Merhaba 🙋
Nasılsınız?
Yorumlarınızı bekliyorum 😉
İyi okumalar ❣
Jung Mi, Eun Sang'dan onun başına gelenleri anlatmasını istedikten sonra bir süre konuşmadılar. Jung Mi dayanamayıp konuştu.
J.M.: Anlatmayı düşünüyor musun Eun Sang?
E.S.: ...
J.M.: Bak, ne kadar kötü hissettiğini biliyorum, seni anlıyorum ama böyle de olmaz canım benim. Anlat banada, hadi... Böyle içine atarak olmaz. Tamam mı?
E.S.: Tamam...
J.M.: Hadi bakim! Şimdi kendimizi topluyoruz ve anlatmaya başlıyoruuuuuuzz.
Eun Sang, Jung Mi'nin onu güldürmek için böyle davrandığını biliyordu ve işe yarıyordu da. Eun Sang güldü ve anlatmaya başladı.
E.S.: Sen kaçtıktan sonra mecburi derse girdik çünkü hoca geldi. Tüm gün boyunca seni düşündüm, seni düşündük. Öğle arası oldu bir şey yemedik, konuştuk. Dedi Joon Seo'ya "Okul çıkışı direkt Jung Mi'yi arayacağız." o da "Tamam." dedi. Çıkış zamanı geldi Joon Seo erkenden hazırlanmıştı. Bende kitapların üstünde uyumuşum. Beni uyandırdı sonra bende dedim "Sen in ben hazırlanıp geliyorum." yine "Tamam." dedi, indi. Bende telefonuma baktım senden bir mesaj var mı diye, yoktu. Sana mesaj attım. Sonra toparlandım ve aşağı indim. Bahçede Joon Seo'yu arıyorken duvar kenarında başka bir kız ile öpüştüğümü fark ettim. Yanlarına gittim ve sadece bekledim... Durup beni fark etmelerini bekledim... Joon Seo tepkisiz bir şekilde duruyordu, şok olmuş gibi. Kız ise onu ısrarla öpüyordu. En sonunda Joon Seo kendine geldi ve kızı çok hızlı bir şekilde geri itti. Sonra kıza bağırmaya başladı. Sinirle kıza bağırıyorken kafasını çevirdi ve beni fark etti. Ben o sırada gözlerim yaşlı bir şekilde onları izliyordum. Sonra onları alkışlayıp "Bravo sana, gerçekten bravo!" dedim ve kaçtım. Peşimden gelmeye bile tereddüt etti. Kıza bakıp bakıp durdu ve en sonunda peşimden gelmeye başladı. Ama ben çoktan ondan olabildiğince uzaklaşmış onun beni göremeyeceği bir yere geçmiş onu izliyordum. Sonra o beni fark etmeden geçip gidince yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Sonra sarı saçlı tatlı bir çocuk geldi ve beni teselli etmeye başladı. Ne olduğunu bilmeden! Ona teşekkür ettim ve toparlanıp ayağa kalktım. Sanırım marketten dönüyordu. Elindeki poşetten bir tane çikolata çıkartıp bana uzattı. "Kızlar mutsuz olduğunda çikolata onlara ilaç gibi gelir diye biliyorum. Al bu senin olsun. Her ne oldu bilmiyorum ama takma kafana, sıkma canını, değmez." dedi bana. Biliyor musun? Haklıydı. Değmezdi. Ona yine teşekkür ettim ve "Buralarda mı yaşıyorsun? Seni daha önce görmedim." dedim. O da "Evet, yeni taşındım." dedi. Bende gülümseyip elimi uzattım ve "Belki bir daha karşılaşmayız ama olsun. Ben Eun Sang." dedim. O da gülümseyip elimi sıktı ve "Jimin" dedi. Memnun olduğumu söyleyip teşekkür ettim ve gittim. Sonrası bu haldeyim işte.
Eun Sang anlatıyorken arada bir ağlasa da kendini çabuk toparladı.
J.M.: Canım benim ya başına neler gelmiş?
E.S.: Hiç sorma! O şerefsizi affetmemeyi düşünüyorum! Ya o çocuğun bana verdiği çikolataya baktım yolda giderken çocuk daha beni tanımadan en sevdiğim çikolatayı vermişti bana ya! Yolda sinirlerim bozuldu güldüm onun sayesinde. Hiç tanımadığım biri beni bu kadar çabuk mutlu edebiliyorken tanıdığım biri bu kadar çabuk üzebiliyor.
J.M.: Haklısın. Ama bence Joon Seo'yu affedebilirsin.
E.S.: Jung Mi saçmalama! Senle aynı durumdayım şu an senin dediğine bak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞUNUN OĞLU KİM TAEHYUNG
FanfictionMerhaba ben Y/N (senin adın). 16 yaşındayım ve lise 2'ye gidiyorum. Güney Kore'de yaşıyorum. Annem Türk, babam ise Güney Koreli. Bir abim var o ise 18 yaşında. Hem Türkçe hem de Korece biliyorum. Not: Kitabın devamında Y/N değişip Jung Mi adını alıy...