Hani insan hızlıca durmaksızın, aralıksız koşar da sonra bir ara soluk alabilmek için durup nefes almaya çalışır fakat çok zorlanır ya.. Bende o durumdaydım, bunca yıl arkasından bir gölge gibi koşuyordum. Soluksuz, aralıksız, durmaksızın, sonsuzluğa koşuyormuşcasına... Gittiğin yol bitmez, hedefe ona varamazsın . Bir an şüphe edip arkana dönüp bakarsın, hiç mi yol kat edemedim diye. Kafanı geçmişe çevirdiğinde başlangıcı göremeyecek kadar ilerlediğini görürsün fakat büyük bir hayal kırıklığına uğrarsın... Neden mi? Yolları aşıp ona varacağını sanıp, o hayalle hedefe koşarken ona ulaşamadığını görürsün. Umudun kırılır, soluğunla beraber ümidin de kesilir,vazgeçecek gibi olursun. Pes etme raddesine gelmişsindir artık. Kararlı bir halde "Olmuyorsa daha fazla zorlamanın anlamı yok" gerçeğinin arkasına sığınıp, yüreğindeki adamdan kaçıp bu sefer aksi yönde koşmak istersin. Ama yapamazsın, o buna engel olur, müsade etmez.. Sende diretirsin, bir karar aldım, ondan vazgeçmem gerek, o bana imkansız, bunca zaman bu kadar uğraştım ama olmadı laflarıyla yüreğini kandırıp gitmeye çalışırsın. Fakat diyorum ya hani "GİDEMEZSİN." Sebebi gidersen bir boşluğa düşüp bir daha asla ordan kurtulamayacağını düşünüp, neden yaşıyorum diye defalarca sorgulamaktan korkuyormuşsun da o yüzden gidemiyormuşsun gibi gelir. Fakat gerçek sebeb bu değildir. Gerçekte olan "Delice sevdiğin o adamdan kopamadığın için gidememeyişindir..." Kalıp tekrardan mücadele etme arzusuna yenik düşer, yeniden yollara koyulursun. İmkansız aşk da imkan yaratmak için acı içinde kıvranır, olduğun yerde yalpalar durursun. O ise bunlardan bihaber, kendi hayatını sürdürme derdindedir!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Teen Fiction"İmkansız bir aşkta, imkan yaratmak için bu kadar acı çektiniz mi siz de ?"