Keyifli okumalar...Yavuz Fethi'ye söylenirken yavaş yavaş kapıya doğru yürür.
Yavuz: Onur? Senin ne işin var burada?
Onur: İyi misin?
Yavuz: İyiyim. İyiyim. Sen ne arıyorsun burada?
Onur: İnsan kuzenine öyle der mi?
Yavuz: Kusura bakma başım ağrıyor da biraz. Gel hadi içeri.Selim: Gel mi? Biz ne olacağız?
Yavuz: Selim? Fatih?
Fatih: Yaa, Selim ve Fatih.
Yavuz: Nereden buldunuz beni?
Selim: Sen onu boşver şimdi. İyi misin?
Yavuz: İyiyim iyiyim. Bir şey yok.
Fatih: Sen İstanbul'a gelirsin de bizi aramazsın ama biz buluruz seni.
Yavuz: Görev olmasaydı arardım. Biliyorsunuz.
Fatih: Ne görevi?
Onur: Siz ne biçim arkadaşınız be. Karşınızdaki sarı fırtına rütbeli bir asker.
Selim: Valla mı? Ortaokuldayken asker olacağım ben derdi ama inanmazdık çok.
Onur: Yaa. Hadi diyelim inanmadınız. Hiç mi görmediniz ya televizyonda ödül alırken?
Fatih: Ben görmedim valla.
Selim: Ben de görmedim.Yavuz: Neyse gelin içeri hadi. Bu arada Fethi. Fethi, Onur kuzenim, Selim'le Fatih arkadaşım.
Fethi: Memnun oldum.
Selim: Ben de.
Fatih: Ben de.
Yavuz: Siz benim burada olduğumu nereden bildiniz?
Fethi: Şey komutanım. Telefonun bendeydi. Onur seni aradı. Önce açmadım sonra birkaç kere daha arayınca açtım ve durumları öğrenmiş oldu.Yavuz bir şey söylemeden duraksar.
Fethi: Komutanım iyi misin?
Yavuz: Başım döndü bir an. İyiyim.
Fethi: Doktor olabilir demişti komutanım. Ağrı kesici ister misin?
Yavuz: Çok iyi olur. Buzdolabının üzerindeki kutuda olması lazım.
Fethi: Tamam komutanım getiriyorum hemen.
Onur: Seni en son bizim evde böyle görmüştüm Yavuz.
Yavuz: Açma oğlum şu konuyu.
Fethi: Al komutanım.Yavuz koltuğa oturup ilacı içer.
Selim: İyi misin?
Yavuz: İyiyim. Bir şey yok.
Fatih: Ee ne yapıyoruz? Yani çat kapı geldik ama.
Yavuz: Yok be saçmalamayın. İyi yaptınız.
Selim: Yavuz, silahını gösterene.
Yavuz: Ne?
Selim: Göster işte. Beni biliyorsundur çok meraklıyım böyle şeylere.Yavuz bir şey demeden belindeki silahı çıkarır.
Yavuz: Al bak. Tetiği çekeyim falan deme sakın.
Selim: Yok be o kadar da değil.Selim ve Fatih silahtan heveslerini aldığında beşi birlikte sohbet etmeye başlarlar. Gece geç saatlere kadar otururlar daha sonra Onur, Selim ve Fatih evlerine giderler.
Başının ağrısı iyice arttığı için Yavuz salonu toplamadan yatar. Salon toplu olmadığı için Yavuz Fethi'yi misafir odasına yatırır. Kendisi ise başka yer kalmayınca mecburen eski odasına yatar. Yatağa yattığında kendini eski günlere dönmüş gibi hisseder. Annesinin acısının hâlâ çok taze olduğu zamanlara.
Sabah olduğunda Fethi kalkar ve Yavuz biraz daha dinlensin diye onu uyandırmamaya karar verir. Dolaptan birkaç şey alıp kahvaltı hazırlamaya başlarken Yavuz'un odasından gelen sesle irkilir. Hemen gidip odaya bakar ve Yavuz'un kabus gördüğünü anlar. Onu yıllardır tanımasına rağmen ilk defa böyle gördüğünü düşünür.
Aklından Yavuz'un aslında çok duygusal biri olduğunu ancak duygularını belli etmeyi sevmediğini ve eski anılarını anlatmaktan hoşlanmadığını geçirir. Fethi Yavuz'un hayatının 17 yaşından sonrasını biliyordur, birçok defa sormuş olsalar da Yavuz hiçbir şekilde bir şey anlatmamıştır. Fethi Yavuz'dan gelen sesle düşüncelerinden ayrılır.
Fethi: Komutanım.
Yavuz: Avcı?
Fethi: Benim komutanım. Kabus görüyordun.
Yavuz: Böyle olacağını biliyordum.
Fethi: Bilmediğimiz bir şey mi var komutanım?
Yavuz: Önemli bir şey değil.
Fethi: Komutanım olanların seni çok etkilediği yüzünden belli. Saklama artık.
Yavuz: Uzatma oğlum bir şey yok.Fethi: Komutanım hani sen diyordun ya, derdini anlat rahatlarsın diye. Biz sana bütün dertlerimizi anlatıyoruz komutanım. Sen de bizi teselli ediyorsun. Şimdi izin ver ben de sana yardım edeyim.
Yavuz: Ben iyiyim Avcı. Gerçekten iyiyim.
Fethi: İyi olmadığını görebiliyorum komutanım.
Yavuz: Avcı uzatma dedim.Fethi: Komutanım anla-
Yavuz birden sinirlenir ve Fethi'nin sözünü keserek: Annem öldüğü için evinde kaldığım kuzeni her gün beni dövüyordu! O yüzden o yıllarıma hiçbir güzel anım olmadı!
Fethi: Ne!?
Yavuz: Dövüyordu işte. Tamam mı? Oldu mu? Kapat artık şu konuyu.
Fethi: B-Ben özür dilerim komutanım.
Yavuz: Özür dileme. Onun için söylemedim. Bak ben iyi değilim Avcı. Lütfen üzerime gitme.
Avcı: Emredersiniz.Yavuz ve Avcı sessizliğin hakim olduğu bir kahvaltı yaparlar. Bir gün daha İstanbul'dalardır çünkü bugün pazar olduğu için bilet bulamayıp biletleri bir gün sonraya almışlardır.
Birkaç saat sonra Fethi hâlâ Yavuz'un sabah kendisine söylediklerini düşünüyordur. Yavuz'un buna kızacağını bilse de öğrendiklerini time anlatmaya karar verir. Eğer anlatırsa hep birlikte bu sorunu aşabileceklerini düşünür. Ama karşı çıkacağını bildiği için tabii ki Yavuz'a bu fikrinden bahsetmez. Bu sırada Yavuz'un ne düşündüğünden haberi yoktur.
Yavuz: Avcı, benim küçük bir işim var çıkıyorum. İstersen seni de bir yerlere bırakabilirim.
Fethi: Aslında yarın sabah erkenden gidiyoruz, annemi son kez görsem fena olmazdı.
Yavuz: Tamam gel.Yavuz ve Fethi hazırlanıp evden çıkarlar. Yavuz Fethi'yi annesinin evine bıraktıktan sonra kendisi de en son 17 yaşındayken gördüğü annesinin kuzeninin evine gider. Aslında oraya Rahmet amcasına hesap sormaya değil onu amcasından korumaya çalışan Lale teyzesinin yanına gidiyordur. Zaten Rahmet'in evde olmayacağını düşündüğü için bilerek bu saati seçmiştir.
Lale: Yavuz!? Sen misin bu?
Yavuz: Evet benim Lale teyze.
Lale: Senin ne işin var burada?
Yavuz: Seni görmeye geldim. Çok uzun kalmayacağım.
Lale: Yok o anlamda demedim. Hiç gelmemiştin bu zamana kadar.
Yavuz: İstanbul'daydım. Boş zaman bulunca geleyim dedim.
Lale: Ne kadar büyümüşsün. Küçükken de çok yakışıklıydın şimdi iyice yakışıklı olmuşsun.
Yavuz: Sen hiç değişmemişsin. Hâlâ eskisi gibi güzelsin.Lale kısa bir sessizlikten sonra: Onur evde değil haberin olsun.
Yavuz: Ben görüştüm zaten Onur'la.
Lale: Aa. Ne zaman?
Yavuz: Karşılaştık birkaç gün önce. Dün de eski arkadaşlarımı alıp gelmiş. Görüştük yani. Ben seni görmeye geldim.
Lale: Anladım. Kahve içer misin?
Yavuz: Olur. Senin ellerinden içerim.Ayla: Annee, bana dondurma verecektin.
Yavuz duyduğu kelimeyle şaşırır; anne.
Yavuz: Lale teyze?
Lale: Onur bahsetmedi mi? Bizim bir kızımız oldu.
Yavuz: Çok sevindim. Ben götüreyim mi dondurmayı?
Lale: Tabi, al.Yavuz elindeki dondurmayı sesin geldiği odaya doğru götürür. Doğru odayi bulduğunda içeri girer.
Ayla: Sen kimsin?
Yavuz: Ben... senin kuzeninim.
Ayla: Benim hiç kuzenim yok ki.
Yavuz: Artık var. Al bakalım dondurmanı.
Ayla: Teşekkür ederim.
Yavuz: Ne yapıyorsun burada tek başına?
Ayla: Kitap okuyordum.
Yavuz: Abine hiç çekmemişsin.Ayla: Sen abimi nereden tanıyorsun?
Yavuz: Biz küçükken abinle çok görüşürdük.
Ayla: Sonra ne oldu?
Yavuz: Ben babamla taşındım.
Ayla sessizce: Yoksa sen Yavuz musun?
Yavuz: Evet. Sen nereden biliyorsun?
Ayla: Seni abim anlatıyordu bana. Eskiden burada yaşıyormuşsun.
Yavuz: Evet. Burada yaşıyordum. Başka bir şey anlattı mı abin?
Ayla: Küçükken yaptığınız şeyleri anlatırdı. Bir de asker olduğunu biliyorum.
Yavuz: Abin de her şeyi anlatmış sana.
Ayla: Evet. Ben doğmadan bir yıl önce babanla gitmişsin.
Yavuz: Evet.
Lale: Yavuz. Kahveler hazır.
Yavuz: Geliyorum Lale teyze.Yavuz Lale'nin yanına, salona geçer ve birlikte sohbet ederek kahvelerini içerler. Bir süre sonra hâlâ sohbet ediyorlardır.
Lale: Hep ben anlattım biraz da sen anlat bakalım.
Yavuz: Anlatacak bir şey yok ki. Her şey aynı.
O sırada kapı açılır ve içeri Rahmet girer.Rahmet, "Ben geldim." Diyerek içeri girer ve içeri girmesiyle Yavuz'u görmesi bir olur. Önce çıkartamaz ama tanıdığında çok sinirlenir.
Rahmet: Bunun ne işi var burada?
Lale: Bizi görmeye gelmiş
Rahmet: Sen ne yüzle geliyorsun buraya? Dayak yemeyi mi özledin?***
Artık 1100 kelimeyi geçtik. Sizden belli bir vote sınırı istemeden her gün bölüm yüklüyorum. Lütfen siz de oylarınızı eksik etmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Söz Verdim
Hayran KurguAksiyon, çatışma, aşk dolu: Bir yavbah hikayesi, Birbirleri için yaratılan Yavuz ve Bahar yaralarını sarabilecek mi? Keyifli okumalar... 21.11.2020: #1 - söz 27.04.2020: #10 - söz 27.04.2020: #1 - tolgasarıtaş 27.04.2020: #7 - eyfet 29.04.2020: #1...