Sana Söz Verdim

21. Bölüm

Yavuz: Bir adamla ilgili bazı şeyler buldum onları söyleyeceğim.
Nazlı: Anladım.
Yavuz: Geldik.

Yavuz ve Nazlı zili çalarlar ve kapıyı Erdem açar.

Erdem: Hoş geldin kızım.
Nazlı: Hoş bulduk babacım.
Erdem: Yavuz sen de hoş geldin.
Yavuz: Hoş buldum komutanım.
Erdem: Nazlı'yı getirdiğin için sağol.
Yavuz: Bir şey değil komutanım. Komutanım, benim size anlatmam gereken bazı şeyler var.
Erdem: Gel aslanım.

Yavuz ve Erdem başka bir odaya geçerek konuşmaya başlarlar.
Yavuz: Komutanım, Çolak'ın planlarının bazılarını öğrenmişler. Bazı gizli evler biliniyor. Olcay'ın adamlarından birinin yerini tespit ettik. Ama polisler alacaklarmış adamı.
Erdem: O zaman polislerle irtibatta kalacağız.
Yavuz: Evet komutanım.
Erdem: Tamam. İrtibat işini ben hallederim.
Yavuz: Komutanım bir de Burak Yılmaz'ın timi ile organize bir şekilde operasyonlara çıkacağız. Arada bir ortak operasyonlar da gerekebilirmiş.
Erdem: Tamam aslanım. Hadi sen de git dinlen artık.
Yavuz: Tamam komutanım yarın görüşürüz.
Erdem: Görüşürüz. Sen tabura mı gideceksin?
Yavuz: Evet komutanım.
Erdem: Benim odamda masamın üzerine bir dosya vardı. Onun ilk üç sayfasının fotoğrafını gönderir misin bana?
Yavuz: Tamam gönderirim.
Erdem: Sağol aslanım.
Yavuz: Bir şey değil komutanım.

Yavuz Erdem'in evinden ayrılıp tabura gider.
Asker: Hoşgeldiniz komutanım.
Yavuz: Hoş bulduk asker. İyi nöbetler.
Asker: Sağol!

Yavuz hemen Erdem'in odasına çıkıp. Masanın üzerindeki dosyayı açar. Fotoğraflarını çekecekken gözüne başka bir dosya ilişir. Dosyayı alıp kapağını açar ve karşısında annesini görür. İçinden annesinin resmini alır ve bakmaya başlar. Gözünden yine birkaç damla yaş akar.

Yavuz: Bunu sana yapanların yanına bırakmayacağım anne.

Daha sonra resmi tekrar yerine koyar ve diğer dosyaların fotoğraflarını çekip Erdem'e gönderir. Dosyaları toplar ve yatmak için odasına gideceği sırada dinlenme odasında oturan Selim'i görür.

Yavuz: Kopuk, hayırdır?
Kopuk: Uykum kaçtı da komutanım.
Yavuz: Yok. Başka bir şey var.
Kopuk: Nereden anladın komutanım?
Yavuz: Anlarım ben. Hadi anlat.
Kopuk: Şu deli Mücahit'e sinir oldum komutanım.
Yavuz gülerek: Ne oldu yine?
Kopuk: Her şeyi o yapıyor komutanım. Sinir ediyor beni.
Yavuz: Oğlum çocuk musunuz siz? Sen time katılalı iki ay oldu hâlâ anlaşamıyorsunuz.
Kopuk: Ne yapayım komutanım?
Yavuz: Neyse, siz çok iyi anlaşacaksınız ama ne zaman?
Kopuk: Yok komutanım. Biz anlaşamayız onunla.
Yavuz: Uzatma Kopuk. Ben yatmaya gidiyorum. Yarın sabah antrenman yapacağız yat artık.
Kopuk: Tamam komutanım.

Yavuz ve Selim odalarına gidip yatarlar. Yavuz kalktığında sabah olmuştur. Saate bakar ve saatin 6.30 olduğunu görür. Hemen kalkar antrenman kıyafetlerini giyer ve dışarı çıkar. Tim hâlâ uyanmamıştır. Isınmaya başlar. Bir süre sonra tim hep birlikte Yavuz'un yanına gelir.

Avcı burnunu kaşıyarak: Geç kaldık.
Karabatak: Güne şınavla başlayacağız ne kadar güzel.
Keşanlı: Ben size demiştim geç kaldık diye ya.
Hafız: Yapacak bir şeyimiz yok. Cezamızı çekeceğiz.
Çaylak: Evet.
Yavuz: Oo hoş geldiniz. Hadi gelin.

Tim hemen Yavuz'un karşısına geçer.
Yavuz: Günaydın!
Tim hep bir ağızdan: Sağol!
Yavuz: Siz de sağolun.
Avcı: Komutanım çok mu geç kaldık?
Yavuz: Hayır. Geç kalmadınız. Ben erken geldim.
Çaylak: Ohh.
Yavuz: Ne oldu Çaylak?
Çaylak: Bir şey yok komutanım.
Yavuz: İyi öyle olsun. O zaman başlıyoruz.
Keşanlı: Başlayalım komutanım. Çok enerjiğim ben bugün.
Yavuz: Öyle mi?
Keşanlı: Evet komutanım.
Yavuz: O zaman şınav pozisyonu all!
Herkes şınav pozisyonuna geçer ve başlarlar.
Yavuz: 50 şınav çekilecek. Başla!
Çaylak: Ah abim be. Biraz sussan olmuyor muydu? Şınavla başladık işte.
Keşanlı: Benim suçum mu oğlum? Adam zaten şınav çektirecekmiş.
Yavuz: Kaç oldu Hafız?
Hafız: 0 komutanım.
Yavuz: Keşanlı?
Keşanlı: 0 komutanım.
Yavuz: Güzel.

Biraz daha şınav çektikten sonra Yavuz ayağa kalkar.
Yavuz: Kalk! 10 tur koşu. Başla!

Bir süre sonra tim mola verir.
Keşanlı: Off. Ben çok fena paslanmışım beyler.
Karabatak: Sen bir de bana sor.
Yavuz: Çok mu yoruldunuz ya?
Avcı: Valla komutanım normal bir insan yorulur.
Yavuz: Biz özel kuvvetçiyiz yorulmak yok.