Bölüm 11

17K 494 7
                                    

Aşk ansızın çıkıp gelen, gördüğünüzde kalbinizin ritmini değiştiren, elinizi ayağınızı birbirine dolaştıran, gözlerine her baktığınızda kendinizi kaybettiğiniz, davetsiz, habersiz misafirin hayatınıza girmesiyle başlar...

Sessiz ve zamansız gelir, hiç beklemediğiniz anda çıkar karşınıza. Yüreğinizin sızladığını hissedersiniz. Zifiri karanlığın içinde yolunuzu bulmak için bocalarken ışık olur hayatınıza. Umudunu yitirmiş kuş gibi ölüme kanat çırparken o kafesin içinde, kapıyı aralar size, bu defa beraber özgürlüğe kanat çırparsınız...

Onunla yolunuz kesiştiğinde, gözlerine bakmaktan kendinizi alamaz, yanına gidip saatlerce konuşmak ister ve her konuştuğunuzda saçmalarsınız sonrada rezil olduğunuzu düşünür, karşısında kızarır, hatta ve hatta diliniz tutulur, söyleyeceğiniz kelimeleri seçemezsiniz. Çünkü ; körü körüne aşık olmuşsunuzdur...

Öyle bir yoldur ki yürü yürü sonu gelmez, vazgeçip geri dönülmez. Boşlukta yalpalarken kurtulmak için, bir el uzatır size, kapı olur çıkışınızı bulursunuz. Ondan başka hiç bir şeyi düşünemez, umursamaz ve de bozuk plak gibi adını tekrarlar durursunuz. Akşam olup , yatağa girdiğinizde gözlerinizi kapatıp onunla hayaller kurmak için sabırsızlanırsınız. Artık öğlenleri bile uyumaya, yada onu düşünerek şiirler yazmaya başlarsınız...

Öyle bir hâl almıştır ki yüreğinizde, uğruna gerekirse hayallerinizden, emellerinizden, düşlerinizden, başlıca hayatınızdan vazgeçmeyi bile düşünürsünüz. Peki ya değer mi ?

Ve beklemeye başlarsınız günler geçer, haftalar, aylar hatta yıllar geçer. Bir sır gibi saklarsınız içinizde. Beklemek köreltmez aşkınızı hatta bıçak gibi bilenir keskin olur iyice, azalmaz. Artık onun kalbinde bir mahkumsunuzdur. Anahtarı kilide takıp, sizi hapsettiği yerden çıkarmasını beklersiniz. Hayatınız alt üst olmuştur, tek kurtuluş odur...

Yıllar yılı bir çift göze muhtaç yaşamaya başlar, umutsuzca gelmeyen sonu bekler durursunuz...

Ömrünüz boyunca beklediğiniz insan, belki de uğruna onca gözyaşınızı akıttığınız tek kişidir. Aşk odur, o ise sizi mutlu eden her şey...

Aşk hiç bir kalıba, şekle konulamayan, her kalpte farklı limanlara yelken açan gemiler gibidir. Ya karşılık bulur çok mutlu olursunuz yada karasevda denen kimsenin kurtulamadığı denizde boğulursunuz. İşte aşk böyle bir şey.Yerine her kelimenin konulabileceği "şey "..

ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin