Bölüm 7

19.7K 601 9
                                    

Bahçede yağmurun altında onunla ıslanmak güzeldi de, sonrası felaketti. Üstüm başım, her yerim ıslaktı. Sıksan kıyafetlerimden bir kova su çıkardı. Okulda İclal'le ne yapsam diye düşünürken bir yandanda İclal'den azar yiyiyordum. Annemden beterdi bu kız :) . " Hasret bahçede ıslanmayı göze alırken keşke sonrası içinde ne yapacağını hesaba katsaydın, iki ders sonra da ingilizce sınavımız var, eve de gidemeyiz" diye okulun koridorlarında ilerlerken bana saydırıyordu. Arkadan Serdar'ın "Hasret dur!" diye bağırmasıyla arkadaşım ancak susabilmişti. İclal'le ikimiz sesin geldiği yöne döndük. Bir de ne göreyim. Ben sırılsıklam olmuş ve de donmuş bir halde yana döne kıyafet ararken beyefendi kıyafetlerini değiştirmiş, okulda geziyordu bile. Ne kadar düşüncesiz bir adam diye aklımdan geçirdim. Ben onun yerinde olsam o hastalanır diye kıyamazdım, yardımcı olmaya çalışırdım. Beden eğitimi öğretmeni olduğundan yanında taşıdığı spor çantasındaki yedek kıyafatlerinden giymişti hemen. Canıda pek kıymetliymiş, bizimkisi can değil sanki.. " Bu halde mi geziyosun hala sen?" dedi. "Yanımda yedek kıyafet taşımadığımdan değiştiremiyorum, evede gidemem iki ders sonra sınavım var."dedim. Harbi ben sınavı tamamen boşlamıştım. Hiç de çalışmadım, Allah'dan önceden şöyle bir göz atmıştım. " Haaa haaapşuu" şifayı da kaptım. Bir hasta olmadığım kalmıştı o da oldu, çok güzeldi. İclal, ben sana demiştim der gibi bir tavırla "Al işte hasta oluyorsun" dedi. Serdar "Bu böyle olmaz, benimle gelin" dedi. Bizde İclal'le takıldık peşine. Heyecanlandım nereye gidiyorduk ki, çok meraklandım .. Odasına gelmiştik, kilidini açtı kapının."İçeri girin!" dedi ve kendisi sandalyenin üstündeki çantasına yöneldi. Çantanın içinden gözlerinin yeşili gibi bir kısa kollu, gri fermuarlı kapşonlu ve eşorfman altı çıkardı. "Al Hasret, bunlarla idare et bugünlük" Ne yani ben mi giycektim bunları. Şaşkın bir halde "Ben mi giycem?" dedim. İclal ordan lafa atladı " Yok ben giycem" diye espiri yapmaya çalıştı. Serdar "Bunlarla idare etceksin bugünlük artık, bu anahtarlarıda al ben çıkıyorum, sen burda kıyafetlerini giyin, sonra kapıyı kilitleyip anahtarı bana getirirsiniz tamam mı?" Biraz önce içimden ağzıma geleni söylemiştim adama, ne kadar düşüncesiz diye. Bu hareketi karşısında, düşüklerimden dolayı utancımdan yerin dibine gircektim. Beni düşündü, umursadı. Çok mutlu oldum, havalara uçuyordum resmen. Sevgilim olsa ancak bu kadar yakın olabilirdik diye geçirdim içimden, haklıydım da. Güler yüzlü bir şekil de gözlerimi, yeşil göz bebeklerine odaklayıp "Bu ince davranışın için çok teşekkür ederim"dedim. Serdar da "Ne demek güzelim, hadi ben çıkıyorum, anahtarıda bana getirirsiniz kızlar" dedi ve gitti. Yüzümde aptal gülümsemeyle, elimde de onun kıyafetleriyle bakakaldım arkasından. Yine güzelim demişti, duya duya sevmeye başlamıştım bu kelimeyi de artık. İclal "Oooooooo Serdar Beyden, Hasret Hanıma süper bir kıyak. Kızım bak demedi deme bu adam da sana karşı boş değil. Gör de bak" dedi. İçim kıpır kıpırdı, kabıma sığamıyordum mutluluktan. İclal'in dedikleri doğrumuydu, oda bana karşı boş değilmiydi ki. "Hayırlısı" dedim kısa açık, net ve doğru bir cevap. Kısakolluyu elime aldım, kokusu sinmiş mi diye kokladım. Evet kokuyordu, onun gibi kokuyordu hemen giyindim. Şimdi daha yoğun hissediyordum, çok güzel kokuyordu. Sanki yanımdaymış gibiydi. Kapşonluyu da giydim. Biraz büyük oldu, ama olsun. Ona ait bir şeyler vardı bende, bundan daha güzel ne olabilirdi ki.. Eşorfman altını da giydim. Belini bağladım ipiyle, bu iyi oturmuştu üstüme. Serdar da zaten zayıfdı. Bedenlerimiz çok uçuk farkda değildi. Odadaki aynadan kendime baktım pek de güzel yakışmışdı. Kendimi farklı hissettim. İclalde "Yakıştı, yakıştı. Çok güzel oldu. Eee nede olsa aşkısının kıyafetleri" . "Dalga geçme İclal ya ne aşkısı ortada bir şey yok daha. Hadi gel çıkalım odadan, kapıyı kilitleyip verelim anahtarı" kendi ıslak kıyafetlerimi de poşete koydum elime aldım. Kapıyı kilitledim, anahtarı vercektim de nerdeydi ki, nasıl bulacaktım, bir yerde de durmuyordu, sürekli bir koşuşturma halindeydi. İclal "Kızım telefonunu arasana" mantıklıydı, hemen aradım. "Salondayım Hasret buraya getirir misin?" dedi. "Tabiki de, Hadi İclal gidelim"dedim. İclal "Sen tek git Hasret, başbaşa kalın" dedi, gelmemekte ısrar edince bende üstelemedim. İçimde heyecanla salona gittim. Spor salonu boştu, kimsenin dersi yokmuydu ki?

ÖĞRETMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin