3 - Sarayda Saklambaç

824 80 190
                                    

güncellenmiştir

•güncellenmiştir•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

A H Z E M

.

İtah Şehri

Öğle

"Yanınıza bir cadı almanız gerekiyor."

Hasna'nın havada süzülür gibi hafif adımlarla arkalarından onlara yetişmeye çalıştığını görünce, Ahzem ile Zeir sarayın kırmızı beyaz karo taşlarla döşeli koridorunda, Devrimci'nin elinde ateşten bir bayrak tutarak üzerinde uzun bir cübbeyle kabaca işlendiği camın önünde durdular. Ahzem Hasna'nın kendisi hakkında ne düşündüğünü merak etti. Şu anda ne kadar endişeli olduğunu anlayabiliyor muydu acaba? Hasna gümüşi sarı saçlarını bir baş hareketiyle omzundan geriye doğru savurdu. Her zamanki gibi Ahzem'i es geçip, Zeir'e döndü. Yine birileri azar yiyecekti belli ki.

"Birkaç tecrübe edinsen fena olmaz, değil mi Zeir?"

"Ne için? Hayattaki tek amacı göz önünden kaybolmak isteyen bir adamın keşif gezisinde ne işi var? Bana ne fayda sağlayacak?" Hükümdaroğlu Kurulun son anlarına kadar ustalıkla gizlediği kaygılarını tekrardan uluorta belli etmekten çekinmiyordu. Ahzem etrafta kendilerinden başka kimsenin olmamasına sevindi. Serbevne çoktan gitmiş olmalıydı.

"Dediğin gibi göz önünden bir süre kaybolmuş olacaksın. Ateşinlerin senin hakkındaki dedikodularından uzakta olacaksın." Kadın bir anda sesini azaltıp, fısıldadı. "Özelikle babanın yüzünü bir süre görmeyeceksin."

Zeir, başını camdan dışarı çevirip bahçedeki çıplak ağaçların dallarına tünemiş kuşları bir süre özlemle izledi.

"Haklısın galiba, ama ben ne anlarım-"

"Sen hayatımda gördüğüm en tembel ateşinsin ve bu ne demek biliyor musun? Kendini her türlü durumdan kurtarabilirsin demek. Çünkü vücudunu çalıştırmayanın aklı ve çenesi iyi çalışır." Hasna bu mükemmel fikrini ortaya atarken gülümsemiyordu.

"Bunu şimdi uydurdun değil mi?" Zeir tek kaşını, kaldırıp kendisinden neredeyse üç baş küçük cadıya baktı. Cadı sonunda şen bir kahkaha atıp çirkin dişlerini sergilerken parmak uçlarında yükseldi ve Zeir'in giydiği kadife kaftanın zaten düzgün olan düğmelerini düzelttir gibi yaptı. Bu bedensel yakınlığı ikisi de garipsemiyordu.

"Bunu şimdi uydurmuş olmam gerçekliğini değiştirmiyor Hükümdaroğlu. Bak sen de göreceksin, bu yolculukla birlikte kendin ve çevren hakkında bilmediğin birçok şey öğreneceksin." Anlamlı anlamlı kaşlarını kaldırıp gri gözlerini belertince Zeir durduğu yerde başını çevirip Ahzem'den destek almak istedi.

"Hasna Cadı haklı," dedi Ahzem hiç istemeyerek. "Ülken hakkında bir sürü yeni şeyler öğreneceksin."

"Öğrenip ne yapacağım ki?" Zeir ellerini beline koyup kuşları izlemeye devam etti. "Saçmalıktan başka bir şey değil. Babamı dinleyerek saraydan ayrılıp herkesi memnun ettim sanıyordum. Beni geri çekmeye çalışarak ne yapmak istiyorlar anlamıyorum."

YILAN YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin