26 - Açılan El

254 46 133
                                    

TAZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAZ

Ezahir Ormanı

Mesa Köyü

Taz yedi güneştir odasından ayrılmıyordu. Ne sabahları kalkıp yolculuğuna başlayacak olan güneşi selamlıyor ne de akşamları onu tekrar görüşmek üzere uğurluyordu. Peri yaşadığı o tuhaf olaydan sonra evinde saklanıyordu.

Bir perinin diğer bir periyi öldürmesi görülmemiş hatta duyulmamış bir şeydi. En azından Taz kendi ömrü boyunca böyle bir şeye şahit olmak mecburiyetinde kalmamıştı. O yüzden biraz saçma geliyordu Yeşil Adam'ın uyarısı. Her ne kadar anlamsızca açıklamaya çalışmış olsa da. Ama ona inanıyordu, zihninin gerisinde bir sesin çığlık çığlığa kaçmasını emrettiğinde o sözü itiraz etmeden dinlemişti.

Taz o konuşmayı da döndürüp duruyordu zihninde. Yeşil'in dediğine göre vaktinden önce öğrenmemesi gereken bir sır vardı ve bu sır İlk Yüz'ün içlerinden birini gözden çıkarmaya çalışabileceği kadar önemli bir bilgi içeriyordu. Halkın bilmesini istemiyorlar bu yüzden de Taz'a güvenmiyorlardı. Turkuaz saçlı bu peri ise ancak bu bilgiye, onu bekleyen yolculuğa çıkabilirse kavuşabilecekti. Bunun için de ormanın ötesinden gelen misafirlere ihtiyacı vardı. Bir göreve ihtiyacı vardı. İlk Yüz'ün iznine ihtiyacı vardı yoksa ormanı terk edemezdi.

İşte o gün gelene kadar kendi çabasıyla hayatta kalmaya çalışıyordu genç peri. Kendi evinde, kendi odasına tıkılarak yapıyordu bunu. Saklanmak konusunda pek becerikli olduğu söylenemezdi.

Kanadını bedeninin altından kurtarıp yatağında sağ tarafına döndü Taz. Bu yön daha gölgeye bakıyordu, sanki başarılı olabilirmiş gibi güneşi görmezden gelmeye çalışıyordu. Uzun saçlarıyla gözlerinin ardını örtmeye çalışırken bir ses duydu.

"Kalk şu yatağından artık. Kimse gelmiyor peşinden." Yeşil oradaydı ama peri son bir haftadır yaptığını yapıp onu da görmezden geliyordu. "Taz!"

Kızgındı adama. Onun hayatını kurtardığı için memnundu tabii ki ama ondan sakladığı sırların sınırı yoktu. Annesini tanıdığını söylemişti. Annesini nasıl tanıyabilirdi?

Bu adamı uyduruyordu Taz. En azından yedi güneş önce bu düşüncesinde emindi. Rasva'nın onu öldürmek için yanında istediğini söylediğinde de ona inanmıştı. Daha önce yaşadığı küçük tesadüfleri görmezden gelmiş, kendisinin bilmediği şeylerin bu adam tarafından bilinmesini hiç umursamamıştı fakat şimdi ise hayatını tehdit eden bir durumun habercisi olunca bunu dikkate almamazlık yapamazdı.

"Kaç gündür hiçbir şey yemedin. Git bir şeyler atıştır. Git babanı gör. Kalk yataktan!" Adam tüm gücüyle bağırıyordu şimdi. Taz'ın çaktırmadan araladığı göz kapaklarının ardından gördüğü kadarıyla Yeşil Adam, elinde olsa Taz'ı tutup sarsacaktı fakat görüntüde net, cismen saydam olan bedeni buna engeldi. Adamın öfkeyle soluyan nefesi ağzından taşan dişlerine vuruyordu. Taz, sadece kendisine gözüken bu tuhaf adamı ilk kez bu kadar kızgın görüyordu.

YILAN YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin