12 - İki İksir Şişesi

373 52 47
                                    

güncellenmiştir

•güncellenmiştir•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

S A Y E Z E N

.

Aseliye Şehri

Gece

Odasında elleri belinde attığı birkaç huzursuz adımdan sonra tüm davetiyle serilen kocaman yatağına baktı. Kulaklarındaki haykırışla, avuç içlerini kemiren tırnaklarıyla Saye'nin uyuması pek olası değildi. Çok yorgundu, kalbi ağrıyordu ama uyuyamazdı.

Penceresine doğru yürüyüp camı açtı. Davetsiz rüzgarla Ilgar gri kanatlarını kapatarak camın önündeki mermere konup turuncu gagasını yukarı dikti. Saye kuşa bakarken zihnini toparlayıp ona gösterilmek istenen şeyler için yer açmaya çalışıyordu. Ateşin askerlerin arasında çok savunmasız görünen, başı önüne eğik halde hızlı hızlı yürüyerek ona eşlik edenlere yetişmeye çalışan, elleri kanlı yaşlı adamın görüntüsünü yakaladı.

Saye, Ahzem'in uyumadığını biliyordu. Tümenbaşı ile konuşacaktı, hatta yardımını da isteyecekti ama kendisini durdurmasına izin vermeyecekti. Hasna'nın öğrettiği gibi yapılması gerekeni yapacaktı. Aklındaki şüpheyle yaşayabilirdi ama kalbindeki ona büyük bir yük olurdu.

Hazırlayıp ayırdığı iki küçük şişeyi keçe çantasının içine koyup çantayı omzuna astı, odaya çıkardığı diğer çantasını sırtına aldı. Hiç onun olamamış odasını terk edip iki yan odaya kendisini hiç durdurmadan girdi.

Ahzem gerçekten de uyumuyordu. Kapının karşısında, konaktaki her şey gibi ateşinler için üretilmiş olan koltuğa oturmuş Saye'ye bakıyordu. Odaya dalmasına hiç şaşırmamış, sıkılmış bir ifadeyle orada öylece onu izliyordu. Besbelli ki kadını bekliyordu. Sayezen dişlerini bilinçsizce sıktı. Neye karşı olduğunu az çok biliyordu artık. Zorlu bir konuşma olacaktı, anlaşarak bitmesini umdu çünkü kendisini durdurmayacaktı.

"Zeir uyan," dedi Ahzem sesini yükselterek. Biraz önce, düğünde adamı durdurmak için yükselen kalın sesi Saye'nin kulağında bir an yankılanıp uzaklaştı.

Zeir, tül cibinliğin buruşturulup sağ tarafına atılan kocaman yatağın ortasında bayılıp kalmış gibi uyuyordu. Derin nefesinin düzeni Ahzem'in sesiyle bozuldu. Gömüldüğü yastıktan kafasını, üzerinde ağır bir yük taşırmış gibi zorlanarak kaldırdı. Gözlerini yavaşça aralık kapıdan gelen ışıkla aydınlanan odaya açtı. Saye, bu zavallı görüntü karşısında adama üzülmeden edemedi. Onun için hep beraber düğüne gitmişler, şimdi ise yine onun için uykularından feragat ediyorlardı. Kendisine kızdı ama başka çaresi yoktu.

"Hı? Ne oldu?" dedi fısıltıyla kımıldayan dudakları. Saye adamı halkadan sonra görmemişti. Konağa sessiz geçen bir yolculukla Ahzem'le dönmüştü.

YILAN YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin