"Hamza oğlum dedeni tanırım ve severim de. Normalde böyle bir ricayı kabul etmezdim fakat hatrı sayılır biri olduğu için bir ayarlamalar yapabiliriz. İzin günlerinden kesmek şartı ile toplantılara gitmende sakınca yok! Biliyorum sana da zor olacak fakat dedeni üzme evlat. Deden gerçekten de bu iyilikleri hakediyor çok yaşlandı ve bunları yaşamanız çok doğal benden sana tavsiye dedenin isteklerini sanki bir vatan görevini icra ediyor gibi en güzel şekilde yerine getir. Bak düşün ben bile güzel karşıladım. Zamanında dedenin bize iyiliği dokundu. Istanbul Emniyet Genel Müdürlüğü olarak minnetimizi iletirsin. Sen gelmeden önce haber verdiler. Birazdan dedenin sekreteri gelip seni bilgilendirecek . O gelene kadar eğitimlerine devam edebilirsin. Canını sıkma anlayışla karşılıyorum. Dubai 'ye de güzel düşünerek git. Kendini kötü hissetme devrelerin burada iş başında olacaklar. Şimdi çıkabilirsin. Öğle yemeği arası dolmadan yemeğini de ye. " dedi.
Hamza ise baş selamı verip,
"Emredersiniz müdürüm, sağolun. " deyip odadan çıktı.Yemek yiyerek vakit kaybetmek istemiyordu direk spor salonuna inip eğitimine başladı.
Operasyonlarda hamlaşıp zorlanmamak için düzenli bu sporları yapmak zorundaydı.
Hemen kulaklığı kulağına takıp Mustafa Yıldızdoğan'ın parçalarından birisini açtı. Artık kimseyi duymak istemiyordu. Sesini sona dayadı ve kum torbasına vurmaya başladı.Her vuruş içindeki dava ateşini harlıyordu.
Ne işi vardı ki bu şehirde?
Güney doğunun dağları onsuz ne yapacaktı?
Asıl İhtiyaç olan yer oralar değil miydi?
İçindeki düşüncelerle savaşırken yanına bir kızın geldiğini farketti ama işini bölmek istemedi. Sporuna devam etti.Sekreter kız elindeki tablete bakarak Hamzaya yaklaştı ve,
"Hamza bey. Dubai'ye giderken ki günlük programınızı hazırladım . Tüm programlarınız hazırlandı. Röportajlar olacak ve 2 gün sürecek. Her röportajdan sonra üzerinizi değiştirin ve 10 tane resim çekinme izniniz var. Daha sonra dinlenmek için bir gün spadan yararlanabilirsiniz. Daha sonra iki gün gerekli evraklar hakkında toplantılar olacak..." deyip Hamzaya baktı ve kendisini tınlamadığını gördü.
Kulaklığını aniden çekip,
"Gezi hakkında endişelenmeyin efendim. Bana da Dubai'den güzellik seti ve pudra alırız."dedi. Gülümseyerek yüzüne dokundu.Hamza sinirle kıza bakıyordu. Şu kızın fazla cürretkar olması iyice canını sıkmıştı.
Kendini toparlayıp,
"Kendine gel! Sen benimle gelmiyorsun. Burada kalıp işlerinle ilgileneceğine, bir de Dubai'den pudra almak mı istiyorsun?" diyip koltuğa yöneldi ve oturup su şişesinin kapağını açtı.
Sekreter kız morali bozuk, dudak büzmüş bir şekilde ters ters bakıyordu.
Hamza,
"Hem benimle gelmemeniz bir bakımda iyi oldu.İstediğim gibi bir çok Dubaili bayanla tanışma fırsatım olacak."dedi."Dubaili bayanlar mı? Peki nasıl yapayım Hamza bey? En güzel tasarımcıya haber vereyim mi?" diyerek alaylı bir şekilde el yüz hareketleri yapmaya başladı.
Hamza boğazındaki havluyu eline alarak ayağa kalktı ve sinirle sekretere tepeden baktı.
Bunu gören sekreter korkudan biraz pustu."Tamam. Bence siz sporunuza devam edin. Bana müsade. Artık gitsem iyi olacak."deyip zorla gülümsedi. Çıkışa doğru sakin adımlarla ilerledi.
Hamza da arkasından ters bir bakış attı ve kulaklığını takıp tekrardan sporuna devam etti.
***
Sonunda mesai saati bitmiş arabasına atlayıp İpek Hazzarın butiğinin önüne gelmişti.
Camdan içerisi gayet net görünüyordu. Birbirinden çok ve renkli kadın elbiselerinin içinde dolaşan genç bayan izlendiğinden habersizdi.
İşine pür dikkat odaklanmıştı.
Yeni sezon kadın giyim mallarını kontrol ediyordu.
Kendisi hem butik hem de büyük bir moda şirketinin sahibiydi.
Genç yaşta büyük işlere imza atmıştı.
Hem güzel hem de akıllı bir bayandı. Hamza da onun en çok bu yanlarını seviyordu.
Uzaklardayken görüşememişti.
Gerçi Istanbul' a geldiğinden beridir de elde tutulacak kadar bir görüşmeleri olamadı.
Hamza her defasında platonik sevmiş olduğu bu kadını yemeğe davet ediyordu. Fakat İpek meşgul olduğunu söyleyip erteliyordu.
Ipek HAZZAR'a göre Hamza DEMİR arkadaştan ibaretti.
Hamza ise bundan daha fazlası olabileceğini ona kanıtlamak istiyordu.
Yine sevdiği kadını pür dikkat uzaktan, arabasının içinden izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ELMA
RomanceHamza DEMİR, Kızıl Elmayı dava bellemiş bir genç... Vatan uğruna canını seve seve verecek yiğit bir Özel Harekâtcı... Güney Doğuda Dağların Aslanı, İstanbul'da İstihbaratın Bozkurtu... Asiye Gül OSMANOĞLU hem öksüz hem yetim, Bilinmeyen Osmanlı To...