"Seni özledim kabul, benim de hatalarım var kabul, bazen çok öfkeleniyorum kabul, hiçbir şey düzelmeyecek o da kabul ama sen kılını bile kıpırdatmadın."
Kore'de geçen 1 haftanın ardından dönüş için hazırlanmaya başlamıştı herkes. Buradayken birçok şey olmuş, birçok şey gün yüzüne çıkmıştı.
Cemle Bensunun arasında ki anlaşmazlık hala devam ederken; en azından Cem'in Bensuya neden böyle davrandığı ortaya çıkmıştı.
Buğra, Buse'ye kendini tamamıyla açıklamış, affettirmişti.
Helin ve Batu arasında ki sevgi daha da artmış ve eski zamanların kötü hatıralarının üstesinden gelinmişti."Hadi! Toplamadın mı hala banyodaki malzemelerini Helin." diye sitemle konuşuyordu Bensu. Bir an önce eşyaların toplanması ve akşam ki dönüş uçağına kadar bol bol zaman geçirmek istiyorlardı hep birlikte.
"Tamam, tamam. Bitmek üzere!' diye banyodan bağırdı Helin.
Makyaj malzemelerini makyaj çantasına koyarken aceleyle bakım ürünlerini almak için aynanın oraya doğru ilerledi. Hızlıca onları da toplayıp diğerinden daha büyük olan makyaj çantasına sıkıştırdı.Bensunun sinirleri kat kat artıyordu Helin'in uyuşukluğu sebebiyle.
" Helin!' diyerek bir ikazda daha bulundu ve devam etti.
"Arda mesaj attı sana ulaşamamış. Bekliyorlarmış binanın önünde, hadi kızım ya!"Helin'in stresi had safhadayken üstüne Arda'ın böyle yapması daha da streslenmesine sebep oldu. Kendi kendine söylenmeye başlayan Helin bir duvarın karşısına geçerek sakinleşme totemini gerçekleştirmeye başladı.
"Van tu tiri çaça ça van tu tri çaça ça.."
Banyonun kapısından gizlice Helini gözetleyen Bensu adeta şok geçiriyordu. Titreyen elleriyle telefonunu arka cebinden çıkardı ve Arda yı aramaya başladı. Üçüncü çalıştı açılan telefon Bensunun kısık sesiyle başladı.
"Arda ne diyeceğimi bilmiyorum ama Helin'in içine cin kaçmış olabilir." diyerek titrek ve kısık sesiyle devam etti.
"Duvara doğru anlamadığım şeyler söylüyor." Bensu hala titrek sesiyle konuşurken Helin bir anda arkasını döndü ve kocaman gözlerle Bensu'ya bakmaya başladı.
Bensu korkuyla Arda'ya seslendi. "Beni gördü, beni gördü!" Hızlıca banyonun kapsını kapatıp odada saklanacak yer aramaya başladı daha sonra ise dış kapıyı gördü ve oraya doğru koştu.
Arda'nın sesiyle biraz daha sakinleşmişti sanırım. "Bensu, Helin totem yapıyor korkma!" derken hafif kıkırdıyordu. Gülmememek için kendini zorlasa da en sonunda kahkahayı patlatmıştı.
"Korkma, Helin'in sakinleşmek için kullanığı yöntem o, sakin ol." derken bile gülüyordu. Helin'in banyodan çıkmasıyla Bensu ağır çekimde Helin'e döndü.
"Bensu IQ'suz musun kızım? Allah'ım neden etrafım manyaklarla dolu! Manyak mıknatısı mıyım ben yahu?!"
Bensu sakince bir nefes verdikten sonra kızgın gözlerle Helin'e bakmaya başladı. Emin adımlarla banyoya yönelen Bensu hala etrafın toplanmadığını görünce siniri git gide artmaya başladı.
"Helinciğim? Buraya gelir misin?" derken henüz patlamaya hazır bir bomba gibi konuşması Helin'i endişelendirdi ve dudaklarını kemirerek Bensu'nun yanına doğru ilerledi.
"APTAL! SANA KAÇ KERE DEDİM TOPLA ŞUNLARI DİYE!" hala hatta olan Arda ise başını olumsuz şekilde iki yana sallarken Helin'in uyuşukluğunu kınıyordu daha sonra ise telefonu kapattı. Bensu hızlıca banyoyu toplarken Helin ise hayretle izliyordu. Bir insan nasıl bu kadar hızlı olabilirdi, şaşırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇME (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionBu kitap; kalbinin kanatlanıp gittiği yere, bedeninin gidemediği insanlara ithaf edilmiştir. "Sabaha karşı saat 5 fakat henüz gün doğmadı. Ne zaman doğacak bilmiyorum, belki sen geldiğinde belki seni sevdiğimi söylediğimde.. Buse? Soru işareti...