5.BÖLÜM ~ Buluşma

136 22 24
                                    

Hayal kırıklığı yaşamınızda her şeyi boşvermenize neden olabiliyordu. Peşinde canla başla mücadele ettiğiniz, geceleri mutlulukla düşünüp sabahlara kadar heyecanından uyuyamadığınız hayallerinizden bir anda vazgeçmenize sebebiyet verebiliyordu. Bir çok insan bunu yaşamaya başladığında bir çekim içine girdiğini fark etmezdi. Öyle bir boyutu vardı ki sinsi bir yılan gibi yavaş yavaş çevrenize dolanıp bir anda sizi sımsıkı sarmalardı. Kaçmak için bir yolunuz kalmayadığını anlayana kadar sizin hareketlerinizi zevkle izler pes ettiğiniz an da işinizi bitirirdi.

İşte bu bir hayat mücadelesinin, varoluş hayallerinin teslimiyeti olurdu. Benim şu an yaptığım ise kaçmak için panikle hareket etmekten başka bir şey değildi.

Anneme ne kadar ısrar etsem de buraya dönmelerini engelleyememiştim. Onlar mutluydu, bana çizecekleri hayatın krokisini hazırlamaya başlamıştılar bile. Ben ise çaresizce kendime bir can kurtaran arıyordum. Bu yoldan beni destekleyebilecek en büyük kişi Oğuz'du ama o da telefonlarımı açmıyordu.

Salona Ilgaz'ın yanına döndüğümde artık yemek yiyecek halim kalmamıştı. Bitkin vücudumu koltuğa bırakırken beni izleyen arkadaşım 'yine ne oldu' der gibiydi.

'Annemle babam iki güne dönüyorlar. Her şeyi öğrenmişler.'

Ilgaz koltuğun arkasından kollarını boynuma doladığında 'Bitti mi hikayemiz?' dedi. Onun atıfta bulunduğu şarkıya uyum sağlayarak 'Bu ne biçim son böyle?' demekle yetindim. O ise beklemediğim bir şekilde kafama vurup karşımdaki koltuğa oturdu.

'Baban kaçak oynuyor, sen daha bu savaşı kaybetmedin. Git ve ailenle özlem gider sonra da benim kollarıma geri dön.'

Yaptığımız anlaşma kaybettiğim gün içindi. Kaybetmeye bu kadar yakın olmam henüz kaybettiğim anlamına da gelmezdi. Ilgaz haklıydı. Son bir şansım vardı ve onun elimden alınmasına izin vermemem gerekiyordu.

' Şimdi Ahmet konusuna geri dönebilir miyiz?'

'Sadece bana yardım ediyor.'

Konuyu kapatmak için yeni bir hamleye ihtiyacım vardı. Ilgaz bu konularda fazla ısrarcı olabiliyordu, dikkat dağıtmak her zaman işe yarardı.

'Mortal'a meydan okudum. Her an yeni bir saldırı yazısı yayınlayabilir.'

Ilgaz gözlerini devirip 'Yemedim.' dedi. Ben de üstelemek istemediğimden karşılık vermedim.

'Kafedeki adam, Mortal'ı yakından tanıyor. Artık buna eminim. Duvara onun için bir not bıraktım, gelecek hamleyi bekliyorum.'

'Bakalım o hamle gelmiş mi?'

Ilgaz masadaki bilgisayarı açıp kucağına koydu ardından 'Film mi izlesek?' diye mırıldanmıştı. Bunun bana yönelik bir soru mu yoksa kendi kendine bir konuşma mı olduğunu anlamayamamıştım ama yine de 'Fark etmez' dedim.

Karşılığında ekranı bana döndürerek 'Temiz' dedi. Zaten daha ilk andan görmesini beklemiyordum ama bir kaç gün içinde bir cevap alacağıma da emindim. Şimdi bana düşen sessizce olabilecekleri beklemekti tabi bu arada bir de şu devir olayından sıyrılmak vardı. Hayatımın bir anda bu kadar karışabiliyor olması sinir bozucuydu.

Bilgisayarı yeniden kendine çevirdiğinde yanlızca birkaç dakika sonra bir filmin başlangıç müziğini duymuştum. Bu kadar sıradan ve kolay bir aktiviteye bile özlem duyacağıma inanmazdım ama şu an tam böyle bir duygu hengamesi içindeydim. Bu günün karmaşıklığını nasıl üstümden atacağımı bilmiyordum ama rüyada ağlama olayımın reele dönüşmesi gibi bir istediğim de yoktu. Işıkları kapatıp koştukça Ilgaz'ın dizlerine yattığımda kendimi bu ana bırakıp gevşemekten başka bir şey istemiyordum.

İzlere DokunulmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin