37-Yansıtma

95 8 0
                                    

**Yansıtma mekanizması Freudyen kuramda  kişiyi iki türlü kaygıdan koruyabilir;

1) Kişi, kendi eksiklerinin ve yanlışlarının sorumluluğunu ya da suçunu başkalarına yükler.

2) Suçluluk duygulan uyandıracak nitelikteki içgüdüsel dürtülerini, düşüncelerini ve isteklerini insanlara mal eder.

Bölüm Şarkısı:Teoman-N'apim Tabiatım Böyle 

Derin'den..

Gözlerimi açmaya zorladım,güneşin odamı aydınlattığının farkındaydım.Güneşin sıcaklığının vücudumu ısıttığını iliklerime kadar hissediyordum.Gözlerimi açtım,hala yatarken gerindim.Dün gece tam bir hesaplaşma gecesi olmuştu ve ben ona karşı yine gardımı indirmiştim.Bana yaptığı onca şeye rağmen.Aldatılmama,şiddet görmeme rağmen.Neden susuyordum?Neden etrafımda olduğunda yaptığı her şeyi unutuyordum?Neden?Yenilir yutulur değildi yaptıkları..Şiddet olayı istemeden olmuştu bu bir gerçek,sehbanın üzerine düşerken dengemi büsbütün yitirmiştim.Peki aldatma olayı?Beni aylarca salak yerine koymamış mıydı?Şimdi ben ölmüş bir kadını kıskanıyor,bunun vicdan azabı ile kendimi yiyip bitiriyordum.Dün gece ilk defa birlikte uyumuştuk,aramızda başka herhangi bir şey yaşanmadan.Saçlarımı öptü,ellerimi tuttu.Can Ardel değil de sadece Can gibiydi.Olması gerektiği gibiydi bir şeyler ve ben o hayatıma girdiğinden beri ilk defa yanlış ya da yasak bir ilişkinin içinde değil de normal sade herkesin yaşadığı gibi bir ilişki yaşadığımı hissetmiştim.Bu hissi hissetmeye o kadar açmışım ki o an tadını çıkarmıştım,elbette uykuya dalana kadar..O ise bir hayalmiş,sanki ben bir tür rüya görmüşüm gibi uykudan uyanırken yanımda olmamayı seçmişti.Can Ardel'den başka ne bekliyordum ki?Benimle uyuyarak zaten tüm sınırlarını aşmıştı.Dün bana söylediklerini düşündüm,artık her şeyin farklı olacağını söylemişti.Ona inanabilir miyim?En son ''düşersen tutarım.''diye söz verdiğinde beni uçurumun dibinden kendi elleriyle iten o olmamış mıydı?Hayır!Bu sefer ona büsbütün inanmayacaktım.En önemlisi güvenmeyecektim..Zorla da olsa üzerimdeki battaniyeyi açıp yataktan çıktım,pembe pijamalarım kalın olsa da ev soğuktu sandalyenin üzerinde duran sabahlığımı alıp hızlıca üzerime geçirdim.Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı inmeye başladım,mutfaktan gelen sesler kaşlarımın istemsizce çatılmasına neden oldu.İki ihtimal vardı,ya ailem planladıklarından çok daha önce eve dönmüşlerdi ya da bu Can'dı..Adımlarımı hızlandırdım,merdivenlerden peşi sıra inip çabucak mutfağa geçtim.Kapının önünde şaşkınlıkla bakakaldım,Can  mutfak masasında oturmuş kahvesini yudumluyordu.Herhangi bir romantik filmin bu sahnesinde erkeğin kahvaltı hazırlamış olması gerekirdi ama onu burada bulmak hala gitmemiş olduğunu görmek bile benim şaşırmam için yeterli bir sebepti.Klasik bir romantik filmin içerisinde olmadığımız da katı bir gerçekti.''Günaydın uykucu..''dedi kahvesinden bir yudum daha alarak.''Günaydın..''dedim ve  şaşkınlığımı üzerimden atıp mutfaktan içeri geçtim.Mutfak masasında karşısına geçip oturdum,gülümsüyor muydu bana mı öyle geliyordu emin değildim ama konuşmuyordu.Sessizliği bozan taraf olma görevi yine bana düşmüştü,''Gidersin sanıyordum?''dedim.Gözlerini gözlerime dikip,ifadesiz bir şekilde bakmaya başladı.Buz mavisi gözlerini seviyordum kim ne derse desin.''Neden?''diye sordu.Gözlerimi devirdim.''Soruya soruyla cevap vermenden nefret ediyorum.''diye yanıtladım dürüstlükle.Sesli bir şekilde güldü,halim onu eğlendiriyor gibiydi.Bense soğuk tavrımdan taviz vermeden ellerimi göğsümde birleştirip kollarımı birbirine bağladım.''Dün gece konuşmuştuk Derin,artık her şey daha farklı olacak söylediğim gibi.''dedi tek düze bir sesle.Gözlerine baktım,inanmak istiyordum ama söylediği şeylerle ses tonu uyuşmuyordu.Fazla ifadesizdi.Ve benim sütten ağzım yanmıştı bir kere.Bir şey söylemedim,ısıtıca hala sıcak olduğunu fark ettiğim suyu kullanarak kendime bir kahve yaptım.Biraz sonra mutfakta karşılıklı oturmuş,kahvelerimizi yudumluyorduk.Biraz sonra telefonunun yüksek sesli melodisi ile irkildim.Bekletmeden açtı,

Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin