24-Savaş

278 12 1
                                    

Bölüm Şarkısı:Yüzyüzeyken Konuşuruz-Sandal

Multimedia:Derin Ayer&Utku Taşkın

Utku'dan..

Sedat Komiser eşikten içeri adım atar atmaz Derin tedirginlikle ona yaklaşıp el sıkıştı.Can Ardel ölümcül bakışlarını üzerimde gezdirirken onunla olan hesaplaşmamı biraz daha ötelemek zorunda olduğumu kendime hatırlattım.Fakat bu onun kendi kendine başlattığı savaşta geri planda kalıp susup oturacağım anlamına gelmiyordu,ki ona bir çok manada istediğini veriyordum.Savaşsa savaş! ''Seçil ile alakalı bir durum mu var?''diye sordu Derin sessizce. Can kaşlarını çatmış olan biteni izlerken,''Buyurun oturun lütfen..''dedi başıyla kahverengi deri demode koltuklarını işaret ederek..Alaycıl bir şekilde sırıtırken,''Sende..Utku Hocam geç otur lütfen.''diye tısladı adeta dişlerinin arasından..Ona karşı ne kadar alaycı ve itici bir yaklaşım içinde olduğumun farkındaydı ama durumu uzatmaya da gerek yoktu özellikle bu komiser bozuntusu etrafımızdayken.''Aslında ben Yüksek Lisans öğrencilerinizin çalışma odasını incelemek istiyordum.Özellikle Seçil'e ait bir dolap falan varsa..''dedi Sedat Komiser.Derin önce Can'a sonra komisere dönüp baktı,kısa bir an sonra ''Dosya kapanmadı mı?''diye sordu.Komiser cebinden telefonunu çıkarıp kontrol ettikten sonra,''Bak Derin,sana geçen görüşmemizde de söylemiştim.Dosya kapandı fakat ben narkotik şube adına araştırmama devam etmek zorundayım.Çünkü Narkotik adına kapanmamış bir dava var,arkadaşının kullandığı maddeleri nasıl ve nereden temin ettiği gibi.Uzun zamandır araştırdığımız bir çetenin işi olabilir bu yüzden her ihtimali değerlendirmek zorundayız.Aklınıza başka bir ihtimal gelmesin lütfen.''dedi sakin bir sesle.Demek Derin'le daha önce de görüşmüşlerdi.Komiser bölümün koordinesinden ben sorumlu olduğum için ilk benimle görüşmüştü fakat Can Ardel'de Bahar Hoca'dan sonra yetkili bir diğer kişi olduğu için etik açıdan ona haber vermekte de fayda olacağını düşünmüştüm.''Derin size yardımcı olabilir.''dedi Can Ardel zoraki bir gülümseme eşliğinde.Kızın yerine karar vermeye devam ediyordu anlaşılan.Derin,hüzünle bir nefes aldı.''Tabii..''dedi ve komiserle birlikte odadan ağır adımlarla çıktılar.Peşlerinden gitmek için arkamı döndüğüm sırada buz gibi sesi yerimde duraklamama sebep oldu.''Seninle konuşalım biraz.'' Dişlerimi sıktım.Hala açık olan kapısını kapatıp arkamı döndüm.Ona baktığım her an beni insanların içinde nasıl küçük düşürdüğü ve gururumu kırdığı aklıma geliyordu .Sabırla odanın içinde ilerleyip koltukların birine oturdum.O ise çoktan masasına geçmiş heybetli koltuğuna oturmuştu!Narsist herifi! ''Ne yapmaya çalıştığının farkındayım.''dedi olağan dışı bir sakinlikle.Koltuğa rahatça yayıldım.Niyetim onu delirtmekti.''Ne yapmaya çalışıyormuşum Sigmund Freud?!Lütfen aydınlat beni''dedim alayla.Yüzüne bir gülümseme yayılırken,''Derin'e yaklaşmaya çalıştığının farkındayım Utku.''dedi.''Eee?''diye sordum tereddüt etmeden.Yüzü bir anda ciddileşirken,''Ondan uzak dur Utku!Seni ilk ve son kez uyarıyorum.Yerini ve haddini bil o yalnızca bir yüksek lisans öğrencisi,tavırlarını dekana bildirmeye zorlama beni!''dedi meydan okurcasına.İsterik bir kahkaha attım,''Bana bu söylediklerini kendin için uygula önce Can Ardel!Bölümün diğer hocaları kör olabilir ama ben değilim!Her şeyin net bir şekilde farkındayım.''dedim.Can Ardel yerinde huzursuzca kıpırdandı.Keyifle yerimden kalkarken,''Görünüşe göre ondan vazgeçmeye niyetin yok!Kaybetmenin tadını çıkar çünkü eninde sonunda seçeceği kişi ben olacağım.Hem kalben hem mantıken.''dedim yüzünde ki tereddüt ve yanılmasama o kadar hoşuma gitmişti ki bir kaç saniye tadını çıkardım.Daha sonra herhangi bir cevap vermesini beklemeden onu çok sevdiği yalnızlığı ile baş başa bırakıp arkamı döndüm ve odasını terk ettim.Koridorun en başında bulunan yüksek lisans öğrencilerinin çalışma odasına doğru yürümeye başladım,geçerken Şahin ve Hasan Hoca'ya kısaca selam verdim.Nihayet çalışma odasına geldiğimde kapı açıktı.Derin sandalyelerden birine oturmuş,komiser ise ayakta sanki gitmeye hazırlanıyordu.Kapıda beni gördüklerinde ikisi de aynı anda gözümün içine baktı.''Bir şey bulabildiniz mi Komiser?''diye sordum merakla ve odanın içinde ilerledim.Bir gözümle kısaca Derin'e baktım,yine solgun görünüyordu.Komiser''Hiçbir iz bulamadık,yine de teşekkürler Utku Bey..''derken elini uzattı.Gülümsemeye çalışıp elini sıktım,''Yardımcı olabileceğimiz başka bir mesele olursa seve seve yardımcı oluruz Sedat Komiser..''dedim ve onunla çalışma odasının kapısına kadar yürüdüm.''Görüşmek üzere..''dedim.Gülümseyerek kafasıyla onayladıktan sonra koridordan hızlı adımlarla geçip gitti.Kapıyı kapatıp Derin'in yanına gittim.''Sen iyi misin?''diye sordum fısıldayarak.Gözleri dolu bir şekilde kafasını kaldırıp gözlerime baktı.Çaresiz gözüküyordu.Ve mutsuz.Ve de yorgun.''Toparlanmaya çalışıyorum,iyileşecek gibi oluyor.En azından hayat devam ediyor gibi geliyor.Sonra gördüğün gibi bir şey oluyor,çok ufak belki ama aklıma geliyor.Kendimi suçluyorum.Fark etmiş olsaydım diyorum.Arkadaşımın gözlerimin önünde ne hale gelmiş olduğunu fark etmiş olsaydım bugün belki de hala aramızda olurdu diyorum..Yokluğu ile baş etmek zaten zorken bir de suçluluğum ve pişmanlığımla yüzleşiyorum.Her sabah farklı bir kabustan uyanıyorum,içinde hep Seçil'in olduğu kabusların sabahlarına.Nefes alamıyorum artık.Bir şey ruhumu sıkıştırıyor,eskisi gibi olmayacak gibiyim sonsuza kadar böyle yaşayacakmışım gibi geliyor..'' yanına bir sandalye çekip oturdum çabucak.Gözyaşları usul usul akarken,herhangi bir şey söylemedim.''Nefes alamıyorum...Onu çok özlüyorum Utku.''hüzünle onu izlerken gözyaşlarını sildim.Can Ardel'e inat olsun diye yaklaşmaya başladığım bu kız,son zamanlarda hayatımın baş rolü olmaya başlamıştı..''Derin..Ben yanındayım biliyorsun.''diyebildim sonunda.Kafasını salladı usulca.Gözyaşları şiddetini arttırırken,onu tutup kendime çektim.Kollarımı ince bedenine sararken,bir süre kolları bedenimi bulmadı.''Ve hep de yanında olacağım Derin.Bunu asla unutma.''dedim kendimden emin bir tavırla.Cevap vermedi.Hala ağladığını duyabiliyordum,bir süre sonra kolları bedenimi sardı.Kapının gürültülü bir şekilde sertçe açılmasıyla Derin hızla bedenimde ayrıldı.Can Ardel kapıdan göründüğünde keyfile gözlerinin içine baktım.Derin oturduğu yerden kalkarken masanın üzerinde duran eşyalarını da almayı ihmal etmedi.Can Ardel,''Odamda bekliyorum,hemen!''dedi sertçe.Derin cevap vermek yerine yorgun bir ifadeyle başını sallamakla yetindi.Derin,Can Ardel'in yanından geçip kapıdan çıktıktan sonra,bir süre göz göze birbirimize baktık.Ona açık açık savaş açmıştım.Belki bölümün diğer hocaları onun gerçek yüzünün farkına varamıyordu ve öğrencisiyle içinde bulunduğu durumun farkında değillerdi ama benim gözlerim her şeyi net bir şekilde görüyordu.Beni kandıramazdı.Bir kaç saniye sonra,bir hışımla arkasını dönüp odayı terk etti.

***

Eve gittiğimde,kendimi oldukça yorgun hissediyordum.Utku Taşkın olarak sabahlarım erken başlardı.Ve uyku problemim olmamasına rağmen geç saatlere kadar oturmayı tercih ederdim.Can Ardel kadar olmasa da belli ölçüde tutkuyla bağlandığım bir akademik kariyerim ve çalışmalarım vardı.Ekol olarak benimsediğim net bir isim olmamakla birlikte benim için her psikolog,psikiyatr,bilim insanı keşfedilmesi gereken bir dünyaydı.Yani benimsediğim bir ekol yoktu,ben her ekolün bir üyesiydim.Kendime pratik bir şekilde çabucak yiyebileceğim türden bir yemek olan makarna yaptım.Yanına herhangi bir sos eklemeden yalnızca yoğurt koydum.Sessizliğin içinde yemeğimi yerken,aklıma hala Antalya'da yaşayan annem ve kardeşlerim geldi.Onları çok özlemiştim.Ama işimi arkamda bırakamayacağımı da iyi biliyordum en azından şimdilik!Hem buraya gelebilmek için oldukça fazla çalışmış,emek vermiştim.Ve bu Üniversiteye gelebilmek için uzun süre beklemiştim.Sonuç olarak ulaştığım seviyeden ve statüden oldukça memnundum,aileme karşı duyduğum özlemi bir kenara bırakırsak hayatım hiç ummadığım şekilde planlarıma uygun ve kusursuz ilerliyordu. Ve sırada;Can Ardel'le yüzleşeceğim gün vardı!O hayvani güdüleri olan bir adamdı,mesleğinin başında bir öğrencinin gururunu bütün bir bölüm heyetinin önünde kıracak kadar düşüncesizdi.Üstelik beni hatırlamıyordu bile.O gün alana ve mesleğime küsmüş de olabilirdim ama o bana dayanılmaz şiddette gelişen bir hırs duygusu hediye etmişti.Ve onun sayesinde bugün akademisyen olmuştum hem de hiç sene kaybetmeden! 

Telefonum rahatsız edici bir biçimde yemek masasında titreşirken,düşüncelerimden ayrılıp bölümümüz sekreterinin çağrısını cevapladım.

''Alo?''

''Utku Hocam,iyi akşamlar.Rahatsız ediyorum ama bilmek istersiniz diye düşündüm.Felsefe bölümünün hocalarından Özlem Hoca'yı kaybettik..Üniversite'nin sayfasından taziye yayınlıyorlar.Öğrenci işlerinden öğrendim az önce.''


Oy vererek ya da yorum yaparak destek olmayı unutmayın Minik Freudyenler:)

Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin