8 - Orada Olmayan Adam

444 63 145
                                    

TAZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAZ

Ezahir Ormanı

Mesa Köyü

Taz, Yeşil Adam'ın ona seslenmesiyle yataktan fırladı.

"Uyan çabuk, İlk Yüz toplanıyor." Yeşil Adam odanın içinde sanki yetişmesi gereken bir yer varmış gibi koşturuyordu. Uzun kolları belindeydi, hızlıca attığı adımlardan ses çıkmıyordu.

"Ne-ne, ne oldu?"

"Bırak baykuş gibi ötmeyi de üstüne uygun bir şeyler giy. Dün gece apar topar Amisos'ta buluşma ayarlandı. Senin de orda olman lazım."

Taz hiçbir şey anlamadan boş boş karşısında hareket eden yeşil hareye bakıyordu. Bir ara rüya gördüğünü düşünse de artık rüya ile gerçeği ayırt edemediği için bunun bir önemi yoktu. Yastığının üzerine gerisin geri düştü.

"Hava daha aydınlanmamış. Hiçbir peri bu zamanda kalkıp Amisos'a gitmez. Hem bir buluşma olsa bile benim ne işim var orada? Yerim değil ki." Taz kırgınlık göstermekten ziyade bir gerçeği ortaya çıkarıyormuş gibiydi. "Ayrıca benden nefret ettiklerini biliyorsun," diye hayıflandı yastığının altına gömülürken.

"Kimsenin senden nefret ettiği yok. Sadece senden-"

"Korkuyorlar, çekiniyorlar. Ben onların gözünde deliyim." Bir anda durup kendisi hakkında yeni bir şeyler keşfetmiş gibi gözlerini açtı. "Sanırım gerçekten de deliyim. Sayende oldum." Taz ani bir hareketle üzerindeki ağırlıkları yatağının ardına savurdu. Ayağa firlayınca uçuşan saçlarını omuzlarından geriye attı. Dolabına yönelip beş güneştir giydiği kıyafetlerini giydi. Yünden örülmüş beyaz bir hırka, altında da geyik postundan bir pantolon vardı. Turkuaz mavisi uzun saçlarının üstüne papatyalardan bir taç taktı. Boynu, göğsüne doğru düşen ağaçlardan yonttuğu sonra özenle boyadığı rengarenk kolyelerle doluydu.

Yeşil Adam ahşap odada hâlâ daha dört dönüyor, kendi kendine söyleniyordu.

"Anlamıyorsun, orada bulunman gerek. Sonunda tembel kıçlarını kaldırıp sudaki değişimi fark ettiler." Yeşil Adam doğrulup dışardaki sessizliği duymaya çalıştı. "Kuşlar yeni haberler taşıyor." İncecik ama upuzun ellerini açıp, Taz'ın üstüne doğru yürüdü, genç peri adamın aniden kendisine dokunacağını sanmıştı.

Taz bir an donup karşısındaki adamı belki bininci kez incelemeye başladı. Yeşil Adam kendisinden dört parmak kısaydı, hafif kambur bir yaratıktı. Belki de duruşu böyledir, diye düşündü Taz. Bedeni de orantısızdı. İncecik kolları ve bacakları gövdesine oranla uzundu. Birçok halkayla süslenmiş kulakları aynı perilerinki gibi sivriydi ama çok daha büyük ve genişlerdi. Kocaman altın gözleri kedilerin de sahip olduğu ince, oval göz bebeklerine sahiplerdi. Taz, bu gözlere bakınca gördüğünü ya da anladığını sandığı akıldan çekinir, kendisini aptal gibi hissederdi. Adamın altlı üstlü keskin ve uzun, ağzına sığmayan köpek dişleri vardı. Zaten çirkin olan suratı daha da çekilmez kılardı bu vahşilik. 

YILAN YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin