34. Bölüm: SOBE!

3.9K 678 11
                                    

Herkese merhabalar yeni bölümle buradayım. Keyifli okumalar dilerim. Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım arkadaşlar!!!

Dedublüman - Çözemezsin 🎶

"Bugün güneş sadece benim bedenim üzerine doğuyordu ama gölgem hep geçmiş zamanın karanlığında iki kişilik beliriyordu."

Egemen'in dikkatini çekmenin yolu onunla inatlaşmaktan geçiyordu. Oğuz'un bana kafede çalışıp onlara yardım etmem için bulunduğu teklifin üzerinden bir saat geçmişti. Evet, ciddi ciddi her gün saati saatine disiplinle çalışacağım bir iş değildi bu, sadece Egemen ve Kerem gibi kafenin yoğun zamanlarında Oğuz'a yardım edecektim ama burada, onların arasında ve en önemlisi de Egemen'in yanında olacaktım. Hemen bugün yardım edebileceğimi söylesem de Oğuz bugün sadece onlara arkadaşlık etmemi istemişti.

Kerem'i bilmiyorum ama Egemen'in sırf aklındaki düşüncelerden kaçarak başka şeylerle meşgul olmak adına burada olduğuna emindim. Kendince kendini oyalıyor ve aynı zamanda da benden kaçıyordu. Ama işte buradaydım ve o kabullenmese de bundan sonra da nefes aldığı her yerde olacaktım.

Oğuz'a büyük tepki vererek benim burada olmamı istemediğini defalarca söylese de Kerem gibi Oğuz da Egemen'in tepkisini görmezden, söylediklerini de duymazlıktan gelmişti. Şimdi onlar yapılacaklarla meşgulken ben masada tek başıma oturuyordum. Oğuz kasada işlemlerle ilgileniyor, Kerem masalardan birine sipariş taşıyor ve Egemen de aynı görevi yerine getiriyordu.

Dirseğimi masaya, çenemi elime yasladım ve ilerideki masadan sesi dikkatimi çeken Kerem'e baktım. Masalarına sipariş götürdüğü kızlara inanılmaz bir bakışla kur yapıyor ve bu ilgiye fazlasıyla memnun olan kızlar tarafından hoş karşılanıyordu.

Kızlardan biri gülümseyerek bir şey söylediğinde Kerem öne doğru eğildi ve kulağına doğru yaklaşan kız kısa birkaç sözcük etti. Dudağının kenarı çapkın bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvrılırken doğrulan Kerem çoktan cebindeki telefonunu çıkartmıştı. Hiç tanımadığı kız ile birbirlerinin numaralarını kaydediyorlardı.

Evet Kerem gerçekten de kızların dikkatini çeken yakışıklı bir gençti. Fiziksel olarak tanımlamam gerekirse boy ve kilo olarak vücutları Egemen ile aynıydı. Sanırım spor yapıyordu. Dağınık saçları güneş ışığında her ne kadar kumrala dönse de saçları koyu kahveydi ve her an etrafına pozitif bir enerji aşılayan açık kahve rengi ışıl ışıl gözleri vardı. Onu yeni tanıyor olsam da duygularını gözlerinden yansıtan insanlardan olduğunu anlamıştım.

Oğuz kınayan bakışlarla çapkın arkadaşını izlerken elindeki servis tepsisiyle kasaya gelen Egemen'i koluyla dürterek Kerem'i işaret etti. Egemen kayıtsızca o yöne baktığında gözlerini devirerek başını sağa sola salladı. Sanırım Kerem'in bu durumuna ben ne kadar yabancıysam onlar o kadar alışkındı.

Kerem'in hınzır hallerine yüzüme yayılan tebessümle gülümserken tam o sırada Egemen ile göz göze geldiğimde onun soğuk bakışlarının etkisiyle ifadem aniden değişti ve gözlerimi ondan kaçırarak hızla başka yöne döndüm. Benimle konuşmuyor ama bakışlarıyla her defasında huzursuz ediyordu. Daha dün tanıdığım arkadaşları bile beni sanki hep buraya aitmişim gibi hissettiriyorken, o beni her bakışıyla kendinden kovuyordu.

Boş boş oturmaktan sıkılmıştım. Masadan kalkıp kasaya gittiğimde "Gel," dedi Oğuz gülümseyerek. "Şansından bugün de işler çok yoğun. Kusura bakma yanında kalıp sana arkadaşlık edemedik ve haliyle sıkıldın tabi."

"Doğrusunu söylemek gerekirse evet sıkıldım," dedim barın üzerindeki menülerden birini alıp rastgele göz gezdirirken. "Size bugün yardım etmeme müsaade etseydin boş boş oturmak zorunda kalmazdım."

DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin