77. Bölüm

481 29 1
                                    

Keyifli okumalar...

Yavuz: Ve tabii ki karşılığında Çolak'ı istiyorlar.
Erdem: Aynen öyle.
Keşanlı: Gidip köklerini kurutalım artık. Bunlar çok fazla olmaya başladı.
Avcı: Aynen öyle. Bunların kökleri kurumadan bize rahat yok.
Yavuz: Öyle yapacağız. Hadi beyler gidip hazırlanalım hemen.
Erdem: O adamı almadan gelmeyin beyler. O adam bizim için çok önemli.
Tim: Emredersiniz komutanım.

Tim operasyon için hazırlanırken Bahar'a hastaneden telefon gelmiştir.
Demet: Hocam bir kız çocuğu geldi. Durumu çok kötü ateşini düşüremiyoruz. Sürekli öksürüyor.
Bahar: Tamam ben geliyorum hemen.
Demet: Tamam hocam.

Bahar telefonu kapatır ve hemen Nazlı'ya açıklama yapmaya başlar.
Bahar: Küçük bir kız gelmiş. Ateşini düşüremiyorlarmış, gidip bir bakmam lazım.
Nazlı: Ben de geleyim mi?
Bahar: Yok ya sen ne yapacaksın orada? Boşver ben gidip gelirim zaten hemen. Çok da geç oldu Güler abla merak eder seni.
Nazlı: Haklısın. Ben de eve gideyim o zaman.
Bahar: Tamam. Ben de önce Yavuz'u arayım da sonra çıkalım.

Bahar üzerine hırkasını giyerken bir yandan da Yavuz'u arar.
Bahar: Yavuz ben hastaneye gidiyorum. Geldiğinde merak etme diye aradım.
Yavuz: Bir sorun mu var?
Bahar: Bir çocuk gelmiş de onun için gideceğim.
Yavuz: Tamam. Ben de acil bir operasyona gidiyorum. Ama çok uzun sürmez.
Bahar: Tamam dönünce ara beni olur mu?
Yavuz: Tamam görüşürüz.

Yavuz telefonu kapattıktan birkaç dakika sonra tim yanlarında Çolak olarak tanıtıp kendi adamlarını almak için kullanacakları adamla birlikte operasyon bölgesine varmıştır.
Yavuz: Keşanlı, Çaylak siz adamın yanında kalın. Hafız, Aşık, Kopuk siz sağ tarafı kontrol edin. Avcı, Karabatak siz benimle gelin. Biz de sol tarafa bakacağız.
Tim: Emredersiniz.

Tim bütün bölgeyi aradıktan kisa bir süre sonra adamlar gelmiştir.
Adam: Çolak'ı bize verin. Size adamınızı verelim.
Yavuz: Önce adamımızı istiyoruz.
Adam: Önce Çolak.
Yavuz: Eğer o adam buraya gelmezse Çolak'ı rüyanda görürsün.
Adam arkasındakilerle kısa bir süre bakıştıktan sonra: Tamam. Aynı anda.
Yavuz: Olmaz. Önce siz vereceksiniz. Sonra biz.
Adam: Pes ediyorum tamam. Adamı gönderin.
Yavuz Hafız'a bakarak: O mu?
Hafız: Evet komutanım.
Yavuz: Tamam.
Adam: Adamını aldın artık. Şimdi Çolak.

Yavuz adamın son durumunu öğrenmek için Aşık'a döndüğünde Aşık adamın iyi olduğunu belirtmek için konuşmaya başlar.
Aşık: Durumu iyi komutanım. Ciddi bir şeyi yok.
Yavuz: Tamam. Beyler, şimdi!

Tim Yavuz'un emriyle karşılarındaki adamlara ateş açar. Çok uzun sürmeyen bir çatışmadan sonra çatışma bitmiş, tim adamı alıp geri dönmek için yola çıkmıştır. O sırada Bahar hastaneye gelen küçük kızla ilgileniyordur.
Kadın: Kızımın neyi var doktor hanım?
Bahar: Henüz kesin bir şey söylemem çok zor. Birkaç test yaptıracağım. Ateşinin düşmesi için en etkili ilaçları verdim. Ama her ihtimale karşı bu gece burada kalsın. Geçmiş olsun.
Kadın: Sağolun.

Bahar kızın anne ve babasının yanına uzaklaşıp Hayat hemşirenin yanına gider.
Bahar: Sisteme girdiğim testlerin hepsini istiyorum.
Hayat: Tamam hocam.
Bahar: Sonuçlar çıkınca haber ver.
Hayat: Tamam hocam.

Bahar tam hastaneden çıkmak üzereyken telefonu çalar.
Bahar: Efendim Yavuz?
Yavuz: Neredesin?
Bahar: Hastanedeydim, çıkıyorum şimdi.
Yavuz: Tamam. Ben geliyorum.
Bahar: Tamam bekliyorum.

Bahar telefonu kapattıktan çok kısa bir süre sonra Yavuz hastanenin önüne gelmiştir.
Yavuz: Çok beklettim mi?
Bahar: Hayır. Daha birkaç dakika oldu çıkalı.
Yavuz: Tamam. Hadi gidelim.
Bahar: Tamam.
Yavuz: Kızın neyi varmış?
Bahar: Bilmiyoruz. Test sonuçlarını bekleyeceğiz. Çok geç olduğu için sabaha anca alırız herhalde sonuçları.
Yavuz: Anladım.

Bahar: Sen iyi misin?
Yavuz: İyiyim. Yoruldum sadece biraz.
Bahar: Sanki başka bir şey var gibi.
Yavuz: Yoo. İyiyim.
Bahar: Peki tamam.

Yavuz ve Bahar eve girer girmez çok yorgun oldukları için yatmaya karar verirler. Sabah olduğunda ikisi de pazar günü olmasının rahatlığıyla saat 10'a kadar uyurlar.
Bahar: Günaydın.
Yavuz: Günaydın.
Bahar: Dün sana söylemeyi unuttum. Nazlı çok ısrar etti de bugün onunla pilates yapmaya gideceğiz.
Yavuz: O nereden çıktı şimdi?
Bahar: Nazlı ve saçma işleri işte.
Yavuz: Kaçta gidiyorsunuz?
Bahar: 1'de gideriz herhalde.
Yavuz: Tamam. Saat de 11'e geliyor. Kalkalım artık.
Bahar: Çok geç olmuş ya.
Yavuz: Ben bir duşa gireceğim.
Bahar: Tamam ben de yiyecek bir şeyler hazırlayayım.
Yavuz: Tamam.

Yavuz duştan çıktıktan ikisi birlikte kahvaltılarını yaptıktan sonra sohbet ederken Bahar'ın telefonu çalar.
Bahar: Efendim Demet?
Demet: Sonuçlar çok kötü hocam.
Bahar: Neyi varmış?
Demet: Lösemi.
Bahar: Ne? O çocuk daha çok küçük.
Demet: Donör bulmak için başvuruyu yaptık. Aile kemoterapi istemediğini söylüyor.
Bahar: Tamam. Ben geliyorum.
Demet: Tamam hocam.

Bahar telefonunu kapatır ve hemen hazırlanmaya başlar.
Bahar: Alt tarafı romantik bir gün geçirecektim kocamla ya. 
Yavuz: Ne olmuş?
Bahar: Dün bahsettiğim küçük kız var ya.
Yavuz: Evet.
Bahar: Lösemi çıkmış. Ailesi kemoterapi istemiyormuş.
Yavuz: Tamam gidelim hemen. Belki benim de yardımım dokunur.
Bahar: Tamam. Gidelim.
Yavuz: Ben bizimkilere haber vereyim onlar da gelsinler. Belki birimizinki uyar.
Bahar: Tamam.

Yavuz ve Bahar hemen evden çıkıp hastaneye giderler. O sırada Yavuz da time haber vermiştir.
Avcı: Acil dediniz hemen geldik komutanım.
Yavuz: Dün bir kız çocuğu gelmiş buraya. Lösemi teşhisi koymuşlar. Hepimiz kan vereceğiz. Küçük bir ihtimal birimizle uyuşabilir.
Keşanlı: Bütün kanım o kızın olsun komutanım. Yeter ki o iyi olsun.
Karabatak: Aynen öyle.
Yavuz: Çok güzel. Hepinizden sırayla kan örneği alacaklar. Şu an anne babası içeride. Onlardan sonra siz.
Kısa bir süre sonra hemşireler çıkar.
Hemşire: Maalesef anne babasınınki uymadı. İki kişiyi alabilirim.
Yavuz: Tamam. Önce Hafız'la ben gireyim. Gel Hafız.
Hafız: Tamam komutanım.

Birkaç dakika sonra Yavuz ve Hafız içeriden çıkarlar. Kısa bir süre içinde sonuçlara bakıldığında ikisinin de uymadığı anlaşılır.
Yavuz: Karabatak nerede?
Avcı: Lavaboya gitti komutanım.
Yavuz: Tamam. Avcı, Keşanlı siz geçin.

Avcı ve Keşanlı da kan verdikten sonra onların sonuçlarını beklemeden diğerlerini alırlar.
Yavuz: Gelmedi mi Karabatak hâlâ?
Çaylak: Yok komutanım gelmedi.
Aşık: Korkup kaçmıştır belki.
Yavuz: Aşık, Çaylak siz girin. Ben bir bakıp geleyim şuna.
Hemşire: Bir kişi daha alabiliriz.
Yavuz: Tamam. Kopuk sen de geç.
Kopuk: Tamam komutanım.

Kopuk da içeri geçerken Yavuz Ateş'e bakmaya gider. Biraz ilerlediğinde kendisine doğru ilerlemekte olan Ateş'i görür.
Yavuz: Neredesin oğlum be?
Ateş: Kusura bakmayın komutanım.
Yavuz: Neyse gel hadi. Bir tek sen kaldın. Birazdan alırlar seni de.
Ateş: Tamam komutanım.

Birkaç dakika sonra herkes kan vermiş geriye bir tek Ateş kalmıştır. Ateş kan vermeden önce içeriden bir hemşire çıkar.
Hemşire: Kimseyle uyuşmadı. Sanırım bir kişi daha var vermeyen.
Ateş: Evet ben varım.
Hemşire: Hemen alalım sizi de.
Ateş: Tamam.

Ateş de kan verdikten sonra onun sonuçlarını beklemeye başlarlar. Yaklaşık 10 dakika sonra hemşire tekrar gelir.
Hemşire: En son veren kişinin kanı uyumlu çıktı.
Ateş: Gerçekten mi?
Hemşire: Zaten genelde birinci derece akraba olanların uyumlu çıkma ihtimali çok yüksek.
Ateş: Nasıl yani?
Hemşire: Abisi olduğunuzu söyleseydiniz ilk önce sizden alırdık.
Ateş: Ne?
Yavuz: Bir dakika. Bir yanlışınız olmasın?
Hemşire: Hayır. Yanlış olma imkanı yok. Bu sabah lösemi teşhisi konan Azra Acar ile siz Ateş Acar kardeşsiniz. Ve ilikleriniz %95 uyumlu.

***









Sana Söz Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin