29 - Karanlıkta İlerlemek

244 41 101
                                    

SAYEZEN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SAYEZEN

Çetük Şehri

Gece

Zeir babasının cesedini Vesl Köprüsü'ne astıklarını duyduğunda göğsünden yükselen bir kahkahayı tutamadan patlattı. Aldığı derin nefeslerle sarsılan bedeni masaya doğru eğildi. Bardağı boş vermişti, içkiyi şişeden içiyordu.

"Demek Hona, Hânı astı he!" diye bağırdı yudumlarının arasından. Saye yandan görebildiği kadarıyla adamın yüzündeki gevşeklik yerini bırakmıyordu. Ne hissettiği ise devamlı değişiyordu. Adam saniyeler içinde hem hüzünlüydü hem mutluydu hem de öfkeliydi. Gökkuşağının tüm renklerini taşıyan duygu durumu onu kestirilmez yapıyordu.

Saye adamın dizini gergince kavrayan elini yakalamak istedi fakat garson tam tepesinde dikilirken bu çok manasız bir hareket olurdu. İki ateşin ve bir cadı olarak yeterince dikkat çektiklerini düşünüyordu zaten.

"Ee öyle oldu tabii beyim." Garson aldığı bu beklenmedik tepkiyle birlikte yerinde beceriksizce sallandı. Sıska bir ağaca benzeyen bedenini hareket ettirerek elindeki tepsiyle beraber tam gidecekti ki Zeir adamın kolunu yakaladı.

Hüzün.

"Hanıma..." Gözlerini yumup yutkundu. "Yani eski Hanıma ne oldu peki? O da mı...?" Devam edemiyordu sözlerine. Hüznün yeri öfkeye dönerken garsonun kolundaki eli gevşedi ve masaya düştü.

"Yok o kaybolmuş." Adamın yüzünde duyduklarından memnun olmamış birinin ifadesi vardı. "Baş Cadı ile birlikte tam infaz sırasında yok olmuş. Herkesin önünde buhar olmuş. Baş Cadı'nın yasak büyüyü yaptığını söylüyorlar." Tiksinti vardı şimdi yüzünde. Hanım da ölmeliydi, öyle istiyordu.

Hasna nerdesin?

Zeir kafasını çevirip tam karşısında ondan bir saniye bile gözlerini ayırmamış olan adama baktı. Kırmızı gözler buluşunca bir kahkaha daha attı adam. Daha çok komik bir şey duymuş ya da utanmış bir kız çocuğunun kıkırdamasına benziyordu sesi. Uzun saçlarını bir iç geçirmeye geriye savurdu. Dudakları tekrar şişenin ağzı ile buluşmadan evvel konuşmak için kımıldadı.

Mutluluk.

"Peki ya oğlu-"

Sayezen içindeki bir dürtüyle harekete geçmeye karar verdi.

"Beyim isterseniz garsonu rahat bırakın. Burası yavaş yavaş dolmak üzere, adamı işinden alıkoymayalım." Yüzüne yerleştirdiği sahte bir gülüşle kendisi ile ilgilenmeyen Zeir'e, ordan da ayakta dikilen garsona bir bakış attı. Adam bu bakışların karşılığını bir baş selamı ile minnetle öderken esirlikten azad edilmiş biri gibi heyecanla uzaklaştı.

"Daha fazla bilgi alacaktım. Neden böldün?"

Öfke.

"Hayır aptal, şüpheleri üzerimize çekecektin. Mantıklı düşünemiyorsun şu anda." Saye yükseldiği sandalyesinin üzerinde fısıldıyordu. Bakışları Ahzem'e döndü. "Gitmemiz gerek buradan. Ahzem?" Yüksek masanın altından uzanabildiği kadarıyla çaprazında oturan adamın bacaklarına vurmayı hedeflemişti fakat başarısız oldu.

YILAN YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin