KOMŞUNUN OĞLU KİM TAEHYUNG

28.Bölüm💐"Doğruluk mu?Cesaretlik mi?"

Merhaba 🙋

Nasılsınız?

Yorumlarınızı bekliyorum 😉

İyi okumalar ❣

          Jung Mi ailesi ile doktordan döndüğü zaman Sun Hee'de çöp atmak için dışarı çıkmuştı.

E.S.: Neyseki bir şeyin yokmuş.

S.M.: Erkenden pansuman yaptığı için yara o kadar da kötü değilmiş. Aferin sana kızım!

K.D.: Bir de nasıl kestiğini bilseydik.

J.M.: Ya abi dedim ya bardak kesti diye!

K.D.: İyi tamam öyle olsun bakalım.

J.M.: Abiii!

K.D.: Efendim? 😁

E.S.: Şşşşhht! Tamam! Yeter susun ikinizde! Biz babanızla markete gidiyoruz, evde uslu uslu durun.

K.D.&J.M.: Tamam anne.

         Jung Mi'nin annesi ve babası markete gidince Kang Dae'de kapıyı açmak için Jung Mi'den anahtarı vermesi için elini uzattı.

J.M.: Ne var?

K.D.: Anahtarı bekliyorum Jung Mi.

J.M.: Anahtar mı? Ne anahtarı?

K.D.: İngiliz Anahtarı Jung Mi. Hey Allah'ım, ne anahtarı olabilir Jung Mi?! Evin anahtarı tabiki!

J.M.: Anahtar? İyi de bende anahtar yok ki! Sen almadın mı annemlerden?

K.D.: Yoo ben almadım.

J.M.: E ben sen aldın sanıyorum!

K.D.: E bende sen aldın sanıyorum!

J.M.&K.D.: Harika! Kapıda kaldık! 🤦‍♀️🤦‍♂️

        İki kardeş kapıda kaldıklarını anlayınca anne ve babalarını aramaya çalıştı ama ne anneleri ne de babaları telefona baktı. İkisi de ümitsizce kapının önündeki merdivenlere oturup beklemeye başladı. Bir süre sonra Kang Dae mızmızlanmaya başladı. Jung Mı de Sun Hee'yi fark edip ona seslendi.

K.D.: Senin yüzünden buradayız biliyorsun değil mi? Hangi akla hizmet anahtarı almazsın ki?!

J.M.: Ne yani yine şimdi suçlu ben miyim?!

K.D.: Evet! Niye anahtarını almıyorsun kızım?

J.M.: Ya ne bilim ben, kırk yılın başı bir kere unutmuşum işte. Hem ben niye alıyorum?! Senin de anahtarın var! Sen niye almadın?!

K.D.: Unutmuşum! Hem ben ne bilim annemlerin markete gideceğini falan.

J.M.: Bende unutmuşum! Hem ben nerden bilebilirdim?!

K.D.: Her ihtimale karşı alsaydın o zaman!

J.M.: Sende alsaydın o zaman!

K.D.: Sus kız! Hem suçlu hem güçlü!

J.M.: Haydaaaa! Ben miyim şimdi suçlu?! Erkek milleti değil misiniz hepiniz aynısınız! Aman! Siz asla yanlış yapmazsınız!

K.D.: Hepiniz derken?

J.M.: Ne?.. Ben "hepiniz" mi dedim? Şey...

K.D.: Jung Mi kimden bahsettin?!

J.M.: Iıııı... Hey bak Sun Hee unni değil mi o? Hey Sun Hee unni! 🙋

K.D.: Jung Mi o ne alaka şimdi? Niye çağırıyorsun onu?!

J.M.: Sussana sen ya! Dışarıda kalmayız belki yardım edebilir bize.