31-Soğukkanlı

280 9 0
                                    

Bölüm Şarkısı:Teoman-Çölde Çiçek

Utku'dan..

Sorgu sırasında geçirdiğim sinir krizinden sonra tek kişilik bir hücrede sabahlamak zorunda kalmıştım.Sabah olduğunda apar topar savcı olduğunu düşündüğüm bir adam ve bir hakimin karşısında davaya çıkmıştım.Savcı dün akşamki komiserden daha sert bir şekilde üzerime gelirken soğukkanlılığımı çoktan kaybetmiştim.Katil olmadığımı bildiğim halde,kendi kendimi sorgular hale gelmiştim.''Bahar Özcan'a ait eşyalar evinizden çıkmış..''dedi savcı.Ellerimde takılı kelepçelere baktım,kısa bir sessizliğin ardından''Bahar arkadaşımdı,ona ait kitapların evimde olması çok normal.Öldüğünü dün öğrendim..''dedim yutkunarak.Savcı ve hakim bakıştı..''Kendini nasıl savunacaksın?''diye sordu bir hakime göre oldukça genç görünen orta yaşlı adam.Bir nefes aldım,''İş çıkışında evime market alışverişi yaptım,eve döndükten sonra üzerimi değiştirirken bölümümüzün yüksek lisans öğrencilerinden Derin Ayer tarafından yazıldığını düşündüğüm bir not buldum cebimde.Notta başının belada olduğunu telefonla haberleşemeyeceği yazıyordu,dün polislerin beni bulduğu ormanlığın adresi yazılmıştı,başının belada olduğunu öğrenince oraya gittim.Biraz yürüyünce ayağım topraklığa takıldı,kadın cesedinin elini görünce Derin olabileceği paniği ile toprağı eşeledim ve Bahar'ın cesedi ile karşılaştım.Sonra da polisler geldi zaten.''dedim dürüstlükle.Savcıya ve hakime birer bakış attım.Savcı lafa atladı,''İddia ettiğin gibi bir not bulunamadı evinde buna ne diyeceksin?''diye sordu.Kaşlarımın çatılmasına engel olamayarak,''Evde bıraktığıma oldukça eminim,benden sonra evime biri girmiş olmalı..''derken hakim derin ve sıkıntılı bir nefes alıp verdi.Savcı ise lafımı bölerek,''İddialarınızı avukatınızla konuşursunuz.''dedi sert bir tavırla bir bana bir de avukatıma bakarken..Ailem durumu öğrenmeden avukatıma zar zor ulaşmıştım fakat bu gidişle tutuklu yargılanmam halinde ailem dahil olay herkese duyurulacaktı.Bu iş akademik kariyerimi bile etkileyebilirdi.Tüm vücudumu alıp götüren titremeye engel olamadım.Avukatım ayaklanmış savunmamı yaparken,gözlerim kararıyordu.Bir süre salonda bulunan herkesin sesleri uğultu gibi gelmeye başladı,hakimin 'karar!'sesiyle kendime gelip ayaklandım..''Duruşmanın 1 ay sonra 5 Nisan Salı gününe ertelenmesine,şahitlerin ve delilerin bu süre zarfında toplanmasına,zanlının bu süre içerisinde tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir.''

***

Derin'den..

Dün geceden beri sabahı zor getirmiştim.Tez savunmam için yararlanmayı düşündüğüm kitaplarımdan birini aylar önce Utku'ya ödünç vermiştim ve defalarca üzerinde konuşmuş olmamıza rağmen geri almayı hep unutmuştum.Dün geceden beridir Utku'ya ulaşamadığım için son çare okula gitmekti.Sabahtan beri arıyor olmama rağmen bir türlü açan yoktu,belki de telefonu evde unutmuştu kim bilir?Okulda olacağını iyi biliyordum,bölümdeki diğer hocalardan fazla bir sorumluluğa sahipti dolayısıyla öğrencilerin sürekli ulaşabileceği şekilde okulda olması gerekiyordu.Arabamı kitleyip,fakültenin arka bahçesinden acelem yokmuş gibi ağır adımlarla yürümeye başladım.Otoparkın kapıya en yakın kısmında Can'ın arabasını gördüm,etrafa kısa bir bakış attım.Utku'nun arabasını görebilmek için bakındım ama göremedim,genelde ön bahçedeki otoparka bıraktığını biliyordum bu yüzden sorgulamadım.Ön bahçe oldukça kalabalık ve fakültedeki tüm bölümlerin öğrencilerine ev sahipliği yapan bir alandı.Genelde o tarafta takılan kesim daha sosyal bir sınıftı..Utku gibi..Seçil gibi...Seçil aklımın bir köşesinden hızla geçip giderken,toparlanarak holden geçip Utku'nun kapısının önüne geldim ve kapıyı çaldım içeriden bir ses duyamama rağmen kapıyı açmaya çalıştım fakat kilitliydi.Hayal kırıklığı içerisinde etrafıma bakındım,hol ıssız ve sessizdi.Kolumdaki saati kontrol ettim,henüz saat sabahın 10uydu.Bu lisans öğrencileri için erken bir saat sayılmazdı ve tabii ki akademisyenler için de..Holde ilerledim,aklımdan Can'ı görmek düşüncesi geçse de odasının yanından umursamaz bir tavırla geçip yoluma devam ettim.Koridorun sonundaki yüksek lisans öğrencilerinin çalışma odasının kapısı açıktı,içeriye kafamı uzatıp baktım.Ateş kafasını bir deftere gömmüş,hızlı hızlı bir şeyler yazıyordu.Kapıyı nezaketen tıkırdatıp içeri girdim,beni görünce yüzünden anlık bir gülümseme geçip gitti.Kafasını tekrar deftere gömerken,''Günaydın.''dedi uykulu bir sesle.''Günaydın..''diye yanıtladım onu.Kitaplığın önünde seri bir şekilde kitaplara göz atarken,''Utku Hoca'yı gördün mü?''diye sordum.Kafasını kaldırıp gözlerimin içine şaşkınlıkla baktı.''Haberin yok mu?''diye sordu inanamayarak.Gerçekten endişelenmeye başlıyordum.Kafamı olumsuz anlamda sağa sola sallarken,''Neyden?''diye sordum korkarak.''Utku Hoca'yı dün tutuklamışlar.''dedi gayet normal bir şey söylüyormuş gibi.Gözlerim fal taşı gibi açılırken,söylediği şeyi idrak etmem bir kaç saniyemi aldı.''Neden?''diye sordum ona göre aşırı bir tepki ile.Utku ile olan samimiyetimi ve dostluğumu bilmediği için böyle algılamış olması çok doğaldı.''Henüz net bir bilgi vermedi kimse ama cinayet olduğunu söyleniyor.Şu herkesin bahsettiği seri katilin Utku Hoca olduğu konuşuluyor.''dedi ve umursamaz bir tavırla kafasını tekrar defterine gömdü.Ellerim terlemeye başlıyordu,yutkundum.Nasıl olabilirdi ki?Herhalde Utku'nun katil olacağına inanmıyordum.''Sen kimden duydun?''diye sordum kendimden çıktığına inanamadığım bir ses tonuyla.İşini böldüğüm için duymaya başladığı rahatsızlıkla birlikte sıkıntıyla başını kaldırıp yüzüme baktı,''Sabah yüksek lisans dersinde öğrenciler konuşuyordu.''dedi.Tekrar işine dönmesine fırsat bırakmadan,''Can Ardel'i gördün mü?''diye sordum.Başını olumlu anlamda sallarken,''Sabah odasındaydı.''dedi.Teşekkür edip bir şey söylemesine fırsat vermeden odadan çıktım.Olanları bilse bilse Can biliyordur.Akademide olan biten her şeyden gizemli bir şekilde haberi oluyordu.Üstelik bu kadar meraksız ve insanların yaşamını sorgulamayan bir yapısı olduğu halde.Bıkkın bir şekilde kapısının önündeydim,onunla yüz yüze gelmek istemiyordum.Bir an durdum,buraya yani ona gelişimin nedeni ben o ya da duygularımız değildi.Utkuydu.Ve ben Utku'ya değer veriyordum.Kapıyı tıkırdattım,her zamanki soğuk ve gergin sesiyle 'Gel.'diye haykırırken odanın kapısını araladım.Kapıda beni görmesiyle şaşırması bir oldu.Yüzü aydınlanırken,az sonra mutluluğunu böleceğimden habersizdi.Utku ile olan ilişkimi çekemediğini ve sinirlendiğini iyi biliyordum,konunun Utku olması hele ki aramız böyleyken onu iyice gerecekti.Kapıyı arkamdan kapatıp odaya girdim.Gözüme çarpan ilk şey artık odasına bir cam sehpa yerine ahşaptan basit bir orta sehpa gelmiş olmasıydı.Yüzüne baktım,''Utku'ya ne oldu?''diye sordum soğukça.Tam tahmin ettiğim gibi yüzüne karanlık bir gölge düştü.Oturmam için bekledi bir süre oturmadım.Odanın bir köşesine bakışlarını dikip baktı bir süre,dönüp bende baktım acaba benim göremediğim ne görüyor o köşede diye belki milyonuncu kez sorguladım.Bana yıllar gibi gelen bir aradan sonra,''Cinayetle yargılanıyor.''dedi koltuğunda iyice yayılırken.Keyifli olduğunu gözlerinde görebiliyordum,bu kadar nefret ediyordu yani Utku'dan.Pes doğrusu.Sinirle yüzüne baktım,''Hangi gerekçeyle?''diye sordum.Sigarasından bir duman çekip dışarı bıraktı.''Bahar hocanın cesedinin başında bulunmuş Derin.''dedi gözlerimin en dibine bakarak.Olamaz.Utku yapmış olamaz.Üstelik Bahar Hoca ölmüş mü yani?Pes edercesine koltukların birine bıraktım kendimi..Bir kaç dakika beynimi toparlamaya çalıştım.''Nasıl olabilir bu?''diye sordum hem kendime hem de Can'a.''Belli değil miydi?Sence bir insanın bu kadar mükemmel görünmesi doğal mı Derin?''diye sordu.O kadar soğukkanlı davranıyordu ki!Şaşırmamak elde değildi.''Bahar Hoca ölmüş mü?''diye sordum inanamayarak.Kafasını salladı.Gözümden bir damla yaş süzülürken,çaresiz yüzüme bakışını izledim.Bahar Hocayla bir bağımız vardı,tıpkı Utkuyla olduğu gibi..Ve ben değer verdiğim herkesi birer birer trajik bir şekilde kaybetmeye başlamıştım.''Utku yapmış olamaz.''dedim kısık bir sesle.Can şaşkınlıkla yüzüme bakmaya başladı ve,''Derin...Katiller kimliklerini çok güzel saklar bana güven.Bak ben yıllardır bu tarz bir kitap yazmak için araştırma yapıyorum onu geçtim kaç ayrı katil vakası gördüm bir fikrin var mı?''derken cevap vermedim.Konuşmaya devam etti,''Utku sorgulanacak derece mükemmel bir kimliğe bürünmüştü,onda bir tuhaflık olduğunu hep sezinledim ve farkındaysan seni defalarca uyardım,dinlemedin inandın ona.Bak hayal kırıklığına uğrayan sen oldun.Bir insan her an aynı ruh halinde olamaz,daimi mutluluk mümkün değildir,mutlu görünenler yüzüne maske geçiren zavallılardır.Freud'un mutlulukla ilgili fikirlerini hatırla.''dedi.Gözlerimi kırpıştırdım.Utku olduğu gibiydi,her zaman.Evet sıktığı anlar olmuştu ama onun bir katil kimliğini yansıtacak olması bana hala şaka gibi geliyordu.''O her daim mutlu değildi ki!İçinde acıları,yaraları vardı her insan gibi.Sadece acılarını bir kenara koyup güler yüzlü bir insan olmayı seçmiş...''derken sözümü kesti ''Kurduğun cümlenin komikliğine bak Derin.Güler yüzlü bir insan olmayı seçmek..Psikoloji yüksek lisansı yapıyorsun,duygularını bir kenara koy da objektif bak ama bunu yaparken bu zamana kadar gördüğün vakaları ve okuduğun bilimsel çalışmaları gözünün önüne getir.''dedi soğuk bir tavırla.Gözlerimi kapatıp derin derin nefes alıp vermeye başladım.Can'ın haklı olduğu noktalar vardı.Utku her daim yanımda olsa da bazen içime sinmeyen bu kadar da mükemmel olmamalı dediğim anları çok olmuştu.Bir süre sonra gözlerimi açıp Can'a baktım,sabırla bekliyordu.''Haklı olduğun noktalar var.''dedim kabul ederek.Bir zafer kazanmış gibi arkasına yaslandı ve bir sigara daha yaktı.''Peki şimdi ne olacak?''diye sordum.''Bende net bir bilgiye sahip değilim,sabah Şahin Hocayı aramış avukat durumu o bildirmiş tabii bu süreçte derslere giremeyeceği için bilgimiz olması gerektiğini düşünmüş savcı.Henüz cinayetten hüküm giymiş değil mahkeme 1 ay sonraya ertlenmiş ve hepimiz şahitlik edeceğiz.''dedi.Kaşlarım çatılırken,''Biz neye şahitlik ediyoruz?Katil olup olmadığına mı?''diye sordum alayla.Mahkeme görmek falan istemiyordum.''Nereden bileyim Derin?Avukat hepimizle tek tek görüşecekmiş bir kaç gün sonra.Bölüm hocaları bir de sen.''dedi imayla.Ve ekledi,''Artık aranızda ne olduğunu söylediyse sende şahitmişsin.''dedi sinirle.Sesli bir şekilde ofladım''Aramızda duygusal anlamda bir şey olmadığını gayet iyi biliyorsun.Birbirimize dost olduk bu zamana kadar.''dedim net bir tavırla.Alayla kafasını salladıktan sonra,bir süre birbirimize baktık.Bu olayın ve şu anki halimizin aramızdaki durumu yumuşattığını düşünüyorsa fazlasıyla yanılıyordu.''Yarın evimde yalnızca akademisyenlerin olacağı bir davet veriyorum,Ateş ve sende davetlisiniz.''dedi.Sorar gözlerle gözlerine bakarken,''Ateş ile ne ara samimi oldun?''diye sordum.Sırıttı,''Neticede danışmanıyım,bir kaç kez gidip geldi şimdiden çok hevesli bu da ilgimi çekiyor daha yakından tanımak isterim bu yüzden davet ettim.''dedi.Hala sorgularken,''Öyle mi?Ben tam tersi  olarak gözlemlemiştim aslında,burada olmaktan pek hoşnut değil gibi..''dedim.Kollarını iki yana açarken,''O zaman ikimizden biri yanılıyor,zaman içerisinde görürüz.''dedikten biraz sonra,''Ben yarın gelmeyeyim.''dedim.Dudaklarını büzdü,gözüme her zamankinden çekici geliyordu.İçimde anlayamadığım bir yükselme,bir heyecan ortaya çıkarken kendimi dizginlemek için çabalıyordum.''Tanışman gereken,fikirler alabileceğin bir çok önemli isim gelecek.Ama bu fırsatı kaçırmayı uygun görüyorsan sen biliyorsun.''dedi keyifle.Benimle eğleniyordu.Beni tahrik etmeye çalışıyor daha sonra en hassas olduğum akademi konusunda meydan okuyor ve en sonunda da eğlenmeye başlıyordu.Kedi-fare misali.Oturduğum yerden kalktım.Savaş istiyorsa bunu alacaktı.Masasına yaklaştım,yüzüne doğru hatrı sayılır bir ölçüde eğilip''Yarın görüşürüz.''dedim ve herhangi bir tepkiye fırsat bırakmadan toparlanıp odadan çıktım.Hala öğrendiğim şeylerin şoku içerisindeydim ama akademi dünyasının ünlü isimleri ile vakit geçirmek hala cazip geliyordu bu fırsatı tepemezdim.Utku aklımın bir ucunda benimle birlikte her yere gidip gelecekti.Ta ki bu olay netliğe kavuşana kadar.

Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin