38. Bölüm

549 27 2
                                    

Ateş: Örgütten biri. Ama söyleme kimseye endişelenmesinler.
Ahmet: Tamam. Görüşürüz.

Ateş Bahar ve Nazlı'ya selam verdikten sonra kafeden çıkar ve tekrar tabura gider. O sırada Yavuz ve Hamit yorulup dinlenmek için içeri girmişlerdir.

Hamit: Paslanmışım ya.
Yavuz: Ben de çok uzun süredir oynamamıştım.
Hamit: Bir şeyler mi yesek acaba? Akşam da oldu.
Yavuz: Olur, ben de acıktım biraz.
Hamit: Gel mutfağa bakalım o zaman.
Yavuz: Tamam.

Yavuz ve Hamit akşam yemeklerini yedikten sonra uzun uzun sohbet ederler ve geç olunca yatarlar.

Bahar uyandığında saate bakar ve işe gitmek için henüz erken olduğunu görüp kendine bir kahve yapar, internette takılmaya başlar. Daha sonra "Karabayır'da Hain Saldırı" başlığını görmesiyle hemen üzerine tıklayıp haberi okumaya başlaması bir olur.

"Karabayır taburuna yakın bir yerde içinde askerlerin bulunduğu bir araç silahlı saldırıyla uğradı. Aracın içinde bulunan ve şimdilik kimlikleri belli olmayan 6 askerin ikisi ağır olmak üzere yaralı oldukları biliniyor."
Bahar bir yandan hastaneye gitmek için üzerini değiştirirken bir yandan da Yavuz'u arar.

Yavuz: Efendim Bahar?
Bahar: Ohh. Yavuz çok korktum sana bir şey oldu diye.
Yavuz: Dur sakin ol. Ne oldu?
Bahar: Bugün taburun yakınlarında bir saldırı olmuş 6 asker yaralıymış.
Yavuz: Sakin ol ben iyiyim. Hastaneye gidiyorum.
Bahar: Sana bir şey olmadı değil mi?
Yavuz: Hayır merak etme. Ama sanırım hastanede sana ihtiyaç olacak.
Bahar: Geliyorum zaten birazdan.
Yavuz: Tamam görüşürüz.
Bahar: Görüşürüz.

Yavuz hiç tanımadığı biriyle hastaneye giderken ona moral vermeye çalışır.
Yavuz: Dayan aslanım. Daha birlikte antrenman yapacağız. Çok iyi bir asker olacaksın. Dayan.
Bora: Komutanım, annem da-yanamaz.
Yavuz: Yorma kendini. İyi olacaksın. Hadi sık dişini.
Bora: Çok canım yanıyor.
Yavuz: Dayan Bora. Dayan aslanım. Geldik sayılır.

Ambulans hastaneye vardığında Bahar da hastaneye varmıştır. Bora ve durumu ağır olan diğer asker hemen ameliyata alınır. Yaklaşık iki saat sonra bir doktor çıkar.

Doktor: Hastanın durumu şu an stabil. Sağ göğsünden mermi girmiş. Ameliyat çok başarılı geçti. Ancak önümüzdeki 24 saat çok önemli.
Yavuz: Diğer asker nasıl doktor bey?
Doktor: Onun durumunu bilmiyorum. İzninizle gitmem gerekiyor. Diğer askerlere bakacağım.
Yavuz: Tabi.
Keşanlı: Sıkma canını komutanım.
Yavuz: Nasıl sıkmayayım Keşanlı? Onların hepsi bana emanetti. Daha tabura giremeden vuruldular.

Flashback;
Erdem: Yavuz, bir hafta sonra buraya 6 asker gelecek. Ve hepsi neredeyse daha yeni asker oldular. Senden onları eğitmeni istiyorum. Gerektiğinde aralarından bir iki kişiyi seçip basit operasyonlarda yanınızda götürürsünüz.
Yavuz: Emredersiniz komutanım.
Erdem: Sana emanetler. Bir de odalarını hazırlatırsın.
Yavuz: Kaç oda ayrıldı onar için?
Erdem: Şimdilik 8 kişilik koğuşlardan bir ranzayı çıkartıp oraya yerleştirmeyi düşünüyorum.
Yavuz: Tamam komutanım. Ben hallederim.
Erdem: Tamam aslanım sağol.

Avcı: Hepsi iyi olacaklar komutanım. Zaten diğer 4'ü iyi, biri de ameliyattan çıktı. Bora da iyi olacak.
Yavuz: Eğer ona bir şey olursa kendimi asla affetmem.
Karabatak: Kendini suçlama komutanım.
Yavuz: Hafız ve Aşık nerede?
Avcı: Diğerlerine bakmaya gittiler.

Yaklaşık bir saat sonra ameliyathanenin kapısından Bahar çıkar. Kapıda bekleyen herkes bir anda ayaklanır.

Yavuz: Bahar, durumu nasıl?
Bahar: Kritik. Kurşun kalbine çok yakın bir yere saplanmıştı. Çıkardık ama hayati tehlikesi devam ediyor.
Ayşe: Oğluum! Bora iyi mi?
Keşanlı: Oğlun iyi anacım. Merak etme.
Ayşe: Siz kimsiniz?
Keşanlı: Biz oğlunun abileriyiz, kardeşleriyiz.
Ayşe: Nerede oğlum?
Bahar: Birazdan yoğun bakıma alacağız.
Yavuz: Bahar, iki dakika gelsene.

Yavuz ve Bahar diğerlerinden uzaklaşırlar.
Yavuz: Gerçekten iyi mi?
Bahar: Merak etme. Şimdilik kötü bir şey yok, uyanmasını bekleyeceğiz.
Yavuz: Tamam.
O sırada Erdem Yavuz'u arar.
Yavuz: Emredin komutanım.
Erdem: Durumları nasıl?
Yavuz: İkisinde sadece sıyrık var, bir tanesinde neredeyse hiçbir şey yok, bir tanesinin omzunda, diğer ikisi ağır. Ama ameliyattan çıktılar. Şu an durumları iyi.
Erdem: Tamam. Bugün hastaneden çıkacak olan var mı?
Yavuz: Üç kişi çıkıyor komutanım: Mert, Yusuf, Ferhat.
Erdem: Tamam aslanım. Peki buraya mı gelecekler?
Yavuz: Hepsinin aileleri uzaktaymış komutanım. Tabura geleceğiz.
Erdem: Tamam, oda hazır zaten. Ben size bir araç gönderirim.
Yavuz: Tamam komutanım. Ben ararım sizi.
Erdem: Bir şey olursa haber ver.
Yavuz: Emredersiniz.

Yavuz telefonu kapattıktan sonra diğer askerlerin durumuna bakmaya gider. Yoğun bakıma yakın olduğu için ilk önce Vedat'a bakar. Tam oradan ayrılacakken telefonu çalar. Arayan Çolak'tır.

Yavuz: Ne var Çolak?
Çolak: Özlettin kendini be Sarı.
Yavuz: Uzatma Çolak. Ne istiyorsun?
Çolak: İyi tamam. Senin askerler nasıl diye soracaktım.
Yavuz: İyiler, iyiler.
Çolak: Güzel, sevindim. Peki ya canlı bombalarımdan haberin var mı?

Sana Söz Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin