Bölüm 30

43 11 23
                                    







İyi okumalar dilerim...



(Adrian'ın anlatımından)



Olaydan birkaç saat önce



Mutatio'nun girişinin önünde dururken gergindim. Robert denen adamla son buluşmamda neler olduğunu bilmiyordum. Yine hafizamı silmişlerdi. Bunu bir çeşit hipnoz sayesinde yapıyorlardı. Ne yaparsam yapayım unutturduklarını geri çağıramıyordum.

Bu sefer beni ne için çağırdığını bilmediğimden tedirgin adımlarla girişe yöneldim. Girişte her zamanki nöbetçilerden biri vardı. Kimliğimi doğruladıktan sonra görünmez olarak devam edebileceğimi söylemişti.

Bu her zaman böyleydi. Güvenlik önlemleri çok sıkıydı burada. Her yer kamera doluydu ve o kameraların başında onlarca kişi bekliyordu. Herkes biliyordu ki kör nokta kalmaması için olağanüstü bir çaba gösterilmişti.

Girişin iki nöbetçisi vardı. Sırayla günün tamamında nöbet tutuyorlardı. Girip çıkan herkesi bilirlerdi. Tabi bu kısım sadece ilk önlemdi. Binanın içinde her köşe başında bir nöbetçi dikiliyordu.İç kısımlara gidildikçe bir sürü yerin kilitli veya gizli olduğu görülebiliyordu. Oralara girebilmek için kimlik kartı gerekiyordu. Sadece üst düzey kişilerin o kısımlara geçiş izni vardı. Bu yüzden çoğu kişi oralarda ne olduğunu bilmezdi, benim gibi.

Girişteki nöbetçilerden sonra görünmez olarak yola devam etmemin nedeni bir köstebek olmamdı. Mutatio'dan da çok nadir olsada hainler çıkabiliyordu. Bu görünmezlik önlemi de hainlerin, köstebekleri ifşa etmesini engellemek içindi. Köstebek olarak seçilen kişinin görünmezlik gücü yoksa, ki bu önemsedikleri bir özellikti, William  onlara yardım ediyordu. Görüşme yerine direkt girişten ışınlıyordu, onları.

Köstebek olmayı ben istememiştim. Zaten Mutatio'a adım attıktan sonra istediklerinizin bir önemi yoktu. En azından zihninizin kontrolünün hala sizde olmasını istiyorsanız sadece denileni yapmak zorundaydınız.

Bir sürü koridordan geçtikten sonra Robert'la görüşeceğim odaya yaklaşmıştım. O gelmeden odaya gidip beklemem gerekiyordu. Bekletilmekten nefret ederdi, sonunun da pek hoş bittiği söylenemezdi.

Odaya doğru yürürken yanından geçtiğim, kapısı aralık olan odadan Robert'ın sesini duymuştum. Bu hemen ilgimi çekerken koridoru kontrol ettikten sonra görünmez olsamda dikkatli bir şekilde kapıyı dinlemeye başladım. Robert burada olduğu için koridor oldukça sakindi.

-Emin misin onlar olduğuna? İzlerini kaybettiğini sanıyordum.

-Eminim. O zaman Helena'ya yardım eden kadınların kızları ikiside. Onlar olmalı.

-Adları ne demiştin?

-Diana ve Alissa. Birçok gücü kontrol edebiliyorlar şimdiden.

-Bu deneyin başarılı olduğunu gösterir.

-Kesinlikle, bu hayatımın en büyük deneylerinden biriydi. Onları hemen buraya getirip araştırmalara başlamalıyız.

-Haklısın, onlar iyice güçlenmeden buraya getirmeliyiz. İleride başımıza iş açabilirler.

-Bu riski alamayız.

Duyduklarımdan sonra kapıdan hızla  uzaklaşıp görüşmenin yapılacağı odaya yönelmiştim. Derin bir nefes aldıktan sonra odaya girmiş ve kapıyı arkamdan kapatırken görünür olmuştum. Arkamı dönmemle karşımda Robert denen adamı görmüştüm.

Korkuyla birkaç adım gerilerken bu adamın ışınlanabildiğini unuttuğum aklıma gelmişti. Robert korkutucu sesiyle pelerinin altından "Geç kaldın." demişti.

The StrangeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin