Keyifli okumalar dilerim...
"Siz tanışıyor musunuz?" diye sormuştum merakla. Sorumla Ambrose paniklerken Axel derin bir nefes vermiş "Ambrose da bizden." demişti.
-Ama gerçekten yuh!
-Bu kadar da olmaz ama ya!?
Diana ve ben isyan ederek kendimizi koltuğa bırakırken abimin tepkisi daha farklıydı.
-Bu salağın da mı özel gücü varmış ? Kurbağaya falan mı dönüşebiliyor?
Biz abime göz devirirken Ambrose dehşetle "Siz bunları nereden biliyorsunuz?!" demişti. Yine başa dönmüştük. Sürekli şaşırmaktan yorulmuştum artık. Şaşıran birini uzun bir süre görmek istemiyordum.
Ambrose'un hala garip garip bakmasıyla Axel'in bize dönmüştü. Diana ve ben sessiz kalırken Daphne de gelip yanımıza oturmuştu. Axel abime dönünce "Ben daha yeniyim." deyip kenara çekilmişti.-Yine beni kurban ediyorsunuz yani.
Axel oflasada Ambrose'a olayları kısaca açıklamıştı. Tabi Ambrose'un şok geçirdiği kısımlara değinmek istemiyorum, dehşet vericiydi.
-Kırk yıl düşünsem sizinde özel güçlerinizin olacağı aklıma gelmezdi.
-Aynı şeyleri bende senin için düşünüyordum.
Abimin dediklerini duyan Ambrose ona yandan bir gülümsemeyle bakmış, göz kırpmıştı. Abimse buna karşılık kusuyormuş gibi yapıyordu. Gerçekten birbirlerini sinirlendirmekten zevk alıyorlardı.
Merakla Ambrose'a dönüp "Senin özel gücün ne?" diye sormuştum.
-Ben görünmez olabiliyorum.
Sırıtarak cevap veren canım kuzenim yandan yandan abime bakıyordu. Abim de bu bakışı yakalamış ve ona gözlerini kısarak bakmaya başlamıştı. Ambrose ise daha çok sırıtıyordu. Aniden gözlerini büyüterek ayaklanan abime garip garip bakıyorduk.
-Sakın! Sakın, bunu yaptığını söyleme! Sen miydin!?
-Bu kadar sinirlenme kuzen. Ne güzel sana yardım etmiştim işte. Daha ne istiyorsun?
Ambrose her zamanki rahat tavırlarıyla sırıtırken abim sinirden kuduruyordu. Ne olduğunu anlamasamda izlemesi çok keyifliydi. Yinede merak ediyordum ne olduğunu bu yüzden daha fazla dayanamayıp "Neyden bahsediyorsunuz?" diye sormuştum.
-Sadece geçen gün Derek'e duş alırken yardımcı olmuştum. Ondan bahsediyor.
Ambrose'un neden bahsettiğini anlayamamıştım. Fakat bir süre düşündükten sonra olayı anlayıp gülmeye başlamıştım. Diğerleri ise anlamadıklarından boş boş bakıyorlardı. Abim sinirle "Gülme Alissa!" desede onu pek dinlediğim söylenemezdi. Bu gidişle susmayacağımı anlayan Diana olaya el atmış "Alissa gülme de anlat! Biz hiçbir şey anlamadık. Ne oluyor?" demişti. Diana'nın sözlerinin altındaki gizli imayı anlamış ve hemen gülmeyi kesmiştim. Açıkça söylemeden bile beni çok güzel tehdit ediyordu. Bu da bir yetenekti tabi...
"Geçen hafta annemlerde kalırken olmuştu. Ambrose da bizimle kalıyordu o hafta. Birden bire abimin bağırışını duyup banyoya koşmuştuk hepimiz. Sonra bir baktık abim yere yapışmış. Ayrıca üstü başı da una bulanmış! Ay o an gözümün önünden gitmiyor." dedikten sonra o anları hatırlamamla tekrar gülmeye başlamıştım. Abim sinirle Ambrose'a bakıyordu.
-Sadece o kadar olsa neyse iki de bir su kapanıp duruyordu. Ayrıca şampuan da kafama düşüp duruyordu. İşte en son çıkarken de paspas ayağımın altından kaydı, yere düştüm. Unun nasıl döküldüğünü ise anlamamıştık. Unu benim banyoya götürdüğümü düşünmüştü herkes. Bir hafta boyunca evdeki herkes garip garip baktı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Strange
Science FictionGizli bir şirket... Tehlikeli bir deney... Genetiği değişen çocuklar... Telekinezi, ışınlanma, görünmezlik... Aşk, sevgi, dostluk... Tüm bunları içinde barındıran olayları öğrenmek ve her şeyi onlarla beraber keşfetmek istiyorsan sende okumaya başla...