Hoşgeldiniz, keyifli okumalar dilerim😊🙈
Önümüzdeki bu garip kadının dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım. 'Aramıza' derken ne demek istemişti? Şu an bize gülümseyerek baktığına göre testi geçmiştik. Ancak yaptığımız tek şey oturmak ve kadının gözlerinin değişimine tanık olmaktı. Sanırım 'test' kelimesinden anladığımız şey de çok farklıydı.
"Lütfen kalkın ve beni takip edin." diyen kadını duyunca ayağa kalkmıştık. Diana'da anlam veremiyor olmalı ki boş boş bakıyorduk. Önden ilerleyip odadan çıkan kadının peşinden gidiyorduk. Kadın başka bir odaya girdiğinde Diana da peşinden giriyordu ki kolundan tutup onu durdurdum. Ne oluyor der gibi bana baktığında ona biraz daha yaklaşıp kulağına doğru "Yine seni duydum. İçeride, kadının gözleri değiştiğinde 'Tuhaf ama inanılmaz güzel bir görüntüydü.' dedin öyle değil mi?" demiştim. Bunu duyunca aniden küfretmiş ve kocaman olan gözleriyle bana dönmüştü. Eh, tepkisinde oldukça haklıydı. Ne diyebilirim ki?
"Alissa doğru söyle, bilmediğin bir şey falan mı içtin? Yada örümcek mi ısırdı seni? Nasıl bilebilirsin lan bunu?"
"Saçmalama ya ne örümceği? Neyse şu kadını çok beklettik, yürü." deyip onu da çekiştirerek odaya sokmuştum. Nasıl şaşırdıysa artık sudan çıkmış balık gibiydi...
İçerisi daha küçük bir odaydı. Ve oldukça ferahtı. Bir tarafında çalışma masası varken diğer tarafında koltuklar vardı. Garip gözlü kadın, Axel, Daphne ve ilk geldiğimizde gördüğümüz diğer kadın koltuklarda oturuyor ve bakışlarından anladığım kadarıyla bizi bekliyorlardı. Diana'yla birbirimize bakıp omuz silktik ve onlara doğru yürüdük, sonra da boş olan iki kişilik koltuğa oturduk. Saçmalamayın tabiki ayakta beklemeyecektik. Zaten bizi saçma sapan şeylerle uğraştırıyorlardı. Bir de kibarlık olsun diye izin alıp mı otursaydık?!
Bizde oturup garip garip onlara bakarken pardon ben garip garip bakıyordum. Diana ise Daphne'ye sinirle bakıyordu. İlk geldiğimizde olanlar yüzünden onunla tartışamadığı için bakışlarıyla öldürmeye çalışıyordu sanırım. Daphne rahatsız olmuş olmalı ki yerinde kıpırdanıyordu. Ortam hiç normal değildi.
Garip gözlü kadının konuşmasıyla ona dönmüştük.
"Merhaba hanımlar, ben Selene. Bu örgütün kurucularındanım. Az önce şahit olduklarınız sizi korkuttuysa kusurumuza bakmayın ama bu gerekliydi. Örgüt hakkında bilgi vermeden önce özel olup olmadığınıza karar vermemiz gerekiyordu. Normal insanlara gizli örgütümüz hakkında bilgi vermek istemeyiz, öyle değil mi Daphne?"
Dediğinde Daphne'ye dönmüştü. Daphne ise suçunu biliyor gibi başını önüne eğmişti. Tabiki, hiçbir şey anlamayan yine Diana ve bendik.
"Tanıştığımıza memnun olduk fakat artık sizcede bize karşı biraz daha açık konuşmanız gerekmiyor mu?" diyen Diana'ya "Bu örgütün amacı ve sizin 'özel' kelimesinden kastınız ne? Lütfen biz delirmeden bir şeyleri açıklar mısınız?" diyerek destek olmuştum.
"O zaman size her şeyi en baştan anlatmalıyım. Belki inanması güç gelecek ama bu dünyada gerçekten özel güçlere sahip insanlar var. Kendinden tonlarca kat ağır cisimleri kaldıran, ışınlanabilen, duvarların arkasını görebilen, telepati yapabilen sandığınızdan daha fazla insan var. Bizler de işte bu örgütte böyle özel insanları koruyoruz."
Kadının dedikleriyle anında Diana'ya dönmüştüm. O da bana dönmüş ve yine aynı anda o meşhur cümleyi söylemiştik. "Yok artık!" Salak salak birbirimize bakıp gülmeye başlamıştık. Kahkahalarımın arasından zar zor Diana'ya dönüp " Bir de düşünsene seni duymamın sebebi zihin okumam falanmış..." deyip daha çok gülmüştüm. Gerçekten çok saçmaydı. Özel güçlü insanlar mı? Diana da bana katılmış ve o da gülerek "Hatta benim aniden kendimi mutfakta bulmamın nedeni ışınlanmammış." demişti. Ona bakıp gülmeye devam ederken aniden dank etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Strange
FantascienzaGizli bir şirket... Tehlikeli bir deney... Genetiği değişen çocuklar... Telekinezi, ışınlanma, görünmezlik... Aşk, sevgi, dostluk... Tüm bunları içinde barındıran olayları öğrenmek ve her şeyi onlarla beraber keşfetmek istiyorsan sende okumaya başla...