Sana Söz Verdim

57. Bölüm

Keyifli okumalar...

Yavuz: Nasıl olur bu komutanım?
Erdem: Çolak silahtan iki tane yaptırmış. Birini İstanbul'da diğerini Karabayır'da sınırda patlatacak.
Yavuz: Allah kahretsin. İstanbul'dakinin yeri belli. Oradaki belli mi?

Erdem: Tahmin edilen üç bölge var. Hangisi olduğu araştırılıyor. Orada durumlar nasıl?
Yavuz: Yarın sabah aralarına karışacağım.
Erdem: Tamam. Sen burayı merak etme, biz hallederiz.
Yavuz: Emredersiniz.

Erdem: Bu arada senin sesin kötü geliyor biraz.
Yavuz: Yo bir şey yok komutanım.
Erdem: Emin misin?
Yavuz: Evet evet iyiyim. Sorun yok.
Erdem: Tamam. Arada bir durumu bildir.
Yavuz: Emredersiniz komutanım.
Erdem: Kolay gelsin aslanım.
Yavuz: Sağolun komutanım.

Yavuz telefonu kapattıktan sonra birlikte evden çıkıp markete giderler. Bir günlük yiyecek bir şeyler alıp eve geri dönerler. Güzel bir kahvaltıdan sonra da dolaşmaya çıkarlar. O sırada Fethi ve annesi de kalkmış, kahvaltı yapmışlardır.

Fethi: Senin ellerinden bir şeyler yemeyi özlemişim.
Aylin: Sen iste ben sana her şeyi yaparım oğlum. Börek açayım mı ister misin?
Fethi: Valla fena olmazdı.
Aylin: O zaman en sevdiğinden.
Fethi gülerek: En sevdiğimden.
Aylin: Evde yufka kalmadı. Biraz ileride bir market var sen gidip alıver. Ben de içini yapayım.
Fethi: Tamam ben gelirim hemen.
Aylin: Tamam oğlum. Bak şuradaki dolapta biraz para olacaktı.
Fethi: Aşkolsun anne. Bende para var.
Aylin: İyi peki.
Fethi: 5 dakikaya gelirim.
Aylin: Tamam.

Fethi markete gider, yufka alır ve geri dönerken yolda abisini görür.
Fethi: A-Abi.
Alper: Fethi?
Fethi: Senin ne işin var burada?
Alper: Dolaşıyordum.
Fethi: İyi, ben gidiyorum.
Alper: Fethi bekle.

Fethi arkasını dönüp Alper'e bakar.
Alper: Artık affet beni. Seviyordum. Seninle sevgili olmadan önce bile seviyordum onu. Özür dilerim. Lütfen affet artık.
Fethi: Gelip söyleyebilirdiniz. Birbirimizi seviyoruz diyebilirdiniz.
Alper: Biliyorum. Sana söyleyecektik ama ben istemedim üzülmeni kaldıramazdım. 
Fethi: Beni aldattığınızı anlayınca üzülmedim mi ben?
Alper: Fethi ben gerçekten özür dilerim. Gerçekten.
Fethi: Tamam. Ama seni de o lanet olası sevgilini de istemiyorum.

Fethi sözünü bitirir bitirmez arkasını dönüp gitmeye başlar.
Alper: İstersen ayrılırım ondan.
Fethi: Ne?
Alper: Duydun işte. Artık sana küs kalmaya dayanamıyorum.
Fethi: Saçmalama evlenecekmişsiniz zaten.
Alper: Annem mi söyledi?
Fethi: Evet.
Alper: Gelecek misin?
Fethi: Annem üzülmesin diye belki gelirim dedim ama gelmem herhalde.
Alper: Nasıl istersen. Ama şunu bil ki ben senin için her şeyi yaparım. Eğer istersen gerçekten ondan ayrılabilirim.
Fethi: Senden bir şey istemiyorum. Yüzündeki pişmanlık yeter bana.
Alper: Yani bu affettim demek mi?
Fethi: Seni çok özledim demek.

Fethi sözünü bitirir bitirmez Alper'e sarılır.
Alper: Ben çok uzun süre vicdan azabı çektim Fethi. Her yanına gittiğimde aklıma sen geldin.
Fethi: Artık çekme. Belki de o olaylar olmasaydı asker olmayacaktım. Hatta Eylem'le tanışamayacaktım.
Alper: Eylem?
Fethi gülerek: Sevgilim.
Alper: Gerçekten mi?
Fethi: Evet.
Alper: Çok sevindim.

Kısa bir sessizlikten sonra Alper konuşmayı devam ettirmek için aklına gelen ilk şeyi söyler.
Alper: Sen hâlâ ok atıyor musun?
Fethi: Hayır. Ok atmayalı çok uzun zaman oldu.
Alper: Çok iyiydin. Benim yüzümden kariyerin de mahvoldu. Milli takıma alacaklardı seni.
Fethi: Evet ok atmayı seviyordum ama silahlar daha çok ilgimi çekiyor. Ok atmaktan çok farkı yok.

Alper: Keskin nişancı falan mı oldun yoksa?
Fethi başını evet anlamında sallayarak: Lakabım Avcı.
Alper: Vaay.
Fethi: Gel birlikte gidelim eve. Annem börek yapacak.
Alper: Gerçekten mi? Börek neli?
Fethi: En sevdiğimden.
Alper: Ne duruyoruz o zaman. Hadi gidelim.
Fethi: Gidelim.

Fethi ve Alper birlikte eve giderken Yavuz ve Bahar da kahvaltılarını yapmıştır. Tim ise operasyon emriyle harekat merkezinde toplanmıştır.

Erdem: Çok büyük bir sorunumuz var beyler. Çolak'ın yaptırdığı biyolojik silahlardan bir tanesi Karabayır'da patlatılacak. Diğeri ise İstanbul'da. Yavuz İstanbul'dakiyle yakından ilgilenecek. Siz de buradakini etkisiz hale getireceksiniz.

Hafız: Nerede patlatacaklar komutanım? Sınıra yakın bir bölge mi yoksa sivillerin çoğunlukta olduğu bir bölge mi?
Erdem: İkisi de. Güney sınırında bulunan pazara yakın bir yerde olduğunu tahmin ediyoruz.
Karabatak: Her zamanki gibi yine sivillerin çok olduğu ve stratejik bir bölgeyi hedef almışlar.
Erdem: Evet.

Hafız: Hemen mi gideceğiz komutanım? Yani her an patlama ihtimali var mı?
Erdem: İstihbarat zamanı öğrenmiş. Yer de belli. Tam üç saat sonra patlayacak. Siz oraya gittiğinizde iki buçuk saat kalmış olur zaten. Adamlar da iki saat önceden gelecekler. Şüpheli olan bütün araçları polisler kontrol edecek zaten. Siz sivillerin güvenliğinden sorumlu olacaksınız. Bir kısmınız da araçları yoklayacak.

Tim: Emredersiniz komutanım.
Erdem: Hafız, komuta sende.
Hafız: Anlaşıldı.
Erdem: Gidip hazırlanın hemen.
Tim: Emredersiniz komutanım.

Tim hızlı bir şekilde hazırlanır ve operasyon bölgesine giderler.

Hafız: Keşanlı, Çaylak, Karabatak; siz gelen arabaları yoklayacaksınız. Aşık, Kopuk siz benimlesiniz.
Tim: Emredersiniz komutanım.
Hafız: Hadi beyler. Adamın gelmesi yakındır.

Keşanlı, Çaylak ve Karabatak polislerle birlikte kimlik kontrolü yapıp arabaları ararken Hafız, Aşık ve Kopuk sivilleri, onlara bir şey çaktırmadan pazar alanından uzaklaştırmaya başlarlar.

Hafız: Karabatak, ne durumdasınız?
Karabatak: Şüpheli bir araç yaklaşıyor komutanım.
Hafız: Anlaşıldı. Burada hâlâ siviller var, emin olmadan geçmesine izin vermeyin.
Karabatak: Emredersiniz. Keşanlı, durdur.
Keşanlı: Dur! Arabada ne var?
Adam: Pazarda satmak için bir şeyler getirdim.
Karabatak: Keşanlı arabanın içine bak.
Keşanlı: Emredersiniz.

Keşanlı arabanın arkasına giderken Yavuz Ateş'i arar.
Karabatak: Emredin komutanım.
Yavuz: Karabatak beni iyi dinle. İçinde biyolojik silah olan araç beyaz, minibüsten daha küçük. 76 plaka. Arabanın arkasını sakın açmayın. Açtığınız zaman bomba patlar.
Karabatak: Tamam komutanım.

Ateş telefonu kapatıp Keşanlı'nın kapısını açmak üzere olduğu araca bakar. Araç Yavuz'un anlattıklarına tam uyuyordur.

Karabatak: Keşanlıı duur!
Bir el silah sesi duyulur.

Söylediğim gibi bugünün ikinci bölümünü yükledim. Umarım beğenmişsinizdir.