55. Bölüm

490 29 4
                                    

Onur: Kardeşim nasılsın?
Yavuz: İyiyim kardeşim. Sen nasılsın?
Onur: Ben de iyiyim.
Yavuz: Ee ne yapıyorsun?
Onur: Eski arkadaşlarımla buluşmaya geldim.
Yavuz: Şaka yapıyorsun. Gerçekten mi?
Onur: Evet neden ki?
Yavuz: Bahar, sevgilim.
Onur: Bahar, ne kadar değişmişsin.
Bahar: Siz nereden tanışıyorsunuz?
Yavuz: Hani anlatmıştım ya, babam yokken annemin kuzeni Rahmet amcamın evinde kalıyordum. Onur Rahmet amcamın oğlu.
Bahar: Aa. Ne güzel.

Onur: Yavuz, bunu kaç kere yaptım bilmiyorum ama ben babam yerine senden tekrar özür dilerim.
Yavuz: Yok artık Onur, kaç sene sonra karşılaşmışız senin dert ettiğin şeye bak.
Onur: Yavuz bu öyle özür dilemekle geçecek bir şey değil. Tam 3 yıl boyunca yapmadığını bırakmadı sana.
Yavuz: Senin suçun değil ki.
Onur: Senin suçun da değil ama. Annenle kavgalıydı diye sana bunları yapmaya hakkı yoktu.
Yavuz: Geçmiş gitmiş Onur. Artık düşünme bunları.
Onur: Hâlâ kabuslarına giriyor değil mi?
Yavuz kısa bir süre durduktan sonra: Bazen. Ama alıştım artık.
Onur: Çok üzgünüm Yavuz.
Onur sözünü bitirir bitirmez Yavuz'a sarılır.
Onur: Gerçekten çok üzgünüm.

Bahar: Birisi bana ne olduğunu açıklayabilir mi?
Yavuz: Bir şey yok.
Bahar: Yavuz, buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?
Yavuz: Gerçekten önemli bir şey yok Bahar. Anlatmıştım ya işte, babası beni çok sevmezdi.
Bahar: İyi tamam sonra konuşacağız ama.
Yavuz: Tamam konuşuruz. Ama şimdi gitmem lazım.
Onur: Kalsaydın biraz sohbet ederdik.
Yavuz: Bahar'ı almaya geleceğim. Zamanın varsa geldiğimde konuşuruz.
Onur: Peki tamam. Görüşürüz.
Yavuz: Görüşürüz. Bahar, ararsın.
Bahar: Tamam.

Yavuz annesinin mezarına giderken Fethi ve annesi sohbet etmeye başlamışlardır.
Aylin: Bana müjdeli bir haberin vardı.
Fethi: Evet. Bir sevgilim var.
Aylin: Gerçekten mi? Çok sevindim.
Fethi: Ee sen nasılsın? Neler yapıyorsun?
Aylin: Sen gittiğinden beri bir şey değişmedi.

Fethi aklına gelen şeyi sorup sormamak arasında kalır ve merakına yenilip: Abimle... Ceylan.
Aylin: Hâlâ birlikteler. Evlenecekler. Düğüne seni de davet etmemi istedi.
Fethi gülerek: Yüzüme vurmak istiyor yani.
Aylin: Hayır oğlum, öyle değil. Abin ne zamandır vicdan azabı çekiyor. Seni çok özledi.
Fethi: Sevgilimle birlik olup beni aldatmadan önce düşünecekti.
Aylin: Oğlum ne olur yapma.
Fethi: Merak etme. Artık uzatmayacağım. Daha fazla kavga etmek istemiyorum. Hem benim artık yeni bir hayatım var.
Aylin: Yani gelecek misin?
Fethi: Bilmiyorum. Görev çıkmazsa belki.
Aylin: Eğer gelirsen abin çok sevinir.
Fethi: Hiç sanmıyorum. Evleneceği kişi benim eski sevgilim.
Aylin: Abin artık seninle barışmak istiyor Fethi.

Fethi: Tamam bu konuyu artık kapatabilir miyiz?
Aylin: Peki nasıl istersen. Sen burada kaç gün kalacaksın?
Fethi: Bir gece.
Aylin: Biraz daha kalsan olmaz mıydı?
Fethi: Kalmak isterdim ama çok önemli bir görev var, belki görev bittikten sonra Karabayır'a dönerken tekrar görüşürüz.
Aylin: Bu seferlik böyle olsun ne yapalım.

Fethi ve annesi sohbet etmeye devam ederken Yavuz annesinin mezarından ayrılmış ve Usta'nın yanına gitmiştir.

Usta: Angie isimli örgüt liderinin baş yardımcısı olacaksın. Angie ismini bile bilmediği yeni yardımcısının sen olduğunu sanacak. Robert de sizinle olacak.
Yavuz: Peki o kadar kısa sürede bana güvenecek mi?
Usta: Çok uzun bir süredir Çolak'ın yanında çalıştığını zannediyor. Güvenini kazanman zor olmayacaktır.
Yavuz: Tamam. Başka bir şey var mı?
Usta: Şimdilik yok.
Yavuz: Tamam. Ben artık gideyim. Uzun süre oldu geleli. Bahar da beni bekliyor.
Usta: Peki tamam. Yolun açık olsun aslanım.
Yavuz: Sağol usta. Görüşürüz.
Usta: Görüşürüz.

Yavuz Usta'dan ayrıldıktan sonra kendisini bekleyen Bahar'ın yanına gider. Onur da Bahar'la kalmış, Yavuz'u bekliyordur.

Yavuz: Kusura bakmayın beklettim biraz.
Onur: Önemli değil. Ee konuşalım mı biraz?
Yavuz: Tabi.
Bahar: Siz artık bana eskiden ne olduğunu anlatacak mısınız?
Yavuz: Şimdi olmaz Bahar. Ben sana sonra anlatırım. Şimdi bunları konuşup eskileri hatırlayarak gerilmeyelim.
Onur: Bence de.
Bahar: İyi tamam ama benden kaçamazsın. Karabayır'a dönünce her şeyi anlatacaksın.
Yavuz: Tamam dedim ya Bahar.

Onur: Karabayır mı?
Yavuz: Evet neden ki?
Onur: Ben de Karabayır'a gidiyorum.
Bahar: Gerçekten mi?
Onur: Evet.
Yavuz: Temelli mi? Artık Karabayır'da mı yaşayacaksın?
Onur: Uzun bir süre evet.
Bahar: Ne zaman geliyorsun?
Onur: Bir hafta sonra.
Yavuz: Ne için peki? Yani tayinin falan mı çıktı?
Onur: Doktorum ben. Oradaki hastanede fazla doktor yokmuş. Ben de tayinimi oraya istedim.
Bahar: Sen bizim hastaneye yeni gelecek olan doktor musun yani?
Onur: Anladığım kadarıyla sen de doktor olmuşsun. Evet sizin hastaneye gelecek olan yeni doktor benim.
Yavuz: O zaman bundan sonra daha sık görüşeceğiz.

Onur: Aynen kardeşim. Ee sen askeri lise okuyordun, asker oldun herhalde.
Yavuz: Evet.
Onur: Peki baban? Geldiğinde bize bir şey anlatmadı, sadece seninle konuştu. Daha sonra da gittiniz zaten.
Yavuz: Babam istihbarata çalışıyormuş. Açığa çıkınca merkezden çalışmaya başlamış. Artık gizlilik önemi kalmadığı için de gelip aldı beni.
Onur: Anladım. Burada ne kadar kalacaksınız?
Yavuz: Bahar yarın akşam gidecek. Ben yaklaşık bir hafta sonra.

Onur: Birlikte gezeriz o zaman arada bir.
Yavuz: Aslında o çok mümkün değil. Ben buraya aslında görev için geldim. Görev bittiğinde Karabayır'a dönmeden önce tekrar görüşürüz belki. Zaten bir hafta sonra da sen geliyormuşsun. Hatta belki de birlikte döneriz.
Onur: Evet, olabilir.

Kısa bir sessizlikten sonra Onur konuyu değiştirmek için: Sen kesin silahı çok iyi kullanıyorsundur.
Yavuz: Nereden çıkarttın şimdi bunu?
Onur: Eskiden de öyleydin. Nişan aldığın her şeyi tam ortasından vururdun.
Yavuz: Abartma be oğlum.
Onur: Ne abartması ya?
Bahar: Bana da anlatın biraz. Ben hiç bilmiyorum.
Yavuz: Onur işte. Abartmadan duramıyor.
Onur: Ben bir şey anlatayım da gör abartıyor muyum.
Bahar: Tamam dinliyorum.

Onur Bahar'a Yavuz'la eski anılarını anlatırken tim kendi aralarında sohbet ediyorlardır.
Keşanlı: Yavuz komutanım yokken çok sıkıcı burası.
Karabatak: Aynen öyle dayıoğlu.
Hafız: Ne zaman gelecekler acaba?
Çaylak: Yavuz komutanım çok uzun sürmez demişti.
Hafız: Ben konuştum Yavuz komutanla. Bir haftadan fazla sürmez dedi.
Karabatak: O değil de ben Yavuz komutanın istihbarata çalıştığını öğrenince çok şaşırdım.
Hafız: Hangimiz şaşırmadık ki?
Çaylak: O kadar da söylenmiştim komutanıma. Adamın bir bildiği varmış.

O sırada içeri hızla Erdem girer.
Erdem: Çok önemli bir sorunumuz var. Çolak bazı devletlerden yardım almaya başladı. Artık sadece Çolak değil, onun gibi birçok şerefsiz olacak.


Bu sefer biraz geç oldu ama uzun bir bölüm oldu.
Umarım beğenmişsinizdir...

Sana Söz Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin