53. Bölüm

463 28 4
                                    

Bahar: Kötü bir şey mi?
Eylem: İyi bir şey olmadığı kesin.
Nazlı: Çatlatmasana insanı Eylem ya.
Eylem: Detay veremem ama İstanbul'da bir saldırı olacağını söylüyorlar.
Bahar: Ne saldırısı?
Eylem: O kadarını ben de bilmiyorum ama sınırda olacak.
Nazlı: Bir bitmedi şu saldırılar.
Bahar: Evet ya.
Eylem: Neyse, bizimkiler halledecek korkmayın.
Bahar: İnşallah.

Nazlı: Ee ne yapıyoruz?
Eylem: Acaba tatlı falan mı yapsak?
Bahar: Olur ama bildiğiniz üzere ben mutfak işlerinde çok yetenekliyim.
Nazlı gülerek: Bilmez miyiz?
Eylem: Ee ne yapıyoruz?
Nazlı: Bence pasta yapalım.
Bahar: Emin misiniz? Yapabilecek miyiz?
Eylem: Yaparız bence ya. Yani daha önce hiç yapmadım ama bence yaparız.
Nazlı: Yine işler bana kaldı. Önce eksik malzeme varsa onları alalım.
Bahar: Tamam. O zaman internetten bir tarif bakalım.
Eylem: Tamam.

Kızlar pasta için eksik malzemeleri belirlerken tim sohbet etmeye başlamıştır bile.
Hafız: Çolak bir süredir çok sessiz komutanım.
Yavuz: Evet ama İstanbul'u hedefliyor. Yakında sessizliğini bozacaktır.
Çaylak: Komutanım, İstanbul'a neden siz gidiyorsunuz?
Yavuz Avcı'ya bakıp gülerek: Bunu artık size söyleyebilirim.
Ateş: Neyi komutanım?

Yavuz: Ordudan ihraç edildiğimizde ben istihbarata çalışmaya başladım. Orduya geri döndüğümüzde de onlarla bağlantımı koparmayacaktım.
Çaylak: Yani geri döneceğimizden haberiniz vardı.
Avcı: Ben de öğrendiğimde aynı şeyi demiştim.
Yavuz: Evet vardı. Sizinle Ankara'ya gitmeyi de o yüzden kabul etmedim.
Keşanlı: Yakışır Sarı komutanıma.
Yavuz: Bunu kimse bilmeyecek haberiniz olsun. Hiç kimse.
Tim: Emredersiniz komutanım.
Ateş: Merak etmeyin komutanım bizden sır çıkmaz.
Kopuk: Evet komutanım.
Yavuz: Bir çıksın da görelim.

Hafız: Komutanım bu arada hastanedeki aslanlar nasıl?
Yavuz: İkisi de uyandı. İyiler. Kuzey üç dört gün sonra çıkacak. Bora da yaklaşık bir hafta sonra.
Avcı: Acaba onları ziyarete mi gitsek komutanım?
Yavuz: Neden olmasın? Ben Erdem Yarbay'la konuşayım çıkarız.
Tim: Emredersiniz.

Yavuz Erdem'le konuştuktan sonra tim taburcu olmuş olan dört askeri de alıp hastaneye gider. O sırada kızlar eksik malzemeleri tamamlamış, pastayı yapmaya başlamışlardır.

Bahar elindeki kabın içini göstererek: Bu pandispanya olmuş mu Nazlı'cım?
Nazlı: Bakayım. Bence birazcık daha un ekle buna.
Bahar: Tamamdır.
Eylem: Bu krema hazır. Buzdolabına koyuyorum.
Nazlı: Tamam. Bahar, oldu mu?
Bahar: Bence fena olmadı.
Nazlı: Olmuş olmuş. Koyalım fırına.
Eylem: Ne kaldı başka?
Nazlı: Kek pişiyor, krema hazır, çikolatalı sos da oldu sayılır. Bir şey kalmadı.
Bahar: O zaman kekin pişmesini beklerken içeri gidelim.
Eylem: Bence de.
Nazlı: Hadi o zaman.

Kızlar kekin pişmesini beklerken sohbet etmeye başlarlar. Kek piştikten sonra pastayı süsleyip dolaba koyarlar.

O sırada tim de Kuzey ve Bora'yı ziyaret etmiş, hatta Kuzey'in ayağa kalkıp yürüdüğünü bile görmüşlerdir. Tabura döndüklerinde ise yapacak bir şey olmadığı için dağılmaya karar verirler.

Yavuz: Avcı işin yoksa benimle gel.
Avcı: Emredersiniz komutanım.
Yavuz: Şu görev hakkında konuşalım biraz. Bilet tarihlerini bir gün erkene aldım. Yarın gidiyoruz. Hem annenle daha fazla zaman geçirme fırsatı bulursun.
Avcı: Sağolun komutanım.

Yavuz: Bak aslanım, bu görev çok tehlikeli. Eğer açığa çıkarsak çok kötü sonuçları olabilir. O yüzden çok dikkatli olacağız. En önemli kural: Birbirimizi korumak yok.
Avcı: Nasıl yani komutanım?
Yavuz: Yani eğer birisi ikimizden birinden şüphelenirse birbirimizi haklı çıkarmaya çalışmayacağız. Bu olursa ikimizden de şüphelenmelerini sağlar. Bu da istemediğimiz sonuçlar doğurabilir.
Avcı: Emredersiniz.

Yavuz: Bir de ben demeden asla bir şey yapmaya kalkışmayacksın. Zaten sen çoğunluk olarak merkezde olacaksın. İhtiyacım olduğunda sen de yanıma geleceksin.
Avcı: Emredersiniz komutanım.

Yavuz: Şimdilik başka bir şey yok. Zaten gittiğimizde daha detaylı konuşacağız.
Avcı: Tamam komutanım.
Yavuz: Ben gidiyorum. Çarşıda biraz işim var.
Avcı: Tamam. Ben de diğerlerinin yanına gideyim.
Yavuz: Tamam aslanım görüşürüz.
Avcı: Görüşürüz komutanım.

Yavuz işlerini halletmek için çarşıya gider. Yaklaşık yarım saat sonra da telefonu çalar.

Yavuz: Efendim Bahar?
Bahar: Yavuz ne zaman geleceksin?
Yavuz: Gelirim birazdan, niye ki?
Bahar: Biz Eylem ve Nazlı'yla pasta yaptık da. Fethi ve Ateş'i de al gel diyecektim.
Yavuz: He, ben taburda değilim.
Bahar: Neredesin?
Yavuz: Çarşıdayım, birkaç işim vardı.
Bahar: Tamam o zaman. Sen işini biritince hemen gelirsin. Fethi'yle Ateş'e biz haber veririz.
Yavuz: Tamam, ben de 15-20 dakikaya gelirim.
Bahar: Tamam. Görüşürüz.
Yavuz: Görüşürüz.

Yavuz telefonu kapattıktan sonra işlerini halledip Bahar'ın evine gider.

Bahar: Hoşgeldin Yavuz.
Yavuz: Hoşbulduk. Bizimkiler geldi mi?
Bahar: Geldiler.

Yavuz ve Bahar salona geçerler ve oturup sohbet etmeye başlarlar. Pastalar çay eşliğinde yendikten sonra sohbete devam ederler. Bir süre sonra Yavuz'un telefonu çalar.

Yavuz: Efendim baba?
Hamit: Yavuz bir sorunumuz var.
Yavuz: Ne oldu?
Hamit: Merkezdeki bir dosya yok.
Yavuz: Nasıl olur?
Hamit: Bilmiyoruz.
Yavuz: Hangisi yok?
Hamit: Milli güvenlik protokolü.




Sana Söz Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin