21-Kabulleniş

292 13 0
                                    

Bölüm Şarkısı:İkiye On Kala-Mutluyum ama Birazdan Geçer

Derin'den..

''Yaşamın amacı ölümdür,bunu fark eden insan hiçbir cesaret gösterisinden kaçınmaz.Bu yüzden hayatın en büyük gerçeği ölümdür..'' demiş Freud. Bu yüzden mi büyük bir cesaretle kendi sonunu kendin yazmayı seçtin Seçil?Hayallerimiz vardı!Nişan törenin..Arda...Madde kullanacak kadar ne büyük dertlerin vardı?En büyük suçlu benim bunu kabul ediyorum.Kendimle,o takıntılı tezimle,gittikçe daha da kapıldığım Freud ve tabii ki Can Ardel ile olan duruma o kadar kaptırmıştım kendimi!Seni..Işıl'ı fazlasıyla ihmal ettim,yanınızda olamadım.Beni affet Seçil..Beni affet ki içimdeki yük biraz olsun hafiflesin.'' içime içime akan gözyaşlarımın arasından karşımda duran mezar taşına baktım.Neredeyse 2 hafta geçmişti.Cenazesini yapıp,cenaze evini ziyaret etmemiz üzerinden 2 hafta geçmişti bile.Gecelerim ve gündüzlerim birbirine karışırken uyuyabildiğim nadir zamanlar kabuslarla sonlanan birer rutine dönüşmüştü.Her şey hakkında bir fikri olan Freud için rüyalarımız bilinçaltına giden kral bir yoldu.Son zamanlarda bilinçaltım öyle bir suçluluk duygusu ile kavruluyordu ki!Bunun elbette rüyalarıma yansımamasının ihtimali yoktu.Artık akmayan gözyaşlarımı da alıp mezarlığın çıkışına doğru yürümeye başladım.Can Ardel cenazeden beri ısrarla aramasına rağmen,benden beklenen yanıtı bir türlü alamamıştı.Yine de Utku'nun aksine evime gelip beni görme cesaretini ısrarla gösterememişti.Ona kızgındım,kendime kızgınlığım ona kızgınlığımın ötesinde bir yerlerde olduğu için şuan onun sakin limanına yerleşip yüzleşmekte olduğum şeylerden kaçmak istemiyordum.Dahası o inatla yanımda olması gereken zamanda bana uzaktan bakmayı tercih etmişti.Bunu kendisi seçmişti.Mezarlığın bitiminde beni bekleyen adamla uzaktan göz göze geldik.Utku Taşkın...En ummadığım kişi,en ummadığım zamanda yanımda olmak için çırpınır olmuştu.Ve yanımda olması bana iyi geliyordu.Aramızdaki mesafe kapandığında,hüzünle gülümsedi ve arabasına doğru yürümeye başladık,sonunda arabasına ulaştığımızda ''Utku..''diye başladım söze..Kapımı açmış beklerken soran gözlerle gözlerime baktı.''Ben..Her şey için teşekkür ederim.Yanımda olduğun için,desteğin için..''dedim çabucak.Bütün bunlar yaşanmadan önceki gülümsemesi yeniden yüzünde belirirken,''Bir kayıp yaşadın Derin.Hepimiz yaşadık ama yakın bir arkadaş olarak senin kaybın çok daha büyük.Kaybetmenin ne demek olduğunu iyi bilirim,o gün de söyledim sana.Tabii ki yanında olacağım ve birlikte atlatacağız.Söz veriyorum.''dedi.Uzun zaman sonra istemsizce ilk defa gülümsedim.Başımı sallayarak onu onaylamakla yetindim ve arabaya bindim.O da sürücü koltuğunda yerini aldığında,''Eee,hazır mısın bakalım okula?Biliyorsun bugün en azından okulda görünmen lazım ara tatil bittiğinden beri gelmedin.''dedi.Emniyet kemerimi taktım,''Hazır olmasam ne fark eder ki?Gitmem lazım işte.''dedim teslim olurcasına.Arabayı çalıştırıp ana yola çıkarken,''Hazır olmaman çok şey değiştirir,her an seni kaçırıp okul derdinden muaf edebilirim?''dedi hınzırca.Sırıttım,''Can Ardel ve kuralları.''dedim.Neticede danışman hocam hala Can Ardel'di ve benim ona gözüküp tezimde yarım kalmış olan kısımlardan söz etmem şarttı.Alayla güldü.''Takıntılı Herif.''diye mırıldandı kendi kendine.Duyduğumu biliyordu fakat cevap vermeyi tercih etmedim.Sonuçta değer verdiğim ve hatta sevdiğim adamdı hala.Ne yaşanırsa yaşansın.Olaylar yaşandığından beri araba kullanmamıştım.Son kez,Seçil ile birlikte bindiğim o arabaya binemem gibi geliyordu artık.Babam olay gününden bir kaç gün sonra otele gidip otoparkta öylece bekleyen arabamı alıp evin garajına bırakmıştı.Bende cenazeden beri ilk defa dışarı çıktığım için bugünlük şoförüm olma görevini Utku Taşkın seve seve kabul etmişti.Gözümün ucuyla ona baktım.Neden?diye geçirdim içimden.Neden bölümün diğer hocaları gibi yalnızca cenaze günü baş sağlığı dileyip sonra da kendi hayatına bakamadı?Sonuçta muhatap olacağımız tek yer okul ortamı olacaktı bir daha?Sorguladım.Bana olan ilgisini biliyordum ama şuan buna kafa yoramazdım. Aslında Can Ardel de dahil hiçbir şeye kafa yormak istemiyordum.Akışına bırakmak istiyordum hem hayatı hem de kendi ruh halimi..Yol boyunca konuşmadı,o kadar anlayışlıydı ki beni konuşmaya zorlamadı.Sussam bile yanımda olmayı kendine amaç edinmişti haftalardır.O yüzden alışkındı bu hallerime.Kampüse giriş yaptığımızda tüm vücudumun gerildiğini hissettim ve irkildim.Bir topluluğun içinde bulunmak şuan istediğim son şeydi,topluluğu bırak onunla karşılaşmak istediğim en son şeyden daha en son şeydi.Ama bunu yapmak zorundaydım.Fakültenin arka otoparkında durduğumuzda,kemeri çözüp ona baktım.''Teklifim hala geçerli..''dedi gülerek.Nefesimi dışarı bırakıp alayla onu süzdüm,''Bölümün koordinesinden sorumlu Öğretim Görevlisi hocamız bana okulu kırmam için teklifte bulunuyor,bu gerçekten ahlaksızcaymış.''dedim onun gülüşünü taklit ederek.Kısaca bir kahkaha attı ve ''Sen ve espri anlayışın Derin Ayer.Beni güldüren tek detaysın.''dedi.Yüzümdeki gülümseme solarken,o içten gülümsemesiyle yüzüme bakmayı sürdürdü.Sona yerleştirdiği ufak iltifatı alıp,başımla onayladıktan sonra arabadan inip sırt çantamı sırtıma astım.Arka kapıya ilerlerken Utku da yanımdaydı.Kapıdan geçtik,hocaların odasının bulunduğu koridorda kimsecikler yoktu.Kapısının önüne geldiğimde,Utku da onun odasının karşısında bulunan kendi kapısının önünde durdu.''İşin bitince,seni bekliyor olacağım tamam mı?Sana bir kaç kitap aldım onlara bakarız.''dedi sessizce.''Olur..''dedim hüzünle.Derin bir nefes aldım ve kapısını çaldım.Bir kaç saniye sonra içeriden ''Gel!''diye haykıran sesini duydum.Harika!Galiba yine o saçma metaforunu bölmüştüm çünkü sesi ateş saçıyordu.Korkunun ecele faydası yok diye düşünüp içeri daldım ve arkamdan kapıyı kapattım.Elindeki sigarasını söndürüp,hızlıca yerinden kalktı ve bana doğru geldi aramızdaki mesafeyi tek adımda kapatırken,beni kendine çekip sıkıca sarıldı.Özlediğim sıcaklığı ve sarıp sarmalayan kollarına karşı koymak zor olsa da bu halime aldırmadan saçlarımı okşayıp kokumu içine çekti.''Nerelerdesin sen?Meraktan ölüyordum.''dedi sakin bir sesle bedenini benden çekerken.Sonra beni her daim oturduğum koltuğa çekip nazikçe oturttu ve tam yanımdaki koltuğa oturup ellerimi tuttu.''Ben..''diye sözlerime başlarken ''Derin bak ben çok düşündüm ve sen yokken..Yani delirmek üzereydim anladın mı?Kafayı yemek üzereydim..Bir sürü şey kaleme aldım.Kitap baskıya girdi bu arada,haftaya yayın evlerinde satılacak.''derken heyecanlı konuşması ve panik halindeki durumu şüphelenmeme yetti.''Can,sen iyi misin?''diye sordum korkuyla.Çünkü gerçekten delirmiş gibi gözüküyordu.Gözlerini kocaman açmış gözlerime bakarken onu daha önce hiç böyle görmediğimi biliyordum.Başka biri gibiydi.Gözlerini kapatıp açtı,ellerini ellerimden çekip saçlarını düzeltti ve ''İyiyim Derin,kafam allak bullak ve son bir haftadır neredeyse hiç uyuyamıyorum.Günde toplasan iki saat.''dedi arkasına yaslanırken.Kaşlarım çatılmıştı.''Ne oldu Can?''diye sordum tekrar korkuyla.''Neden bu hale geldin?''diye ekledim.Gözlerini kapatıp nefes alıp verdi.Bir süre gözleri kapalı bir şekilde kaldı sonra doğrulup bakışlarını direkt bana yöneltti,''Yanında olamamak çok yorucuydu Derin.Seni görmediğim zaman diliminde uyku uyuyamadım,bunun etkisi çok büyük..''dedi.Bacak bacak üstüne atışını izledim.Arkama yaslandım,''Tek sebebin uykusuzluk olduğuna emin misin?''diye sordum ısrarla.Sesli bir şekilde ofladı ve sıkıntıyla ''Ne zamandan beri lafıma inanmıyorsun Derin?''diye sordu.Dudaklarımı birbirine bastırıp saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım,yerimde toparlanıp ''Ben aslında tez için gelmiştim.''dedim itiraf edercesine.Hızla yerinden kalkıp masasının yanından boydan boya pencerelerinin arkasına bakıp bahçeyi izlemeye başladı,beni korkutuyordu.Bir süre sonra dönüp ateş saçan gözlerini gözlerime kitledi,''İki haftadır yüzünü görmedim ve sen bugün buraya tez için geldiğini mi söylüyorsun?''diye sordu.Cevap vermedim.Söyleyecek bir şeyler arıyordum..Ona o kadar kırgındım ki.Ayağa kalktım,ürkek adımlarla pencere dibine yaklaşırken,''Bir cevap vermeyecek misin?''diye sordu biraz daha sakin bir ses tonuyla.Aramızdaki mesafe kapandığında artık karşı karşıya gelmiş göz göze bakıyorduk.''Ne dememi bekliyorsun?Sana kırgınım Can.Bunu göremiyor musun?''diye sordum güçsüz ve zayıf çıkmaya oldukça meyilli sesimle.Sessizce gözlerime bakmayı sürdürürken,''Yanımda olmadın.Yanımda olmana izin vermeseydim bile yanımda olmak için çabalamanı beklerdim.''dedim çaresizliğimin arasından.Sıkıntıyla nefes alıp verdi.''Bak Derin..''derken sesinin normale dahası tanıyıp sevdiğim adama dönüşünü bir iç rahatlaması eşliğinde izledim. ''Beni tanıyorsun..Ben normal bir adam değilim,bunu da görüyorsun.Sevdiklerime verdiğim değeri dahası onları ne derece sevdiğimi gösteremiyorum.Kafam karışıyor,duygularım allak bullak oluyor anladın mı?Dengesizleşiyorum hele ki böyle bir kriz anında ne yapacağımı şaşırıyorum.Sandım ki,acınla tek başına yüzleşmek ve tek başına atlatmak sana daha iyi gelecek.''dedi ve ardından özlediğim sıcaklığını aradığım elleri ellerimi buldu.Uzun zamandır atmayan kalbim yeniden heyecanla çarpmaya başlarken,bunun önüne geçmeyi hatta karşı koymayı denemeyi aklımın bir köşesinden geçirdim. ''Bana sarılmana ihtiyacım vardı..''dedim ağlamaklı ses tonumla. Bütün gardını indirişini gözlerimle gördüm,yüzü daha önce görmediğim bir tavır alırken aynı zamanda  bana şefkatle bakmasını ne kadar özlediğimi hissettim.Bir süre birbirimizin gözlerine baktık.Neden Can?Neden normal iki insan gibi olamıyoruz?Neden birbirini seven ya da sevdiğini kabullenen iki insan gibi yaşayamıyoruz?diye geçirdim içimden.Hala ellerimi tutan elleri beni kendine çekip bedenimi sarmaladı.Odaya ilk girdiğim anda odaklanamadığım ya da o an hissetmek istemediğim için geçiştirdiğim bütün duygular bedenimi ve ruhumu sarıp sarmalarken kendim de başta olmak üzere her şeyi unuttum.Kollarıyla bedenimi sararken,kokumu içine çekiyordu.Onun kendine has sigarayla harmanlanmış yoğun kokusunu bile ne kadar özlediğimi fark ettim.Kendimi istemeden de olsa ondan çekerken,''Aramızdaki bu durum çok yorucu Can.''dedim sessizce.Başını aşağı yukarı sallayarak onayladı beni.''Ben gideyim artık.''dedim hüzünle.Kaşları çatılırken,''Seni ben bırakayım.''dedi.Tereddütle gözlerine bakarken,''Aslında Utku Hoca ile gelmiştik,beni bekliyor..''derken gözleri her zaman ki gibi ateş saçmaya başladı.''Onunla bu kadar samimi olmanı istemiyorum.''diye tısladı dişlerinin arasından.Alayla nefesimi dışarı bıraktım,kollarımı birbirine bağlarken ''Yalnızca yanımda olmaya çalışıyordu Can,neredeyse her gün ziyaretime geldi senin aksine..''dedim imayla.Yüzü iyice sinirle harmanlanırken ''Beni sakın onunla kıyaslama bir daha!''dedi kesin bir dille.Bu konularda üzerine gitmemem gerektiğini iyi biliyordu. ''Peki..''dedim sessizce.Arkamı döndüm,az önce koltukta bıraktığım çantamı alıp omzuma asarken odadan ayrılmaya hazırdım.Dönüp ona baktım,masasının üzerinden bir kaç kitap ve arabasının anahtarını aldı.Uzaktan ona bakarken,siyah gömleğinin ona ne kadar yakıştığını bir kez daha fark ettim.Hayranlıkla onu izleyen gözlerime baktığında sırıttı ve kapıdan benimle birlikte çıktı.Ben kara kara Utku'ya ne söyleyeceğimi düşünürken,o tereddüt etmeden Utku'nun kapısını çalıp içeriden bir cevap gelmesini beklemeden kapıyı açtı.İkimizi yan yana kapıdan gören Utku şaşkınlıkla bana bakarken Can,'' Derin'i eve ben bırakacağım.Boşuna bekleme.''dedi ve adamın bir cevap vermesini bile beklemeden kapıyı kapattı.Şaşkınlıkla onu izlerken hızlı adımlarla arka kapıya yürümeye başladı.Her zaman ki gibi o önde ben arka yürüyordum.''Bu oldukça kabaydı Can.''dedim arkasından.Adımlarını biraz olsun yavaşlatsa da durmadı ama bana yanıt vermeyi de ihmal etmedi ''Hak ettiği bir kabalık.''dedi.Dudaklarımı büzdüm.Nihayet otoparkta bizi bekleyen arabasına ulaştığımızda aynı anda arabasında yerimizi aldık,bu hareketi için akşam Utku'dan bizzat özür dilemem gerekecekti.O arabayı çalıştırırken ben,''Neden hak ettiğini söyledin,ne yaptı ki sana?''diye sordum.Düşünmeden,''Aramızdaki durumu ve tüm bu yaşanılanları fırsata çevirmeye çalışıyor.''dedi kesin bir dille.Histerik bir şekilde güldüm.Ana caddeye çıkarken,son gülüşüme gözlerini belertmiş bir şekilde baktı sonra tekrar önüne döndü.''Biraz fazla abartmıyor musun Can?Yanımda olmak istedi sadece.''dedim onu savunarak.Neticede benden çok daha büyük bir kayıp vermişti ve beni anlıyordu tabii ki benimle paylaştığı bu durumu Can ile paylaşacak değildim ama yine de Utku'yu krizi fırsata çevirmeye çalışan bir fırsatçı olarak görmüyordum.Alayla,''Abartmıyorum Derin.İyi bir analizci olduğunu sanıyordum ama son zamanlarda gözlerini ve kulaklarını kapatmışsın herkese.Bu da onun ne kadar sinsi ve kurnaz biri olduğunu gösteriyor işte.''dedi.Yanıt vermedim.Sessizce yolu izlemeye başladım.Bir süre sessiz kaldık,ta ki trafiğin ortasında kitlenip kalana kadar..Sıkıntıyla ofladı.Gözümün ucuyla ona baktım,doğrudan bana bakıyordu..''Sen iyi misin peki bu kadar şeyden sonra?''diye sordu aniden.Biraz geç kaldın sanki Can,bir miktar geç..Uzaklarda bir noktaya dalmış öylece bakarken,''Çok zor geliyor,ölüm sebebini duymak dahası buna sebebiyet veren şeyi duymak..Ölümünü kabullenemezken,arkadaşımın ölüme gidene kadar geçirdiği sürecin farkına bile varamamış olmanın verdiği suçluluk..''dedim zar zor.Ağlamak istemiyordum.''Yani içten içe suçluluk duyuyorsun öyle mi?''diye sordu.Hala uzaklara bakarken başımı aşağı yukarı salladım.''Derin..Kendini suçlayacak bir pozisyon yok ki!Fark etmeyebilirsin,bu oldukça doğal.Sende bir insansın,kendinden önce başkalarını düşünüp onları gözlemleyemezsin her zaman.Kendine ait bir hayatın var.''dedi.Hala trafikte milimetre şekilde ilerlerken,''Öyle değil Can..Ben arkadaşlarımı oldukça ihmal ettim,çünkü tezimle Freud ile ve seninle olan bu durumla o kadar meşguldüm ki gözlerimi kör kulaklarımı sağır ettim çevreme.Belki Seçil'de ki değişimi fark etseydim,şuan hayatta olacaktı arkadaşım.''dedim gözümden akan bir damla yaşı hızla silerken.Onun karşısında ağlamak istemiyordum.Bir eli elime dokunurken,gözlerimi uzaklardan çekip ona çevirdim.Hüzünle gözlerimin içine bakıyordu.''Kendini bu şekilde suçlarsan bu durumun içinden çıkamazsın Derin.Zamanla kendinden nefret etmeye başlarsın bunun sana hiçbir faydası olmaz.Seçil ne düşünürdü,bunu aklına getir.Seçil durumunun seninle alakası olmadığını kendi için iyi ya da kötü ama kendi için bir karar verdiğini buna saygı duyup hayatına devam etmeni isterdi Derin.''dedi ciddiyetle.Trafik biraz olsun akmaya başladığında istemeye istemeye gözlerini gözlerimden çekip yola bakmak zorunda kaldı.''İçimi rahatlatmak için mi söylüyorsun?''diye sorduğumda hüzünle tebessüm etti.''O kadar iflah olmaz bir inatçısın ki!Beni tanıyorsun,asla yalan söylemeyeceğimi kendi doğrularımdan ödün vermeyeceğimi adın gibi bildiğin halde her defasında onaylarcasına soruyorsun..''dedi.Onunla birlikte bende gülümsedim,''Devamlı onaylamana ihtiyacım var sanırım.''dedim.Trafiği arkamızda bıraktığımızda Güzel Bahçe'ye ulaşmamıza yaklaşık beş dakikalık bir yolumuz vardı.Ve ben her zaman ki gibi bu arabadan inip hayatıma geri dönmeyi içten içe reddediyordum.Sessizleştik.Onunla susmak bile güzeldi.Beni kırıp,yaralayıp,kalbimin üzerinde defalarca tepinmiş olmasına rağmen ben yine inatla onun limanına sığınıyordum.O liman güvenliydi çünkü.Sorgulamıyor yalnızca iyi hissettiriyordu,konuşmadan bile hissettiriyordu.Evin olduğu sokağa dönerken,''Seni özlemişim Derin.''dedi itiraf edercesine.Dönüp yüzüne baktım,herhangi bir ifade yakalamak zordu.''Bende.''dedim kısaca.''Ama bu sana kırgın olduğum gerçeğini değiştirmiyor Can.''diye ekledim.Sıkıntıyla nefes alıp verdi.Evin kapısına ulaşmadan biraz geride arabayı sağa çekip durdurdu,emniyet kemerini çözüp bana doğru yaklaştı.Kalbim eskisi gibi atmaya başlarken,tüm vücudumu kaplayan sıcaklık karşı konulamaz bir noktadaydı.Soğuk ama biçimli elleri yüzümü avuçlarının arasına aldı,''Sen karşı konulamaz bir günahsın Derin.Her defasında içimde seninle mücadele veriyorum ve her defasında sen kazanıyorsun..''derken yüzü iyice yüzüme yaklaştı.Nefesi nefesime karışırken,dudakları tereddütsüz dudaklarımı buldu.Korkmak ya da kaçmak yerine kendimi ona bırakmayı seçtim.Ona kırgındım,kendime kızgındım ve ona da kızgındım.Bu durumdan nefret ediyordum,içinde bulunduğumuz durumdan ama yine peşinen bu durumun bir sonucu olan Can Ardel'e olan duygularım her şeyin üstünde görünüyordu.Ve onunla karşı karşıya gelmem,bir kaç cümlesi ve de bana dokunması bile kızgınlıklarımı,kırgınlıklarımı bir anlığına da olsa arkamda bırakmama sebep oluyordu.Bir süre dudaklarımız birbiriyle dans edip,nefeslerimiz birbirine karıştı.Dudaklarını dudaklarımdan çektiğinde gözlerimi açıp gözlerine baktım.''Aramızdaki ne bilmiyorum Derin ya da kabullenmek istemiyorum ama oldukça iyi hissettirdiği kesin.''dedi neredeyse fısıldayarak.Beceriksizce de olsa gülümsemeye çalıştım,ağzımı açmış bir şeyler söylemeye hazırlandığım sırada tepesinde mavi bir ışığın yandığı sivil polis arabasının evimizin kapısına doğru gittiğini gördük.Araba kapının önünde durduğunda içinde sivil polis memuru indi.Can ile birbirimize sorgulayıcı ve şaşkın bakışlar atarken,vakit kaybetmeyip arabadan indik ve polisin peşinden eve doğru yürümeye başladık.


Freud İle Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin