32-Farklı Bir Dünya

262 9 0
                                    

Bölüm Şarkısı:Teoman-Rapsodi İstanbul 

Multi Can Ardel ...:)

Derin'den..

Can Ardel'in evi sandığımdan daha kalabalıktı ve neredeyse en son gelen ben olmuştum.Ateş beni oldukça rahatsız eden bir tavırla Can'ın peşinde dolanıp duruyordu.Ben de ondan farksız gözükmüyor olsam da içimde buruk bir tavırla olan biteni öylece izliyordum.Ateş ise ondan beklemediğim bir şekilde akademiye oldukça istekli bir şekilde gördüğü tüm önemli isimlerle sohbet ediyor kendini tanıtıyordu.Bir an önce toparlanmam ve asıl hedefime odaklanmam lazımdı lakin Utku'nun Can hakkındaki suçlamalarını düşünmeden edemiyordum.Sahi Can böyle bir komplo kuracak kadar ileri gidebilir miydi?Onu tanıdığım kadarıyla kafaya taktığı,tutku ve takıntı haline getirdiği her şeyi yapabilirdi ama bu biraz sapkınca bir eylemdi.Bu Can'ın bile ölçüsünü aşacak bir delilikti.Adının Bilge olduğunu bildiğim,tıpkı Can gibi genç ve yakışıklı adam ağır adımlarla yanıma yaklaştı.''Durgunsun..''dedi tok bir sesle.Nereden geldiğini anlayamadığım bir samimiyetle dönüp yüzüne baktım.Patavatsızlığını suratına vurmuş olacağım ki,elini uzatıp ''Ben Bilge Demirsoy,Erener Üniversitesi* Psikoloji ana bilim dalından.''dedi kendini tanıtma gereksinimi duyarak.Uzattığı eli tereddütsüz sıkarken,''Derin Ayer,Can Ardel'in öğrencisiyim.''dedim kendimden emin bir tavırla.Doğrusu yazılarını okuduğum,araştırmalarına ve makalelerine hayran kaldığım bir adamdı ama akademi dünyasındaki adamların oldukça kibirli olduklarını bildiğim için hayranlıklarımı kendime saklamayı yeğlerdim.''Memnun oldum Derin Ayer.Can ile çalıştığına göre Freud üzerine uzmanlaşmak istiyorsun.''dedi biraz daha cana yakın bir ses tonuyla.Başımı onaylarcasına sallarken,''Evet lisanstan beri Freud üzerine çalışmalar yapıyorum,bitirme tezimle destekleyip yüksek lisans tezimle üzerine oldukça fazla şey kattım..''derken,''Konunuz neydi?''diye sordu.''Freudyen kuramda çocukluk travmalarının yetişkin ruh haline etkileri üzerine çalışıyorum.''dedim tereddütsüz.Kısa bir süre düşünür ve sorgular bir biçimde yüzüme baktı ve,''Oldukça ilgi çekici,Can Ardel araştırma konunu beğenmezse zaten öğrencisi olarak onu burada temsil etmene izin vermezdi sanıyorum.Peki örnek vakaların var mı?''diye sordu.Dudaklarımı büzüştürdüm ve saçımdan bir tutamı kulağımın arkasına özensizce sıkıştırdım.''Aslında evet ama tezin sonuç bölümüne saklıyorum.Bu süreçte pek çok psikolog ve psikiyatr ile görüştüm fakat takdir edersiniz ki hasta gizliliği,akademide kullanmak biraz sıkıntılı bir süreç''dedim sıkıntıyla.Adam hak verircesine başını sallarken,''Peki sen?Freudyen kuramda çocukluk travmalarının yetişkinlikte nasıl bir etkiye sahip olduğunu düşünüyorsun?''diye sordu.Bir kaç saniye düşündüm,cümlelerimi kafamda toparladım.''Freud'a göre çocukluk altın çağ gibi bir dönem.Çocuklukta yaşanan her anı,her deneyim geleceğe birer anahtar bırakıyor.Gelişim dönemlerinde bebeklikten çocukluğa olan evrelerde olması gerektiği gibi tamamlanamayan dönemler için ileride sigara bağımlılığı,alkol bağımlılığı gibi sonuçların olması mesela..Fakat ben gelişimsel dönemlerden farklı olarak çocuklukta yaşanan fiziksel ya da cinsel istismar,psikolojik şiddet unsurlarının ileride nasıl sonuçlar doğuracağı üzerinde duruyorum.Freud gibi anılara,deneyime ve çocukluğa büyük önem veren ve ana merkeze koyan bir kuramı göz önünde bulundurursak ciddi sonuçlardan bahsedebiliriz.''dedim.Adam anlar gibi başını salladı ve hiç beklemeden,''Mesela?''diye sordu.Derin bir nefes aldım,''Mesela,psikolojik şiddete maruz kalan bir çocuğun ileride öz güvensiz ve içine kapanık bir birey olması..Başka bir tanımla,bedeni yüzünden psikolojik şiddet gören bir kadın düşünelim ileride yeme bozukluğu gibi davranışsal bozukluklar sergileyebilir.Bunun dışında babasının annesine gösterdiği fiziksel şiddet ile büyüyen bir çocuk,bilinçaltında bunu normalleştirerek büyüdüğü için ileride eşine aynı şiddeti gösterebiliyor.Bu da psikolojik bir sonuçlama.''dedim kendimden oldukça emin bir tavırla.Bilge Hoca tatmin olduğuna inandığım bir tavırla yüzüme bakıp başını sallarken Can Ardel elinde görmeye alışkın olmadığım bir şarap kadehi ile yanımızda bitti.Doğrusu onun rakı içerken görmeye alıştım,elinde şarap kadehi ile gezip bu dünyadaki insanların arasına karışmasını izlemek beni biraz hayal kırıklığına uğratıyordu kendi içimde.Onun şahsına münhasır bir kişilik olduğunu akademi dünyasındaki diğer adamlardan farklı olduğuna inanmıştım ama bu akşam ki manzara bana tamamen farklı yorumlama yaptığımı söylüyordu sanki..''Derin ile tanışmışsınız Bilge..''dedi neredeyse gülümsediğine yemin edebilirdim.Bilge Hoca Can Ardel'i başıyla nazikçe selamlarken,''Evet,doğrusu bahsettiğin kadar var..Doktora aşamasında bizim üniversitede şansını denemesini çok isterim bizzat öğrencim olarak.''dedi bakışlarını bana çevirerek.Kulaklarıma inanamayarak yüzüne baktım,ona hayran olduğum bir gerçekti.Can Ardel'i tanımadan önce yalnızca onun makaleleri ve çalışmalarını okuyor kendime harita olarak görüyordum tabii Can ile tanıştıktan sonra çalışmalarımın seyri de değişmişti.Gülümsemem yüzüme yayılırken Can lafa atladı,''Derin'i başka bir akademisyene kaptırmam.O benim öğrencim ve eğer kabul ederse seneye asistanım ve de aynı zamanda Doktora öğrencim olarak yanımda olacak.''dedi alışkın olduğum katı ses tonuyla.Bilge Hoca'ya sinirlenmiş olmalıydı.Can'ın söz konusu ben olduğumda oyuncağı elinden alınacak küçük bir oğlan çocuğu gibi huysuzlanıp hırçınlaşmasına anlam veremiyordum.Utku ortalardayken bunun sadece bir inat olduğuna inanmaya başlamıştım ama bir yabancıya karşı da aynı tavrı sergiliyor olmasını neredeyse bana karşı hislerinin eskisinden de yoğun olduğuna hatta aşık olduğuna inanmama neden olacaktı.Can'a baktım,şaşırmamak elde değildi.Daha önce benzer bir teklifi Utku'dan almıştım.Bu akşam hayranı olduğum iki akademisyen bana asistanlık teklifi ediyordu,babam bu ortamda olsa benimle gurur duyardı.''Bunu çok isterim Hocam.''dedim bakışlarımı Can'dan ayırmayarak.Can memnuniyetle bir bana bir de Bilge Hoca'ya baktı.Onu seçeceğimden adı gibi emindi.Ve bende bir an olsun tereddüt etmemiştim,fakat burada asıl mesele ona olan duygularım değildi.Onun akademik kişiliği ve bana katacağı deneyimlerdi.Son zamanlarda Can'ı oldukça derin bir şekilde gözlemliyordum.Eskiden fark edemediğim şeyler gözlerimin önünde parlayıveriyordu,içime sinmeyen tuhaf bulduğum şaibeli davranışlarını yakalıyordum.Bu da ona olan duygularımın inişli çıkışlı durumunu iyice harlıyordu.Her ne kadar yanında olma isteğim akademik çıkarlarım olsa da,yanında bulunduğum her dakika ona doğru çekilişim daha da kaçınılmaz hale geliyordu.Bilge Hoca salonun diğer köşesinde bir başka özel Üniversitenin üyesini görünce izin isteyip yanımızdan usulca ayrıldı.Bu arada Can ile bir süre bakıştık.Sessizliği bozan taraf o oldu,''Yine göz kamaştırıyorsun..''dedi neredeyse fısıldayarak.İstemsizce sırıttım,''Sende fena sayılmazsın.''dedim.Güldü.Gerçekten de hoş görünüyordu;buz mavisi gömleğinin üzerine giydiği lacivert spor model blazer ceketin kollarını dirseğine kadar kıvırmıştı,altına giydiği kemik rengi pantolon ile akademisyen bir adamın yapabileceği en şık kombini yapmıştı.Zaten bir oda dolası adam içerisinde en dikkat çekici kişilik kendisiydi.Gözlerim dudaklarına kaydı,ondan bu kadar uzak hissederken ve bu kadar şüphe dolu yaklaşırken nasıl bu kadar tutkuyla dolabilirdim?Beni fark etmiş olacak ki hınzırca sırıttı,bunu bir savaş haline getirmeye çalışıyordu anlaşılan..''Konuşma vakti..''dedi sessizce ve rüzgar gibi yanımdan geçip salonun tam merkezine yerleşti.Ateş ise bir fedai gibi direk Can'ın yanında bitti.Akademi'nin sihirli dünyası Ateş'i de içine çekmişti işte..Can haklıydı,Ateş bu dünyanın içinde yer almayı istiyordu.Bana anlattıklarıysa peşin verdiği hükümler olabilirdi ancak,yok baba zoruyla akademiye girmesi,yok alanda yükselmek istememesi falan filan.Boş atmıştı yani.Can yüksek ama nazik bir tavırla öksürdü,salondaki uğultu bir anda kesildi.Şaşırdım.''Tekrar Hoşgeldiniz..Bu akşam burada toplanmamızın nedeni alanımızdaki önemli ve değerli isimleri anmak.Ve tabii ki bir arada hoşça vakit geçirmek.''dedi ve güldü..Salon hayran tavırlarla Can'ı izliyordu.''Burada hepimizin içinde bulunduğu,çalışma hayatı boyunca kendisine bir ekol olarak seçtiği yolundan ilerlediği bir isim var elbette.Benim çalışmalarımı bildiğiniz kadarıyla Sigmund Freud üzerine bir dizi deneme ve araştırma yaptım,doğrusu bugün burada bulunan bir çok ismin bu ekolde yürüdüğünü çok iyi biliyorum.Bizlerin unutulan ve artık Üniversitelerimizin birer ekol olarak bile bahsedilmediği,adına dersler açmayı bıraktıkları bu değerli ismi bir ekol ve değer olarak bölümlerimize yeniden kazandıracağımızı biliyorum.Bu akımı haftaya Üniversitemizde vereceğim ''Freud'u Anlamak.''isimli konferansımla başlatıyorum.Bana destek olacağınızı biliyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.''dedi.Salondakilerden ufak bir alkış çığlığı koptu.Bu sırada şaşkınlıkla Can'a bakıyordum.Bir akım başlatacağı,bir konferans düzenlediği ve bir oda dolusu akademisyeni kendi üniversitelerinde Freudyen kuramı bir ekol haline getirmeleri için manipüle edeceğini bilmiyordum.Demek bu ortam..Bu sahte akademisyen tripleri..Ve saatlerdir herkesle tek tek uzun uzadıya Freudyen sohbetler yapmasının sebebi buydu!O saygı duyulan bir isimdi.Ve sadece kendi üniversitemizde değil şehirdeki tüm üniversitelerdeki alanın isimleri ona büyük bir saygı duyuyordu.Bu akımın gerçek bir değer kazanacağını biliyordum ama söylediklerinde haklılık payı yoktu.Alanımız hiçbir Üniversitede belli bir ekole bağlı ilerlemezken bunu Freud'a özgü tek başına bir değer haline getirmek adil değildi.Lisans öğrencilerinin tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm isimlerin öğretilerini eşit bir şekilde öğrenmeye hakkı vardı ki ilerde kendi yollarını kendileri belirlesin.Can,Freud'a hak ettiği değerin verilmediğini düşündürerek bir oda dolusu akademisyeni manipüle etmeye çalışıyordu ki amacına ulaşmış gibiydi.Bir rüyadan uyanır gibi tekrar Can'a odaklandım.Hala salonun ortasındaydı ve uğultunun bitmesini bekliyordu.Bir kaç saniye sonra bir sessizlik oldu.''Ayrıca,bana çok sorduğunuz soruya da bir açıklık getirmek istiyorum.Utku Taşkın ile alakalı.''dedi ve gözleri direkt gözlerimi buldum.Kafamı sağa sola sallayarak panikle yapmaması için uyardım.Ama durmadı.''İddialar doğru,Utku şuan tutuklu yargılanıyor.Henüz suçu sabitlenmedi,dava süreci hakkında bizde net bir şey bilmiyoruz.Fakat akademimizin değerli üyesi Özlem Demiray ve Bahar Aysel'in katili olarak yargılandığını biliyoruz.''dedi keyifli olduğuna inandığım bir tavırla.Ona hayal kırıklıklarımın arasından baktım.Kötü kalpli ve hırslarına yenik düşmüş bir adamdı.Her şeyden önce bunu mesai arkadaşına ve meslektaşına yapmıştı.Utku'nun ona hiçbir zararı yoktu ama Can'ın yaptığı adil değildi.Az önce Utku'nun kariyerini suçsuz olduğu ispatlansa dahil bazıları için silinmeyecek şekilde lekelemişti.Ateş ise ifadesiz bir tavırla salondaki adamların yüzünü incelerken tekrar Can'a baktım ve donuk bakışlarıyla karşılaştım.Arkamı döndüm,acilen buradan çıkmam gerekiyordu.Holün sonundaki portmantodan çantamı aldım ve bir an olsun duraklamadan evi terk ettim.Beni her defasında başka yüzleri ile tanıştıran Can,bu sefer hiç görmek istemeyeceğim en karanlık yüzünü göstermişti.Hırs.Hırslı olmak bir manada,bir yere kadar güzeldi ama bir insana duyduğunuz kin ve o insanı bitirme arzunuz en büyük hırsınız olabilirdi.''Derin!'' yerimde duraksadım.Buz gibi soğuk sesi resmen dönüp bakmam için emrediyordu.Duraklasam da dönüp yüzüne bakmadım.''Derin,dedim.''ses yaklaşıyordu.Bir kaç saniye sonra yavaşça kolumdan tutup tam karşımda belirdi.''Nereye gidiyorsun?''diye sordu sinirli olduğuna emin olduğum bir ses tonuyla.''Mümkünse buradan uzak bir yere.''dedim bıkkınlıkla.Kaşlarını çattı,''Neden?''diye sordu,sanki bilmiyormuş gibi.''Az önce ne yaptın öyle Can?''diye sordum sinirle.''Ne yapmışım?Olanı anlattım?Yalan mı söyledim,iftira mı attım?''diye sordu benden aşağı kalmayan bir sinir harbi ile.''Ayıp ettin Can.Bir oda dolusu akademisyenin önünde Utku'yu harcadın.''dedim.Alayla güldü,''Senin ne yaparsa yapsın Utku'yu koruyan,onun gerçek yüzünü kabullenmekten kaçan saf hallerin beni çıldırtıyor Derin.''dedi dişlerini sıkarak.Kaşlarımı çattım,''Utku'nun suçsuz olduğunu düşünüyorum.''dedim kollarımı bağlayarak.Histerik bir kahkaha attı,''Sen hiç akıllanmayacaksın.Böyle devam et.Gerçekler yüzüne vurduğunda ağlayacaksın.''dedi.Nefesimi dışarı bıraktım,''O kadar hırslısın ki,hırsının ve öfkenin ardındakileri göremiyorsun Can.Bir kere olsun bir şeylere başka bir açıdan bakmaya çalış.''dedim.Alaylı gülümsemesini bir kenara bırakıp bana doğru bir adım attı,son yaşananlardan sonra tedirgin olduğum için bir adım geri çekildim.Sinirine ve yapabileceklerine hala güvenmiyordum.''Ben buyum Derin.Can Ardel.Senin için bile basit.Değişmem,değiştirilemem.''dedi ifadesiz bir tavırla.Gülme sırası bendeydi,''Aylar önce benim seni değiştirdiğimi iddia etmiştin.''dedim alayla.Kaşları yukarı kalkıp indi,''Yanılmışım.''dedi ve yanımdan hızla geçip gitti.Gidişini izledim,yolun yarısında durakladı ve dönüp yüzüme baktı.Ne kadar süre birbirimize baktık bilmiyorum ama içimde ona doğru koşup sarılmak,iri kollarının arasında kaybolmak aramızda geçen kırıcı her şeyi bir kenara koyma isteğini bastırmakta çok zorlandım.''Keşke yanılmasaydım.''dedi kollarını iki yana açarken.''Uyan.Daha çok üzülmemek için uyan Derin.Gerçekleri gör.Saf,saf Utku bunu yapmaz diyeceğine bir ipucu ara!Benim sevdiğim kadın bu değil çünkü.''diye ekledi.Ben sevdiğim kadın kısmında takılıp kalırken o çoktan arkasını dönüp eve doğru yol aldı.Kapıdan içeri girip gözden kayboluşunu izlerken hala son kurduğu cümleyi aklımdan atmaya çalışıyordum.


Oy vererek destek olmayı unutmayın Freudyenler:)


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin