Her gün olduğu gibi yine bir okul sabahı daha.. 8.00 alarmının çalmasıyla , benim yatağımdan fırlamam bir oldu. İçimde anlam veremediğim bir sevinç vardı, aslında nedeni biliyordum da kendime itiraf etmekden çekiniyordum. Bu gün Serdar öğretmenle beden eğitimi dersimiz vardı . Sınıfa gelecek yoklamayı alacak, beraber salona gidip biraz sohbet edip, voleybol felan oynayacaktık . Aslında onu göreceğim için daha çok seviniyordum. Spor salonumuz okuldan bağımsızdı , karşı tarafındaydı. O da sürekli spor salonunda olduğu için, okulda çok fazla görme fırsatım olmuyordu. İçim kıpır kıpırdı, kelebekler uçuşuyordu adeta. Hemen banyoya gittim, elimi yüzümü yıkayıp , gardolabın karşında onu mu giysem, bunu mu , kararsızlığıyla boğuşurken buldum kendimi. Okulda kıyafetimiz serbestti. En sonunda altıma siyah dar paçamı üstüme fıstık yeşili kazağımı giydim, aynı onun gözlerinin rengindeydi. Duygularımı birazda olsa hissetsin diye, küçük oyunlar oynuyordum ona, kendimce.. Gardolabımın üstünden düzleştiricimi alıp, saçlarımı tarayıp, şekil verdim. Hafifte bir makyaj ve asla vazgeçemediğim parfümümü sıktığım gibi evden çıkmam bir oldu. Biraz daha oyalansaydım otobüsü kaçırcaktım..
Okulun kapısından girdiğimde, onu arabasından inerken gördüm. Evet, evet bu gün hakikaten şanslı günümdü. Kalbim küt küt atıyordu , yanına yaklaştım ve hafif bir tebessümle "Günaydın Serdar Hocam". O da tebessümle "Günaydın Hasret, Nasılsın?" dedi. "İyiyim, siz nasılsınız, görüşmeyeli?". Tam cevap verecekken telefonu çaldı . O telefonla konuşurken, ben duyduklarım karşında kendimi kaybettim, ellerim bumbuz olmuştu. Sol gözümden bir damla yaş süzüldü ve ordan uzaklaştım hemen. "Birtanem okul çıkışında yanına gelirim, yüzyüze konuşuruz bu konuyu." demişti. Ne yani o geçen yıl haziranın sonuna doğru sevgilisinden ayrılmamışmıydı ? Yeniden mi barışmışlardı, yoksa başka birimiydi bu? Allah'ım bu nasıl bir şey. O an dünyam başıma yıkıldı sanki. Kendimi lavobaya zor attım. Aynanın karşında hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. O okula 9. sınıfın ikinci döneminde gelmişti. Bir buçuk yıldır içimde yaşadığım, ona büyüttüğüm aşk böyle mi bitecekti ? Çok seviyordum, her şeyden çok.. Onu görünce yaşadığım mutluluğu hiç bir kelime tarif edemezdi. Ne yapacaktım ben ? Bu soru beynimi kemiriyordu. Kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. "Hasret" bu ses , İclal'in sesiydi. "Sabahtan beri telefonunu çaldırıyorum neden cevap vermiyorsun, okulda bakmadığım yer kalmadı." Yüzümü İclal'e doğru döndüm ve ona sarıldım. "Bebeğim bu halin ne, ne oldu , niye ağlıyorsun, bir cevap versene Hasret " cümlelerini duyduğum sırada gözlerim karardı ve sonrasını hatırlamıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Teen Fiction"İmkansız bir aşkta, imkan yaratmak için bu kadar acı çektiniz mi siz de ?"