54. Bölüm

481 31 12
                                    

Yavuz: Allah kahretsin. Çolak'ın eline geçtiyse bittik biz.
Hamit: Kendisi değil ama kopyalarından biri yok. Belki de sizin taburda falandır.
Yavuz: Ben hemen Erdem Yarbay'ı ararım. Olmazsa Çolak'ı yoklarım.
Hamit: Tamam. Ben de güvenlik kameralarını kontrol ettireceğim. Bir şey bulursam haber ver.
Yavuz: Tamam veririm.

Yavuz telefonu kapattığında içerdekiler tarafından soru yağmuruna tutulur.
Avcı: Ne olmuş komutanım?
Yavuz: Bir dakika bekleyin anlatacağım.

Yavuz açıklama yapmadan başka bir odaya geçip Erdem'i arar.
Yavuz: Komutanım milli güvenlik protokolünün kopyası sizde mi?
Erdem: Hayır, bende değil.
Yavuz: Allah kahretsin.
Erdem: Ne oldu?
Yavuz: Babam aradı, kopyası kayıpmış.
Erdem: Nasıl olur? Çolak almış olabilir mi?
Yavuz: Şimdi arayıp yoklayacağım.
Erdem: Tamam. Haber verirsin.
Yavuz: Tamam.

Yavuz telefonu kapattıktan hemen sonra Çolak'ı arar.
Çolak: Hayırdır sarışın? Çok mu özledin beni?
Yavuz: Evet sevgilim ya çok özledim.
Çolak: Hadi ne istiyorsun söyle. İşim gücüm var benim.
Yavuz: Ne işin olur lan senin? Anca uyuşturucu satarsın.
Çolak: Uzatma Sarı. Ne istiyorsun?
Yavuz: Bir şey söyleyecektim belki haberin yoktur diye.
Çolak: Neymiş?
Yavuz: Önce yardımcını sonra da Olcay'ı öldürdüm Çolak.
Çolak: Biliyorum sarışın ve sana çok sinirliyim. Sen bekle birkaç gün sonra sana unutmayacağın bir ders vereceğim.
Yavuz şüphelenmeye başlar: Neymiş?
Çolak: Sürpriz. Ama küçük bir ipucu verebilirim. Çok fazla masum sivil ölecek Sarı. İstanbul'u yerle bir edeceğim. Ve sen buna engel olamayacaksın.
Yavuz Çolak'ın biyolojik silahtan bahsettiğini anlayıp az da olsa rahatlar.
Yavuz: Başaramayacaksın şerefsiz.
Çolak: Göreceğiz sarışın, göreceğiz.

Telefon kapandıktan sonra Yavuz diğerlerinin yanına gider ve olanları anlatmaya başlar.

Yavuz: Merkezdeki milli güvenlik protokolünün kopyası kayıp.
Avcı: Nasıl olur bu komutanım?
Karabatak: Çolak almış olabilir mi?
Yavuz: Sanmıyorum. Hiçbir şeyden haberi yok gibiydi.
Eylem: O dosya Hamit Bey'in odasında.
Yavuz: Nasıl yani?
Eylem: Merkezdeki kilitli odada duran mı?
Yavuz: Evet.
Eylem: Hamit Bey'in odasındaki ikinci gizli kasada duruyor.
Yavuz: Emin misin?
Eylem: Evet, kendi ellerimle koydum.
Yavuz: Ohh. Arayıp haber vereyim.

Yavuz hemen Hamit'i arar.
Hamit: Bir şey mi buldun oğlum?
Yavuz: Evet. Odandaki ikinci kasaya bak.
Hamit: Tamam, bakıyorum hemen.
Yavuz: Tamam, bekliyorum.

Kısa bir süre sonra Hamit tekrar konuşur. 
Hamit: Burada.
Yavuz: Ohh. Hepsi tam mı?
Hamit: Evet.
Yavuz: Tamam. Ben Erdem Yarbay'a da haber vereyim.
Hamit: Tamam, sonra konuşuruz. Görüşürüz.
Yavuz: Görüşürüz baba.

Yavuz telefonu kapatıp Erdem'e de haber verdikten sonra sohbete kaldıkları yerden devam ederler. Akşama kadar devam eden sohbetten sonra geç olduğu için dağılırlar.

Sabah olduğunda Yavuz erkenden kalkar. Valizine birkaç eşya doldurur ve Fethi uyanmış mı diye bakmaya gider.

Fethi: Günaydın komutanım.
Yavuz: Günaydın aslanım. Hazır mısın?
Fethi: Hazırım komutanım.
Yavuz: Tamam. İki saat sonra uçak var. En geç bir saate havaalanında olmamız lazım. Hemen çıkalım Bahar'ı alıp bir şeyler yiyip gideriz.
Fethi: Emredersiniz.

Yavuz ve Fethi Bahar'ın evine gidip Bahar'la birlikte bir şeyler yerler. Daha sonra üçü birlikte havaalanına giderler. Yaklaşık bir buçuk saat sonra uçak kalkmıştır. Çok uzun olmayan bir uçak yolculuğundan sonra İstanbul'a varmışlardır.

Uçaktan indiklerinde Yavuz kendilerini bekleyen istihbarat adamının yanına gider ve kimlikleri almak için şifreyi söyler.

Adam: Bayrak.
Yavuz: Şeref.
Adam: Bunlar kimlikleriniz.
Yavuz: Eyvallah.
Adam: Göreviniz hayırlı olsun.
Yavuz: Sağol.
Adam: Usta bugün içinde yanına gitmenizi söyledi.
Yavuz: Tamam.

Yavuz kimlikleri aldıktan sonra Fethi ve Bahar'ın yanına gider. Bahar da buluşma yerini ve saatini öğrenmek için Alkan'ı arar.

Alkan: Alo Bahar, nasılsın?
Bahar: İyiyim sen?
Alkan: Ben de iyiyim.
Bahar: Ben bir şey sormak için aramıştım.
Alkan: Tabi sor.
Bahar: Bu buluşma nerede ve ne zaman?
Alkan: Geliyor musun?
Bahar: Evet.
Alkan: Çok sevindim. Ben sana yeri konum atarım. Herkes saat ikide gelecek.
Bahar: Tamam sağol. Orada görüşürüz.
Alkan: Görüşürüz.
Yavuz: Ne zamanmış?
Bahar: İkide. Daha zaman var.
Yavuz: Avcı sen annene ne zaman gideceksin?
Fethi: Ben de o saatlerde giderim komutanım.
Yavuz: Tamam. O zaman biraz birlikte gezeriz. Sonra Bahar arkadaşlarının yanına sen de annene gidersin.

Bahar: Sen ne yapacaksın?
Yavuz: Ben de önce annemin mezarına sonra da evine giderim. Bir de birisiyle buluşacağım.
Bahar: Tamam. Şimdi ne yapıyoruz?
Fethi: Bilmem.
Yavuz: Şu havaalanından bir çıkalım mı önce?
Bahar: Bence de.
Yavuz: Benim bir tanıdığım var burada, arabam onda duruyordu. Taksiyle oraya gidelim arabayı alırız.
Fethi: Tamam komutanım.

Yavuz, Fethi ve Bahar taksiyi tutup Yavuz'un dediği yere vardıklarında Yavuz arabayı alır. Üçü arabaya binerler ve ilerlemeye başlarlar.

Yavuz: Hadi söyleyin nereye gidiyoruz?
Fethi: Komutanım buraya yakın bir yerde bildiğim çok iyi bir yer var. Bir şeyler mi yesek acaba?
Yavuz: Aklın fikri yemekte Avcı.
Fethi: Sabah çok bir şey yemeden çıktık. Hem de yiyeli baya oldu. Acıktım komutanım.
Bahar: Fethi haklı. Ben de acıktım bariz.
Yavuz: İyi tamam. Gidelim.

Yavuz, Fethi ve Bahar yemeklerini yedikten sonra biraz sohbet ederler. Daha sonra saat ilerleyince gitmeye karar verirler. Yavuz önce yakın olduğu için Avcı'yı annesinin evine bırakır. Daha sonra Bahar'la birlikte Bahar'ın eski arkadaşlarıyla buluşacağı yere gider.

Yavuz: Ben gidiyorum. Ararsın.
Bahar: Sen de gelsene. Birazdan gidersin.
Yavuz: Tamam o zaman arabayı park edip geliyorum.
Bahar: Tamam.

Yavuz arabayı park edip kendisini bekleyen Bahar'ın yanına gider ve birlikte içeri girerler. Bahar'ın çoğu arkadaşı gelmiştir. Bahar hepsini tanıyamasa da yüzlerini az da olsa hatırlar.

Alkan: Bahar, hoşgeldin.
Bahar: Hoşbulduk.
Alkan: Ne kadar güzelleşmişsin.
Bahar: Sen de çok yakışıklı olmuşsun.
Yavuz: Ihı ıhım.
Bahar: Bu arada tanıştırayım, Yavuz. Sevgilim. Yavuz, bu da Alkan
Alkan: Memnun oldum.
Yavuz: Ben de.
Alkan: Gelin hadi.
Yavuz: Bahar, ben çıkıyorum.
Bahar: Tamam.
Alkan: Kalsaydın biraz.
Yavuz: Bazı işlerim var. Belki başka zaman.
Alkan: Peki o zaman tekrar memnun oldum.
Yavuz: Ben de.
Yavuz tam gidecekken arkasından gelen sesle irkilir.
Onur: Yavuz!
Yavuz arkasını dönüp baktığında çocukluk kabusu olan Rahmet amcasının oğlunu görür.
Yavuz: Onur!




Sana Söz Verdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin