19-CİNAYET.

293 15 0
                                    


Bölüm Şarkısı:Şebnem Ferah-Deli Kızım Uyan

Derin'den..

''Kamera kaydı da mı yok?''diye bağırdım sinirle.Seçil'i bulan kişi olarak polis ilk kez beni sorguya almıştı.Onun sedye ile siyah bir şeyin içine koyulup götürülmesine şahit olmuştum daha kötüsü onun cansız bedenini ben bulmuştum!Ben!En yakın arkadaşı!İçimden kelimelere dökemediğim fırtınalar koparken karşımdaki orta yaşlı baş komiser elinden geldiğince beni sakinleştirmeye çalışıyordu.''Balo salonunda kamera yok Derin.Bunun için otele dava açılabilir dolayısıyla bahçe kapısında da bir kamera yok.Ormanın içini gören bir kayıt bulmamız mümkün değil.O yüzden söyleyeceğin her detay arkadaşının katilini bulmamızda bir anahtar olabilir lütfen iyi düşün.''dedi adam sakin bir tonda.Çoktan akan makyajım ve dağılan saçlarıma aldırmadan gözlerimi ovuşturdum ve saçlarımdan önüme düşen tutamları kulağımın arkasına sıkıştırdım.''Seçil..''derken burnumu çektim ve devam ettim.''Her zaman düşünmeden hareket eden sorumsuz bir kızdı.O yüzden ortalıktan kaybolmasını umursamadık.Yaklaşık 1 saat boyunca haber alamadık.Telefonlarına da cevap vermiyordu,bende bahçeye çıkıp aramaya devam etmeye bu sırada da hava almaya karar verdim.Bir yandan telefonla ararken,bir yandan da etrafa bakınayım dedim,telefonunun melodisini duyunca sesi takip ettim ve onu buldum bu kadar.''dedim çabucak.Bu insanlar daha arkadaşıma ağlayamadan hepimizi tutup buraya getirmişti.''Erkek arkadaşıyla arası nasıldı?''diye sordu adam.''Uzun zamandır birlikteler ve sorunsuz bir ilişkileri var..Sadece bugün kavga ettiklerini sanıyorum ki aralarındaki sorunu daha sonra anlatacağını söylemişti.''dedim.Adam duraksız sorgusuna devam ederken,''Erkek arkadaşı gecede değildi öyle değil miydi?''diye sordu.Ne yani Arda'yı mi suçluyorlardı?''Hayır!Ayrıca Arda ona asla zarar vermez!''diye bağırdım tekrar durmayan göz yaşlarımın arasından.''Her detayı sorgulamak zorundayız Derin.''dedi adam bir iç çekerek..''Gecede bulunan herhangi biriyle bir sorunu,bir kavgası var mıydı daha önce?''diye sordu bu sefer.Kafamı olumsuz anlamda sağa sola salladım.Bir an önce buradan çıkmak istiyordum artık.''Tamam çıkabilirsin..''derken önündeki kağıda bir kaç not aldı.Yavaşça ayağa kalktım,''Daha sonra yardımına tekrar ihtiyacımız olabilir,bu dönem telefonun açık olsun lütfen sana ulaşabilmemiz için.''dedi.Arkamı dönüp kapıya yaklaşırken''Tamam.''dedim neredeyse hiç çıkmayan sesimle.Kapıdan kendimi dışarı attığımda Işıl beni bekliyordu.Koşarak gidip arkadaşıma sarıldım.İkimiz de ağlıyorduk.''Işıl..''dedim hıçkırıklarımın arasından zar zor çıkan sesimle.''Sakin ol..Evine git Derin,benim sorgulanmamı bekleme iyi görünmüyorsun.''dedi ondan hiç beklemediğim bir soğukkanlılıkla.Ondan ayrılırken sadece başımı sallamakla yetindim.Can Ardel koridorun ıssız bir köşesinde tek başına oturmuş ifadesiz bakışlarıyla beni izliyordu.Göz göze geldik,yanıma gelip destek olmasını hiç değilse sarılıp bu acının geçebileceğini bana hatırlatmasını bekliyordum ama o herhangi bir harekette bulunmuyordu.Arkamı dönüp gitmeye hazırlandığım sırada Utku ile burun buruna geldik.En az bizler kadar dağılmış ve kötü görünüyordu,gözyaşlarım yerini sükunete bıraksa da akmaya devam ediyordu.Beni tutup kendine çekerken,çelimsiz ve zayıf kolları ile bedenimi sardı.Can'dan beklediğim hareketi ummadığım bir anda Utku'dan bulmuştum.Bende istemsizce kollarımı Utku'ya sararken,elleri saçlarıma dokundu ve ''Sakin ol..Olmaya çalış en azından şimdilik.Daha sonra konuşacağız tamam mı?''dedi ondan hiç duymadığım bir ses tonuyla.Bu oldukça yumuşak ve şefkatli bir ses tonuydu.Bedenimi ondan çekip gözyaşlarımı sildim.''Hadi gel,seni eve bırakayım.''dedi daha sonra.İtiraz edecek halim yoktu.Hemen arkamda olup biteni gören Can Ardel'in ise ne düşündüğü şuan hiç umurumda değildi.Onun olduğumu iddia eden bir adamın şuan yanımda olması gerekirdi ama o kendini tamamen geri çekmeyi tercih etmişti.Utku'nun yürümeme destek olmasına izin verdim ve kendimizi karakoldan dışarı attık.Gün neredeyse aydınlanmaya başlamıştı.Sabah olmuştu bile.Hava ılık ve soğuk arasında bir yerde hem üşütüyor hem de içimizi ısıtıyordu.Arabaya ulaşana kadar tek kelime konuşmadık.Arabası Can'nın arabasını aratmayacak kadar güzel ve lüks sayılırdı.Hemen kendimi sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa bıraktım.Kısaca evimi tarif ettikten sonra,istemsiz akan gözyaşlarıma engel olmadım.Yaşadığım şeyleri anlamlandıramıyordum.Gerçek olmadığını düşünmek istiyordum.Bir rüya olduğuna inanmak istiyordum.Annem ve babam olup bitenden habersizdi ve ben telefonuma olay yaşandığından beri hiç bakmamıştım.Kim bilir meraktan ne haldeydiler?Sokakların bomboş olması ve trafiğin henüz İzmir'de kendini göstermemiş olması nedeniyle bir süre sonra Güzelbahçe'de ki evimize gelmiş olduk.Utku arabayı villanın bahçesinde babamın arabasının hemen yanına park etti.Emniyet kemerini çıkarıp tamamen bana doğru döndü,sıcak eli muhtemelen buz tutmuş elime dokunduğunda irkilerek ona baktım.''İyi olacaksın,söz veriyorum.''diye fısıldadı ve cevap vermeme fırsat bırakmadan ''Haydi,annenler çıldırmıştır meraktan.''dedi ve arabadan bir çırpıda indi.Hızlı adımlarla arabanın etrafından dolanıp kapımı açtı ve inmeme yardım etti.Ben önden o arkadan çabucak dış kapıya ulaştık,anahtarla kapıyı açmak yerine zile basmayı tercih ettim.Saniyeler sonra kapının eşiğinde annemle göz göze geldik.''Ne kadar merak ettik bir fikrin var mı?''diye sorarken,Utku'yu arkamda görmesiyle duraksadı.Bense cevap vermeden anneme sarıldım.''Seçil..''derken gözyaşlarım tekrar hıçkırıklara dönüştü.

Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin