14. Bölüm

990 31 0
                                    

Keşanlı: At silahını at!
Çaylak: Geç söyle! Hadi!
Yavuz: Kim buranın sorumlusu?
Adam: Sebastian. Ama Sebo derler.
Yavuz: Nerede?
Adam: Bilmiyorum, buraya arada bir uğrar, paraları alıp gider.
Yavuz: Çocuklar nerede peki?
Adam: Hangi çocuklar?
Keşanlı adama bir tokat atar.
Keşanlı: Lan nerde dedik?
Adam: Arka odadalar.
Yavuz: Hafız, Çaylak, Avcı burada kalın. Keşanlı gel benimle.
Keşanlı: Emredersiniz.
Yavuz ve Keşanlı adamın gösterdiği odaya giderler. Yavuz, kapıyı açıp içeri girer. Ve gördüğü manzara karşısında donup kalır. Odada 6 tane çocuk vardır. Ve yaşları 18'den fazla değildir. Çocukların her yeri mosmor olmuştur. Keşanlı kendine hakim olamayıp adamların yanına gider.
Keşanlı: Ne yaptınız lan çocuklara? Ne suçu vardı lan o çocukların?
Keşanlı adamın yüzüne tükürür.
Yavuz: Keşanlı sakin ol! Gel yardım et bana çocukların ellerini çözelim.
Keşanlı: Emredersiniz komutanım.
Tim çocukları depodan çıkartır.
Yavuz: İyi misiniz çocuklar? Aşık, yaralarına bak.
Aşık: Emredersiniz.
Aşık çocukların yaralarına bakarken polisler ve çocukların aileleri gelir.
Çocukların ifadeleri alındıktan sonra kontrol için hastaneye götürülürler.
Midyeci: Abi çok sağ ol. Senin hakkını nasıl öderim?
Yavuz: Sen iyi ol, bir daha bu işlere bulaşma yeter bana.
Midyeci: Söz bir daha bulaşmam abi.
Tim adamları da polise teslim ettikten sonra tabura dönerler.
Erdem: Aslanların benim. Çocukları kurtardınız. Hadi gidip dinlenin biraz.
Tim: Emredersiniz komutanım.
Hamit: Yavuz, biraz konuşabilir miyiz?
Yavuz: Tabii.
Hamit: Bak oğlum bugün Bahar'ın evine geldiğimde Bahar ve seni...
Yavuz: Sen de aranızda bir şey mi var diyeceksin değil mi?
Hamit: Beni yanlış anlama oğlum. Ben sadece gördüğümü, düşündüğümü söylüyorum.
Yavuz: Aslında haksız sayılmazsın. Ben galiba ona aşığım.
Hamit: İnan bana o da sana aşık oğlum.
Yavuz: Herkes bunu söylüyor baba. Ama ben nereden başlayacağımı bilmiyorum. Sen anneme nasıl açıldın?
Hamit: Biz annenle biraz değişik bir aşk yaşamıştık en başlarda. Ama ben hiç nasıl açılırım diye düşünmedim. Elime bir çiçek alıp yanına gittim ve "Eğer sen de istersen..." diye başladım konuşmaya.
Yavuz: O ne dedi peki?
Hamit: Yanlış hatırlamıyorsam "Neden olmasın?" gibi bir şey söylemişti. Yani kısacası oğlum eğer aşıksan git söyle.
Yavuz: Sağ ol baba. Çok rahatladım.
Hamit: Ben bunun için varım oğlum.
Yavuz: O zaman ben vakit kaybetmeden gideyim.
Yavuz çiçekçiden bir demet şebboy çiçeği alıp Bahar'ın evine gider.
Bahar: Yavuz, hoş geldin.
Yavuz: Hoş buldum Bahar.
Bahar: O elindekiler ne?
Yavuz: Sana getirdim.
Yavuz elindeki çiçekleri Bahar'a verir. Ve beğenecek mi acaba diye düşünmeye başlar.
Bahar: İnanmıyorum. Şebboy, benim en sevdiğim çiçek türü.
Yavuz: Gerçekten mi?
Bahar: Evet. Çok teşekkür ederim.
Yavuz: Ne demek.
Bahar: Aa kapıda kaldın gelsene içeri. Kolun nasıl oldu bu arada?
Yavuz: Daha iyi.
Bahar: Güzel. Sanırım buraya kolun için gelmedin.
Yavuz: Aslında evet. Ben sana bir şey söyleyecektim.
Bahar: Dinliyorum.
Yavuz: Bahar, ben...

Sana Söz Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin