19 - Elma ile Armut

320 49 105
                                    

güncellenmiştir

•güncellenmiştir•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

S A Y E Z E N

.

Çetük Şehri

Gece

Bebek kımıldamıyordu. Sayezen rahminde kıvrılan kızını harekete geçirebilecekmiş gibi elini devamlı karnına götürüp içeridekini uyandırmak istercesine bastırıyordu. Ama bebeği, annesinin sessiz veryansınını daha önce duymadığı gibi şimdi de görmezden geliyordu. Endişesi artık zihninde kör bir noktaya yerleşmiş olan Sayezen, bebeğin korkuyla mı yoksa kızgınlıkla mı geri çekildiği hakkında tahminler yürütmeye başladı.

Saye düşüncelerinde uzaklaşırken Zeir'in sesiyle tekrar ortama çekildi. Ateşin, yere dağılmış sarmaşıklar arasında yüzüne boyanmış tiksinti ile onları izleyen kadını omuzlarından yakalayıp sanki pis bir çöpü taşır gibi kendisinden uzak tutarak ayağa kaldırdı. Duvarlarda yanan lambaların kaynağı azalıyor olacak ki ortamda tüm gerginliğe rağmen loş bir hava vardı. Saye kafasını arkasına çevirdiğinde babasının aynı gerginlikten nasibini almış olan sorgulayıcı bakışlarıyla göz göze geldi.

"Sakin ol baba," diye fısıldadı dişlerinin arasından.

Adam biçimli dudaklarıyla beceriksizce gülümseyip derin bir nefes aldı. Sonra da elini Sayezen'in omzuna yerleştirip sıktı. "Sen de," dedi. Sayezen önüne dönerken kaşlarını hafifçe çattı, nasıl göründüğünü merak ediyordu.

Cadı, biraz önce Saye'nin ölümünü beklediği masanın üzerine oturtulmuştu. Ahzem kollarını birleştirmiş halde sesini hiç çıkarmadan gerileyip sırtını duvara verince gaz lambasının ışığı ifadesiz yüzünde dans etti.

Zeir ellerini beline atıp aklındakileri tartarken uzun bacaklarına dar gelen odada volta atmaya başladı, bir yandan da masadaki kadına hınç dolu bakışlar atıyordu. Sinirinin geçmediğini gördü Saye. Ateşin her an kadını ateşi ile boyayabilirdi. Sanki her yeri ateşe hapsedebilirdi. Saye hazırda olmanın yararına olacağını düşündü. Önünde birleştirdiği ellerini çözüp omuzlarını dikleştirirken ayrıca Ahzem'in dikkatini çekmemeye çalışıyordu.

"Şimdi seninle cadılarla oynamaya bayıldığım bir oyunu oynayacağız," diye söze girdi Hükümdaroğlu. "Ancak bu sefer ben soracağım ve sen cevaplayacaksın. Sana soru sorma sırası gelmeyecek."

Kadının ağzındaki bağa rağmen anlaşılan boğuk küfürleri Saye'nin dişlerini sıkmasına neden oldu. Bileklerindeki sarmaşık kesikleri şimdi canını yakmaya başlamıştı. Masadaki çaresizliğinin hatırası çok tazeyken burayı terk etmek istedi. Yaşanmak üzere olan şeylerin hiçbiri hoşuna gitmeyecekti. Ardına bakmadan uzaklaşma arzusuyla istemsizce bedeni geri çekildi. Babası, omzundaki elini tekrar sıktı.

YILAN YÜREKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin