Bu kitap; kalbinin kanatlanıp gittiği yere, bedeninin gidemediği insanlara ithaf edilmiştir.
"Sabaha karşı saat 5 fakat henüz gün doğmadı. Ne zaman doğacak bilmiyorum, belki sen geldiğinde belki seni sevdiğimi söylediğimde..
Buse?
Soru işareti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sözlerin, gözlerin, ellerin yalnız benim için
Düşlerim, gülüşlerim, hayallerim yalnız senin için
Seni bulamamışken ben kayboluyorum
Şimdi gökyüzünde kendimi ellerinle dans ederken buluyorum
🎶Anıl Emre Dal - M.
🍷🍁
Panik.
Korku.
Heyecan.
Küçük bir çocuğun yaptığı yaramazlık sonrası oluşan mahcubiyet...
Buse'nin anlık hisleri tarif edilemezdi,yakalanmanın eşiğindeydi. İçinde tarihi imkansız bir utangaçlık, yüzünde ise şaşkınlığın verdiği bir mimikle Helin'e döndü. Bu işten yakayı kurtarmak için beyninin sınırlarını zorlarken sonunda aradığı cevabı bulmuştu.
"Buğra, bir dakika verir misin kolyeyi?"dedi, cesaretlenmişti.
Korku insana her şeyi yaptırıyordu. Buğra'nın ismiyle bile mest olan Buse, şu an da Buğra'nın karşısına dikilmiş ondan kolyeye bakması için izin istiyordu. Tam olarak, ölüp bittiği toprak gözlere bakıyordu. En derin dipsiz kuyu bile bu gözlerin sonsuzluğuna ulaşamazdı.
Buğra elindeki kolyeyi yavaşça Buse'nin avucunun içine bıraktı. Gözlerinde merak, aklında ise şüphe vardı. Buse kolyeyi inceliyormuş gibi yapıyor ve zaten ezbere bildiği kolyeyi bir kere daha hafızasına kazıyordu. Gözlerini kolyeden alarak tekrar Buğra'nın gözlerine çevirdi.
Kaşlarını hafifçe yukarı kaldırırken omuzlarını bir kere indirip kaldırdı ve Helin'e döndü.
"Bu benim kolyem değil Helinciğim, benim kolyem bu kadar ağır değildi ve yan tarafında çizikleri yoktu. Ayrıca benim kolyemin altında Buse yazıyor ,ben bu kolyede Buse yazısını göremedim. Sen gördün mü HELİNCİĞİM?!"