(ASİYE GÜL OSMANOĞLU)
Her insanın kendine özgü vazgeçilmez kuralları vardır. Elbette benim de vardı fakat şu an çaresiz bir durumda olduğum için kendi kurallarımı çiğnedim. Işte bu yüzden de çıkmaza düşmüştüm. Bulunduğum durumda ne yapılması gerektiğine dair en ufak bir fikrim bile yoktu.
Ne diyeceğimi bilemedim? Tamam kabul ediyorum tırsmıştım. Yine de kendimi tutamadım.
"Hastasınız siz. Ben sizden para istemedim ki. Ben sadece yardımınıza ihtiyacım olduğunu söyledim. Herhalde birileri beni kandırdı. Ve siz tanıdığım tek Türk'sünüz. " dedim.Sözlerim işe yaramıştı. Adam bir adım geriye gidip yine kollarını birbirine bağladı . Tabiiki yine ağzını açtı ve sevincim uzun sürmemiş oldu.
"Az önce beni tanımadığını söylemiştin. "dedi.
Ee... Evet, doğru ne diyeceğim şimdi? Al işte ayıkla pirincin taşını.
"Ah! Şş... Şeyy... Söylemek istediğim..."Ben daha lafımı bitirmeden sözlerimi ağzıma tıktı.
"Hiç bir şey söylemek zorunda değilsin. Burdan derhal çık. İyi günler. " deyip tekrardan kolumdan tutup beni kapıya yönlendirdi.
Ah buda neydi böyle! Her önüne geldiğinde kolumu tutamazsın tamam mı? Kamuya açık alan mı yazıyor üstünde?! Anlamadım ki! Hızla kolumu çekip kurtardım. Son kez şansımı denemek istedim.
"Lütfen yardım edin. Size insanları dinlemeyi öğretmediler mi?" dedim.Yüzündeki öfkeyi silip, alaycı ses tonuyla,
"Öğrettiler. "dedi.
Umursamaz bir tavırla elini cebine kattı.Ben ise sitemle,
"Öğrenmişsiniz de daha uygulamaya geçememişsiniz." dedim.Ahanda aradığım karadeniz kızı! Yürü koçum! Kimin kızı be! Aferin Asiye Gül! Içimden kendime yaptığım tezahüratlar bitince gözlerimi yine fayansa indirdim. Ne yapıyordum ben? Adam iyice sinirlenecek ve ben hapı yutacaktım. Attığı koca bir adımla bana doğru yaklaşınca bir iki adım geriledim.
"Sen de insanlarla konuşurken yüzüne bakmayı öğrenmemişsin küçük hanım. " yüzüme doğru eğilip alayla kıvrılmıştı dudakları. Bu adamda sınır diye bir şey yoktu. Her ağzına gelen söylenir mi?
"Ne diye bakacakmışım?"
Sinirden yanaklarım ateş almıştı ve eminim ki şu an türk bayrağı gibi kırmızı parlıyordu. Haram kardeş haram! Keyfimden bakmamazlık yapmıyoruz herhalde. Gel de anlat şimdi bu adama haramı helali. Tövbe tövbe!"Neden dinleyeceğim?"deyip eline verdiğim fırsatı gocunmadan suratıma çakmıştı. Oltaya düştüm ya nasıl da sinir biri!..
"Lütfen! Lütfen!.."deyip masum kedi bakışı atmaya devam ettim. Fakat yüzünde hiç bir değişim yoktu.
"Gitmiyor musun?"
Ben kafamı inatla olumsuz yönde salladım. Inşallah kararlı olduğumu anlar da yardım eder. Hiç umudum olmasa da yapabildiğim bu kadardı. Üzerime doğru gelince geriledim. Masumca,
"Gömleğinizi yıkadım. Yani tertemiz getirdim. Hiç değilse bu yüzden borç veremez misiniz?" dedim.Adam daha fazla üzerime gelince ,
"Hey! Bakın yerinizde durun. Külahları değişmeyelim.Benim annem karadeniz kızı. Kötü olur bak !"deyip sinirle tek kaşımı kaldırdım. Fakat bu adam dinler mi? Dinlemedi. Benim efsane korkunç hallerimi nereden bilsindi."Buraya gel çabuk!"deyip beni sırtına kaldırdı. Olayın farkına varan ben sinirle omzunu yumruklamaya başladım.
"Hey gerzek herif! Sana dokunma hakkını kim verdi ha! İndir çabuk beni! Seni var ya! Doğduğuna pişman ederim gereksiz manyak! Allah rızası için yardım istedik yaptığın şeye bak! Seni var ya polise vereceğim. Allahııım! Ya bırakmıyor musun ? Sen kaşındın o zaman. Tekbiiir! Allahu Ekber!" deyip sırtına osmanlı dirseği bir geçirmişim ki adam beni kapının önüne atıp hemen içeriye girdi.
Manyak adam alt tarafı yardım istedim. Böyle yap diye kim dedi sana? Ben de kime güveniyorum ki? Gerzek herifin teki işte!Hazır paspasın tozunu temizlemişken kendime maaş mı bağlatsam diye düşünmedim değil! Ben bu kafayla nereye gitsem fazla gelirim. Heyt be! Ama ne vurdum ha! Sırtı çürümüştür. Hiç pişman değilim bir daha olsa bir daha vururum. Ecdat emaneti o, hiç hor görür müyüm?
Ne yapacağımı bilemedim. Ee şimdi nereye gidecektim. Olayın duygusal boyutunu yeni kavrayan ben, yanaklarımın sancısı ile ellerimi yüzüme kapadım. Ne ara ağlamıştım? Ne ara göz yaşım firar etmişti?
Hayır o adamın bana böyle davranmasından olamazdı. Çünkü ben böyle basit şeyler için ağlayan bir kız değildim.
Belki de çaresizliğimin hazin feryadıydı bu. Peki sevgili gözyaşım, bu zavallı Asiye Gül ne yapacaktı şimdi?
.
.
.🇹🇷
🇹🇷
🇹🇷.....Bölüm Sonu 😊
Beğenmeden geçmeyin lütfen!!!🤩Keyifli okumalar ♥♥♥
SOSYAL HESAPLAR
😍
YAZAR GÜLÜZAR ATLIHAN
😍♥İnstagram Adresi (Şahsi)
@atlihanguluzar♥İnstagram Adresi (Kitaplar)
@glzratlhnkitapligi.com.tr♥Twitter adresi
@1bordoferacelim
♥Wattpad adresi
@Yazar_glzratlhnVote ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
♥Seviliyorsunuz haberiniz olsun.♥
ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER😘😘😘
Kitap kokulu kalın.
📘📗📙📚📔
İyi okumalar.
📖💚🙆😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ELMA
RomanceHamza DEMİR, Kızıl Elmayı dava bellemiş bir genç... Vatan uğruna canını seve seve verecek yiğit bir Özel Harekâtcı... Güney Doğuda Dağların Aslanı, İstanbul'da İstihbaratın Bozkurtu... Asiye Gül OSMANOĞLU hem öksüz hem yetim, Bilinmeyen Osmanlı To...