12. BÖLÜM

957 73 110
                                    

Multi Medya da Asiye Gül OSMANOĞLU ile Firdevs ÇİÇEK 'in şarkısı var.😂🎵

Yüzüne su çarpıp uçağın lavabosundan çıktı. Paytak adımlarla kendi yerini bulmaya çalışıyordu. Vernik etkisi beynini ele geçirmişti ki şu an ne yaptığının farkında bile değildi.

Kendi kendine,
"Ya bu nasıl koltuk ben ona gittikçe uzaklaşıyor. Serap mı görüyorum acaba?" deyip gözlerini kırpıştırdı.

Kafasını ufak bir silkeledikten sonra nihayet yerini bulmuştu.

" Oh be nihayet ." deyip kendini koltuğa bıraktı. Aklına gelen fikirle pencereye doğru uzandı.

Kendisine çarpan kolun etkisi ile uykusundan uyanan Hamza,
neler oluyor diye Asiye Gül'e baktı.
Yanlış görmüyordu umarım. Bu az önceki kendisiyle iletişim kurmaktan çekinen kız pencereye yapışıyordu.
Az önce Kuran okuyan ve " Lütfen biraz gider misiniz, rahatsız oluyorum." diye cırlayan kız bu muydu?

Bu az önceki yaptıkları ile örtüşmüyordu. Şaşkın gözlerle burnunun dibindeki tesettürlü kıza baktı.

Asiye Gül'ün ise yüzü pencereye dönüktü. Dışarı bakarak gülümsüyor.
"Nereye geldik acaba ? Hasan amcaların sokak değil mi burası? Niye her yer beyaz ki ? Apartmanları yıktılar heralde? Of ya yazık olmuş! Hasan amca nasıl  da üzülmüştür şimdi! Of ya kıyamam!" deyip dudak büzdü. 

Hamza bu durumdan rahatsız olduğunu belli etmek için  boğazını temizledi.
"Öhöm öhöm!"
Asiye Gül 'ün kadrajına  nihayet Hamza girmişti. Gülümseyerek  Hamza'ya bakıp,
"Aaa Fatma Teyze sende mi burdaydın? " dedi.

Hamza bir kere daha şaşırarak küçük dilini yuttu. İçinden,
"Ne oldu bu kıza? Gelirken başını bir yere mi çarptı acaba?" diye bakışlarını başında gezdirdi.

Git gide bu hareketlerden korkmaya başlamıştı. Yine de yanlış bir söz söylemek istemiyordu.

"Evet kızım bende burdaydım üstümden çekilir misin? Romatizmalarım var benim." dedi .

Az önce ne demişti? Gülmeden edemedi. Gülmek derken ağzının sadece bir kenarı yukarı kıvrıldı diyebiliriz. Herhalde Hamza için gülmek bu kadardı. Şu  anda kendine inanamıyordu. Ağzından bir anda refleks olarak çıkmıştı.
Zaten başka ne diyebilirdi ki kıza?

Asiye Gül pencereden el sallayıp Hamza'ya döndü.
"Fatma Teyze bak! Hasan amca orda çay içiyor. İyi bari mutsuz değilmiş. " dedi sevinerek.

"Kızım rica etsem üstümden çekilir misin?" dedi.

Asiye Gül, Hamza'ya yakından bakıp,
"Fatma Teyze sen yüzüne ne sürüyorsun.  Çok pürüssüz olmaya başlamış . Tarifini bana da verir misin?" deyip elini Hamza'nın suratına değdirecekti ki,
Hamza son anda kolundan tutup geri çekildi.

"Sağol kızım Allah razı olsun. Sonra veririm şimdi sen uslu dur olur mu yavrum?" dedi. Ve derin bir nefes verdi. Ne olmuştu bu kıza böyle? Bir yanlış yapmak istemiyordu.

Bir de ağzından çıkanlara şaşırıyordu. "Yavrum" mu? Nerden geldi bu ağzına?
"Ulan Hamza ne diyorsun oğlum  sen tövbe tövbe!" diye mırıldandı.

Hamza şu an ne yapıyordu. Resmen kızın oyununa alet olmuştu.  İyi ki yanına  tanıdık birilerini almadı da bu olaya şahit olmadılar diye düşündü. Bunu hiç istemezdi. Tam bir rezalet olurdu zaten. Devrelerinin diline düşerdi. Bunu düşünmesi bile berbattı.

Asiye Gül tekrardan cama yapışıp,
"Görüşürüz Hasan amca. Allaha emanet ol. Bay bay!" diye el sallamaya devam etti.

Hamza düşüncelerini bir yana fırlatıp,
" Kızım yer değiştirelim istersen. Hasan amcanı daha rahat görürsün. " dedi.

Asiye Gül,
"Harika olur Fatma Teyze! Sana zahmet olmasın. Çok tatlı olduğun gibi çok da kibarsın. Teşekkür ederim. " dedi gülümseyerek.

Hamza ise gayet temkinli bir şekilde ayağa kalkıp yer değiştirdiler.

Asiye Gül çok mutluydu. Koltuğa geçer geçmez yine pencereye yapıştı.

Hamza ise derin bir "oh " çekerek kendini koridor kenarındaki  koltuğa bıraktı. İster istemez bu yakınlıktan
huylanmıştı. Aniden bir insanın değişmesi normal şey değildi. Tesettürlü kızların muhafazakar olduğunu biliyordu buna rağmen ona dokunmak uygun olmazdı .
Bundan emindi ki bu kızın normal hâli bu değildi. Piskolojisi bozuk  biri mi diye düşünse bu olamazdı. Kısa bir surede bu kadar değişim nedendi acaba?
Alkol almış  olamazdı, zaten dindar birinden de bu beklenemezdi.
Belki bir piskolojik ilaç kullanıyordur da yan etkisi oluyordur diye düşünmekle yetindi. Uçağın içinde kafasına saksı düşecek hâli yoktu ya!

"Fatma Teyze siz Adana'ya gitmiyor muydunuz?"

Kendisine doğru gelen sesle düşüncelerinin kepenkini indirdi.
Asiye Gül 'e bakıp,
"Efendim , anlamadım. " dedi. Sonradan aklına bir şeyin gelmesi ile,
"Haaa ! Evet kızım gidiyorduk da beni arkada bıraktılar ben de şimdi gidiyordum." dedi.

Asiye Gül kendi  kendine,
" Vay vicdansız Firdevs vay! İnsan annesini geride bırakır mı ya? Nasıl gidecek bu kadın tek başına?" dedi ve biraz duraksadı. Bir şey düşünüp tekrardan,
"Bir dakika ya bu otobüs Adana'ya mı gidiyor? " dedi.

Hamza da sadece başı ile onayladı.
"Aaaa o zaman ben de mi Adana'ya gidiyorum?" dedi sevinerek.

Hamza yine başı ile onayladı. Zaten bu kıza diyecek laf da bulamıyordu ya!

"O zaman hadi şarkımızi söyleyelim Fatma Teyze. " diyip 32 diş sırıttı.

"Adana'ya gidek mi?
Şalvarından giyek ?
Kebabından yiyek mmm.."
diye bağırmaya başlamıştı ki Hamza eliyle , Asiye Gül'ün ağzını kapattı.
Etrafına bakması ile tahmin ettiği gibi herkes onlara bakıyordu.
"Ah ne güzel ! Tam bir rezalet!" diye mırıldandı.

Hamza eli Asiye Gül 'ün ağzında,
"Kızım sessiz olursan sana şeker veririm olur mu?" dedi.

Bir onay alamayınca eline baktı.
"Doğru ya küçük hanım elimden dolayı cevap vermiyorsunuz ."

Asiye Gül'e dönüp, rezil olmamak adına bu sefer  fısıldayarak ,
"Bak kızım  şimdi elimi çekeceğim ama sen bağırmayacaksın olur mu? İnsanlar rahatsız oluyor. Sonra sen şarkımızı ... Neydi adı hah!.. Firdevs ile beraber söylersiniz. Olur mu? Şu an benim kafam götürmüyor. Yaşlılık işte ne yaparsın. " dedi.

Asiye Gül ise gözlerini bir kere kırparak olumlu cevabını verdi.
Hamza da yavaşça elini ağzından çekti.
" Fatma Teyze sen ne ara güçlenmişsin böyle? Korktum bir an. Hem şeker mi dedin sen? Ben kocaman kız oldum hâlâ beni şekerle mi avutmaya çalışıyorsun?" deyip kahkaha bıraktı.

Hamza ne yaptığının farkında mıydı sanki? Ona derlerdi de inanmazdı.
"Senin bir tahtan eksik nasıl seni PÖH yaptılar?" diyenlerin haddi hesabı yoktu.
Şimdi hak veriyordu. Eğer bir tahtası  eksik olmasa bu kızın dilinden nasıl anlayacaktı?
İçinden yolculuğun hemen geçmesi için dua etti. Yoksa bu kız ile Dubai'ye  kadar evcilik oynamaya hiç niyeti yoktu.

Kulaklığını kulağına takıp arkasına yaslandı.
Asiye Gül ise "Adana'ya gidek mi?" türküsünü  mırıldanmaya başladı.
Hamza tekrardan Asiye Gül'e baktı.
Asiye Gül yanlış bir şey yaptığını anlayarak mahcup bir şekilde gülümsedi ve ağzına fermuar çekme hareketini yapıp pencereye yaslandı.

Hamza da bunun rahatlığı ile gözlerini kapattı.
.
.
.
Keyifli okumalar ♥♥♥
YAZAR GÜLÜZAR ATLIHAN

♥İnstagram  Adresi (Şahsi)
@1atlihanguluzar

♥Wattpad adresi
@yzrguluzaratlihan

Vote ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum.

♥Seviliyorsunuz haberiniz olsun.
♥Kitap kokulu kalın.

KIZIL ELMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin