Ağzına kadar dolu olan bavul tarzındaki çantaları iki elime alıp zorlukla dış kapıya ilerledim. Şansıma annem bugün evde değildi, ona Ecemlerde kalacağımı söylemiştim. Zaten pek sorgulayacağını da sanmıyordum. Malum, kendisi yoğun bir iş kadınıydı.

Plan tam istediğim gibi işliyordu. Amacım herkesi aynı ortama çekmekti. Muhtemelen kavgalar olacaktı ama konuşulması gereken şeyler vardı ve aklıma gelen en mantıklı şey buydu. Başka türlüsü oldukça zor olurdu.

Çantalarla birlikte merdivenleri aşabildiğimde demir kapıyı açıp dışarı çıktım. Kulağıma ulaşan korna sesiyle bakışlarımı arabanın içinden bana el sallayan Ata'ya çevirdim. Hafifçe gülümserken elimdeki çantaları gördüğü gibi arabadan inip yanıma gelmişti.

"Sağol." diye mırıldandım o çantaları elimden alıp bagaja koyarken. Hızlıca arabanın ön koltuğuna yerleştiğimde Ata da kısa süre içerisinde yanımdaki yerini almıştı.

BATAKLIK | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin