28-Derin Mevzular

272 12 0
                                    


Bölüm Şarkısı:Sufle-İçinde Aşk Var 

Derin'den..

Özlem hocanın ölümü ve öğrendiklerimin ağırlığı ile kendime gelmem bir kaç günümü almıştı.Can ile olanlar konusunda düşüncelerim değişmemişti,o günden beri defalarca aramasına rağmen aramalarını cevapsız bırakmıştım.Bunun yanında Utku her zamanki kahraman rolünü layığı ile yapmaya devam ediyordu.Son bir kaç gündür buluşup desteğini yüz yüze devam ettirme konusunda ısrarcı olsa da bu aralar onun yüksek enerjisini bile istemiyordum çevremde.Can'ın son mesajı telefonumda açık bir şekilde tam karşımda duruyordu.'Beni dinle.'Seni dinlesem ne olacak Can Ardel?Söyleyeceğin hangi söz,dileyeceğin nasıl bir özür içimdeki kayayı kaldırıp dışarı atabilir ki?Kalbimde kocaman bir boşluk yarattın,kırdın,parçaladın bazen o kırıkların üzerinde defalarca tepindin ama yılmadım.Sert duvarlarını yıkmak,sana ve ruhuna ulaşabilmek için her şeyi yaptım,her yolu denedim ama her defasında daha sert bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım.Fakat sonuncusu kaldırabileceğim bir yük değil Can.Maalesef.Mesajı kapattım.Kahvemden bir yudum aldım,Can'ın kitabı salonda bir köşeden göz kırpsa da görmemezlikten geldim.Şuan iç dünyasını keşfetmek için hazır değildim.Evin sessizliğini fırsat bilerek komedinin üzerindeki Uygarlığın Huzursuzluğu isimli kitabımı alıp kaldığım yerden okumaya başladım.Daha önce Freud'un bu konu hakkındaki fikirlerini okuma fırsatım olmamıştı ama Can Ardel lisans tezi ile bana neredeyse ilham vermişti,bende kendim için bu konu üzerine düşünmek ve araştırma yapmak için zaman ayırmıştım.Freud her zamanki gibi beni etkileyerek ekolü altına girmeye iyiden iyiye ikna ediyordu.Hemen her fikrine saygı duyduğum bu büyük düşünür artık hayatımın bir köşesinde yer edinmişti.Şimdi de Uygarlığın hayatımıza girişini,uygarlık öncesi ve sonrası insan psikolojisini sorgulamama neden oluyordu.

**

Bir saat sonra Derin.. 

Telefonumun yüksek sesli melodisi ile yerimden sıçradım.Arayan babamdı..

''Alo?''

''Derin,neredesin?''

''Evdeyim baba,kitap okuyorum.''

''Bravo,Can Ardel aradı.Sana ulaşamıyormuş,tezinin son bölümünü kontrol etmek istiyor hemen okula git!''

Yumruklarımı sıkıyordum.Bu kadar alçalmak ve gözünü karartmak zorunda mıydı?Babamı aramak da neydi?

''Ben onu ararım baba,şuan okula gidemem.''

''Kusura bakma Derin Hanım.Her ne gereksiz icraatın varsa hemen bırakıp okula gidiyorsun!Bu yaşta daha sorumluluk almayı öğrenemedin.Yüksek lisans yapıyorsun hocan beni arıyor,nasıl küçüldüm bir fikrin var mı?''

Sinirle burnumdan bir nefes alıp verdim.Hayır ağlamayacaktım.

''Tamam baba.Gidiyorum.'' dedim ve cevap vermesine fırsat bırakmadan telefonu kapattım.Şuan olmaz baba.Şuan senin gereksiz Profesör egonu ve otoriteni kaldıramam.Üzerimdeki basit tayt-tişört kombinine ve saçlarımın dalgalı dağınık haline aldırmadan cüzdanımı,telefonumu ve anahtarlarımı çabucak toparlayıp evden çıktım.Bunun hesabını vereceksin Can Ardel.

**

Saya söve girdiğim trafikten zaferle çıkıp,seri bir şekilde arabamı park ettim.Arka kapıdan hızla fakülteye giriş yaptım.Koridorda bir kaç yüze sinirli yüzümü göstermemeye çalışarak basitçe selam verdim ve kapısının önünde bir saniye de olsa duraksadım.Nefes alıp verdim.Günlerdir görüşmemiştik.İçimdeki bu kor gibi yanan şey onu görecek olmanın heyecanı mıydı yoksa ona duyduğum öfke ve kin miydi emin değildim.Ama her ne ise,eskiye göre hislerim artık çok daha yoğun ve mantığımın önüne geçmeye hazır görünüyordu.Kapıyı kısaca tıkırdatıp 'Gel.'demesini beklemeden içeri daldım.Beni görmesi ile heyecanla yerinden kalkması bir oldu.Kritik durumlardaki abartılı hareketleri her zamankinden daha absürt geliyordu gözüme..''Sen ne yaptığını sanıyorsun?''diye sordum nefes nefese.Anlaşılan odaya girmeden kendimi sakinleştirme çabalarım sonuçsuz kalmıştı.''Başka türlü gelmezdin.''dedi çaresizce kollarını iki yana açarak.Bıkkınlıkla yüzüne baktım.''Otursana..''dedi nazikçe.Öfkeyle yüzüne baktım,son söylediği karşısında sessiz kalırken bir kaç saniye öfkeli yüzümle yüzleşmesine izin verdim.Bakışlarında bir şey arıyordum,pişmanlık,çaresizlik ya da başka bir şey...Ama gözlerinde gördüğüm yalnızca korkuydu,belki kaybetme korkusuydu bu,belki Özlem hocayla olanların başkaları tarafından da bilinmesinden duyduğu korkuydu bilemiyordum.''Neden?''diye sordum daha sakin bir sesle.Oturmam için bir kez daha işaret etti,bu sefer tekrarlatmadan her zamanki köşeme geçip oturdum.Kendi masasına oturmaktansa,yan koltuğa geçip oturdu.Yüzümdeki öfkeden ve kinden taviz vermeden sorgulayan bakışlarımı yüzüne çevirdim.''Bana öyle bakma Derin.''dedi sessizce.''Neden?Hislerimi görmek bu kadar mı zoruna gidiyor?''diye sordum meydan okuyarak.Bir nefes alıp verdi.''Bak Derin...Hiçbir şey düşündüğün gibi değil önce bunu bil.''derken alaycıl gözlerle devam etmesini bekledim.''Özlem hocayla görüşüyorduk evet.Ama o benim sevdiğim kadın,bir ilişki yaşadığım insan olmadı hiçbir zaman.Benden bir türlü vazgeçmedi,takıntılıydı.Ben kaçtıkça o kovaladı,asla durmadı.Sonunda yenildim bende,sandım ki konuşmaya devam edersem gittikçe usul usul uzaklaşırım ya da kendimden uzaklaştırırım.Çünkü laf anlamadı,güzellikle konuşsam da olmadı.''dedi ve durup gözlerimin içine baktı.Gardımı indirmemi beklediğine yemin edebilirim ama indirmeyecektim.Sert duruşumun ardından,''Sende onunla görüşüp,bir yandan da benimle bir şey yaşamakta bir sakınca görmedin öyle mi?''diye sordum.Tuttuğu nefesi dışarı bırakırken,''Tabii ki hayır Derin..Sana gerekçelerimi söylüyorum.Onun kalbini kırmak istemedim,zaten kötü şeyler yaşamış bir kadındı.Benden vazgeçmedi,ona iyi geldiğimi iddia ediyordu.Bütün huysuzluklarıma ve soğuk tavırlarıma rağmen uzaklaşmadı.Ne yapsaydım?''diye sordu.Histerik bir kahkaha attım.''Can Ardel,birinin kalbini kırmaktan korktu öyle mi?Ben seni tanıyorum Can,sana kimse istemediğin bir şey yaptıramaz,kalp kırmak umurunda olmaz senin.İstemeseydin Özlem Hoca sana asla yaklaşamazdı.''dedim.Dudaklarını birbirine bastırdı,bir kaç saniye birbirimizin gözlerinin içine baktık.Bir şeyler demesini bekliyordum ama susuyordu,her zamanki gibi..''Anlamıyorsun Derin.''demekle yetindi.Hüzünle gülümsedim.''Hayır anlıyorum Can.Sen busun.Korkaksın,hislerinin arkasında durmayı bilmiyorsun.Beni hiç sevmedin,bir zamanlar dediğin gibi sen sadece benim yanımda olmayı sana verdiğim heyecanı ya da ilhamı sevdin.Özlem Hocayı da sevmedin,bundan sonra hayatına girecek olan hiçbir kadını da sevmeyeceksin.Korkaksın çünkü.Bir şeyler hissetmekten,birinin hayatına dokunup sana güzel şeyler hissettirmesinden ödün kopuyor.Benden de bu yüzden kaçtın,aramızdakileri hiçbir zaman bütünüyle kabul etmedin..''derken ayaklandım.Yüzleşmemiz devam ediyordu ve ben sanki içimde ne var ne yoksa ortalığa döküyordum.Benimle birlikte ayaklandı.Yakınımda olması içimde çürümeye yüz tutmuş duyguları uyandırsa da belli etmedim.''Ben seni sevdim Can.Seni olduğun gibi bütünüyle kabul ettim,aramızdakileri de öyle.Ama sen...Sen hep kaçtın,hep savaştın.Ne gittin,ne de geldin.Ve ben çok yoruldum artık.''dedim pes edercesine.Kazananı belli olmayan ve hiçbir zaman belirlenemeyecek bir savaşın iki kahramanıydık biz.Sözlü savaşımızda kim galip gelirse gelsin ruhsal anlamda ikimiz de yaralanmıştık.O iyileşecekti bundan eminim ama ben kalıcı hasarlar almıştım bu aşikardı.Kolumdan tuttu,kalbimde bir ağırlık hissettim.Yenilmeyecektim.Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken,bir adım geri çekildim.''Dokunma..''dedim varla yok arasında bir ses tonuyla.Kaşları istemsizce çatılırken,''Bana bunu yapma Derin..''dedi yalvarırcasına.Onu ilk defa böyle görüyordum.''Artık hiç var olmamışım gibi davran Can Ardel.Tez savunmasından sonra karşına bir daha çıkmayacağım.''dedim.Son kez gözlerine baktım.Her zaman olduğu gibi yanından ayrılmak gelmiyordu içimden.Gülümsedi.''İçinden geçenlerin bunlar olmadığını çok iyi biliyorum Derin.Sen bu odadan çıkıp gitsen de,hatta bu okuldan,bu şehirden gitsen bile benden gidemezsin.''dedi.İfadesiz bir şekilde yüzüne baktım.Her zaman haklı olmak zorunda mısın Can Ardel?Gözleri odanın bir köşesine kaydı,kafamı çevirip baktığı köşeye baktım.Hiçbir şey yoktu.Dönüp tekrar yüzüne baktım.''Sende buna güvenerek,beni kaybetmek için elinden gelen her şeyi yaptın,yapıyorsun.''dedim.Aramızdaki mesafeyi kapattı,şimdi yine bir nefes uzağımdaydı.Gözlerimi kapattım.Keşke bazı şeyleri sindirebilseydim içimde.Kalbim bu kadar yıkık dökük olmasaydı dedim  o an,affedebilir miydim?Belki evet,belki hayır.Korkaksın Can.Aşkımızı sahiplenemeyecek kadar korkak.''Gidiyorum..''dedim  yanından geçmeye çalışırken.''Hayır!''diye haykırdı bir anda.Sesi odanın içinde yankılanırken sertçe kolumdan tuttu,tedirgin olmuştum.Beni farklı yüzleri ile tanıştırıyordu.''Can,ne yapıyorsun?''diye sordum korktuğumu belli etmemeye çalışarak.''Gidemezsin dedim anlamıyor musun?''dedi bağırarak.Kolumu daha da sıkarken,canımı acıttığının farkında olup olmadığını sorgulamaya çalışıyordum.Yüzümü buruşturdum,''Kolumu bırak!''dedim dişlerimin arasından.Bırakmadı.Gözlerimin içine öyle soğuk ve donuk bir şekilde bakıyordu ki!Gerçek anlamda korkmaya başlamıştım.''Can!Kendine gel!''dedim sesimi biraz daha yükselterek.Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre gözlerime baktı,bakışları ifadesiz ve donuktu.Yutkundu.

Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin