(Değerli okurlarım kitamın yeni bölümü yoğun isteğiniz üzerine hazır. Müzik de ekledim. Keyifle okumanız dileğimle... 😊)
Serdar'ın beni tutmasıyla yere attık kendimizi. Kafamı kaldırdığımda Serdar'ın sol kolu kanıyordu. Korku içinde ona bakarak:
"Serdarr... Serdar kolun... Kolun kanıyor." diyerek ağlamaya başladım.
Sağ elini, sol yanağıma getirerek :
"Bitanem, ağlama birşeyim yok. Sadece kurşun sıyırdı. Korkma, hadi çıkalım şuradan artık."
Bana sımsıkı sarıldı.
"Yanındayım, kendine gel. Sakin ol. Şuradan gidelim her şey daha güzel olacak. Söz veriyorum sana. Lütfen, biraz daha dayan. Şimdi gidip Arda'dan anahtarı alıp geleceğim, sen sakin ol."
"Ama kolun kanıyor Serdar. Önce onu durdurmamız lazım."
"Hayatım şuradan çıkalım hallederiz. Tamam mı? Hadi bekle." diyip Arda'ya doğru gitti. Arda baygın halde yerde yatıyordu.
"Dikkat et Serdar!"
"Birşey yapamaz bitanem baygın. Sen sakin ol." Dediği esnada anahtarları bulmak için üzerini arıyordu.
"Buldum."
"Şükür nihayet kurtulacağız." Diye tam sevineceğim sırada Serdar elinde anahtarla bana gelirken, Arda uyandı. Serdar'ın bacağını kavrayıp yere düşürdü. Yerde boğuşmaya başladılar.
Arda dizlerinin üzerine doğrulup bir eliyle Serdar'ın yaralı koluna bastırıp diğer eliyle de karnına vuruyordu.
O an ki korkuyla çığlık atıp "Serdarr..." diye bağırıyordum.
Serdar can havliyle sağ kolunu silaha uzattı. Bende mutfağa koşup elime geçen ağır demir çubukla gelip Arda'nın sırtına vurdum. O sırada yere düştü. Serdar kendini kurtardığı gibi silahın tersiyle Arda'nın ensesine vurup bayılttı.
Bana doğru koşup, anahtarı uzattı.
"Hadi aç çıkalım buradan bitanem." Korkudan elim ayağıma dolaştı. Bir şekilde kapıyı açıp dışarı çıktık.
Etrafta dağdan başka hiç birşey yoktu. Bir hayvan bile yoktu.
Ağlayarak: "Serdar napacağız, nasıl gideceğiz şimdi?"
"Arda'nın arabasıyla gideceğiz."
"Ama anahtar yok!"
"Yanlış hatırlamıyorsam evin kapısını açtığımız anahtarlığa takılıydı. Sen burada bekle ben alıp geleceğim hemen."
Elini biranda sıkarak :
"Hayır hayırr... Oraya girme bir daha. Yalvarırım Serdar ne olur gitme."
"Dayan canımıniçi az kaldı. 3 aydır çektiğimiz şu eziyetten kurtulacağız. Az kaldı... Biraz daha sabır. Hemen girip alıp geleceğim."
"Bırakmam Serdar. Olmaz! Bende geleceğim o zaman. Tek yollamam."
"Hasret olmaz. Oraya tekrardan sokmam seni. Bırak beni, alıp geleceğim."
Çaresizce gözlerine bakarak "Tamam." Diyebildim sadece.
Alnımdan öptü. " Korkma bitanem bu defa hiçbirşey olmayacak girdiğim gibi alıp çıkacağım..." dedi ve gitti.
Tedirginlikle arkasından o korku dolu günleri yaşadığım evin kapısına bakakaldım. Çok korkuyordum başına birşey gelmesinden. Onu kaybetmekten çok korkuyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM
Fiksi Remaja"İmkansız bir aşkta, imkan yaratmak için bu kadar acı çektiniz mi siz de ?"