Keyifli okumalar...
Günler geçiyordu...
Yeni şeyler öğreniyorduk. Yeni düzenimize yavaş yavaş alışıyorduk. Bu dünyaya aniden dalmıştık ama yine de kolayca alışabilmiştik. Victoria'ya da gittikçe aşina olmuş, işleyişi hakkında daha çok şey öğrenmiştik.Zamanla mental enerjiyi daha iyi kavramış ve belli bir seviyeye kadar güçlerimizi kullanabilir olmuştuk. Tabi kullanmaktan bahsettiğim tek gücüm zihin okumaydı. Astral seyahat konusunda berbattım. En son Müdire ile olan maceramdan sonra tekrar öyle bir deneyim yaşamamıştım. Diana ise şu an kısa mesafeli olsa da bir yerden bir yere ışınlanabiliyordu. Diğer gücü ise hala muammaydı.
Daphne ve Axel'e de alışmıştık iyice. Yani en azından Daphne ve Diana daha az kavga ediyordu. Bu önemli bir gelişmeydi. Abim de Victoria'ya oldukça alışmıştı. Hatta bizden daha hızlı alışmıştı. Gücünü kullanmak konusunda oldukça hevesliydi. Dediğine göre Ambrose'dan intikam almak istiyordu. Abim ve sevgili kuzenim, kızların aksine kesinlikle gelişme kaydetmemişlerdi. Hatta abim Victoria'da Ambrose ile aynı odada kalmaya başladığından beri daha çok birbirlerini sinirlendirmeye başlamışlardı.
Bugün yine Victoria'daydık. Usta Albert'la olan dersimiz bittikten sonra odamıza gitmeye karar vermiştik ki abimlerin odasının önünden geçerken yine kavga ettiklerini duymuştuk. Sıkıntıyla derin bir nefes alıp Diana'ya döndüm.
-Sence...
Ancak daha sözümü bitirmeme izin vermeden beni azarlamaya başlamıştı.
-Aman sen karışma Alissa! En son karıştığında olanlar ortada.
-Ya ne bileyim ama ben?! Belki aynı odada kalınca araları düzelir diye düşünmüştüm. Hem sende o zaman çok iyi fikir dememiş miydin?
-Sus bari yalan söyleme.
Bana ayıplayan bakışlar atarak odaya giren Diana'ya şaşkınlıkla bakıyordum. Cidden tüm suçu bana yıkmıştı. Neyseki kimse bu durumu öğrenmeyeceği için boşverip kafamı iki yana sallayarak odaya girmiştim.
Tabiki içeri girerken Daphne'yi de burada görmeyi beklemiyordum. Diana'nın ciddi olan suratına bakınca yeni bir şey olduğunu anlamıştım.
-Yine ne oldu? Niye ciddisiniz böyle?
Sorumla Diana dik dik Daphne'ye bakarken Daphe tereddütlü gözüküyordu. Kim bilir yine neler dönüyordu? Diana'nın bakışları ve dürtmelerine rağmen Daphne dayanamayıp " Sizi bu akşam göreve yollamak istiyorlar." demişti. Kaşlarımı çatıp Diana'ya döndüm.
-Bunu söylememesini mi istiyordun? Neden?
-Çünkü bence daha hazır değiliz. Güçlerimize biraz daha alışmalıyız. O yüzden sen öğrenmeden Müdire'ye bizim daha hazır olmadığımızı söyleyecektim.
-Anladım ama artık öğrendiğime göre Daphne ne zaman gidiyoruz?
Diana kafasını iki yana sallayarak kendini koltuğa bırakmıştı. Daphne ise "Bu akşam." diyerek bana cevap vermişti. Diana'nın bana söylememek istememesini anlıyordum. Endişeliydi ve gerçekten hazır olmadığımızı düşünüyordu. Fakat eğer öğrenirsem bir yolunu bulup onu gitmeye ikna edeceğimi de biliyordu. Onun ikna yöntemleri daha iyi olsa da benimkilerde fena değildi.
Diana'nın karşısındaki koltuğa otururken "Ne görevi bu arada? Yani ne yapacağız? Nereye gideceğiz?" diye sormuştum. Daphne de bizim gibi otururken cevap vermişti.
-Yeni gelenleri almaya gideceksiniz. Detayları bilmiyorum ama normalde yeniler için iki kişilik bir grup yollarlar ancak ikiniz de acemi olduğunuzdan sizin yanınıza tecrübeli birini verirler. Kim olur bilmiyorum. Bu eşleşmelere Müdire karar veriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Strange
Science FictionGizli bir şirket... Tehlikeli bir deney... Genetiği değişen çocuklar... Telekinezi, ışınlanma, görünmezlik... Aşk, sevgi, dostluk... Tüm bunları içinde barındıran olayları öğrenmek ve her şeyi onlarla beraber keşfetmek istiyorsan sende okumaya başla...