25.BÖLÜM

857 49 81
                                    

Selamun aleykum güzel okuyucularım.♥️
Bu gün 15 Temmuz 2020.🇹🇷 4 sene geçti aradan fakat acıları geçmedi, geçmeyecek. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimini asla unutmayacağız. 15 Temmuz bir direniş bir DIRILIS demektir. Ben de VATAN SEVDASI yönünden o gün dirildim. Her şerde bir hayır vardır derler ya benim için de öyle oldu. Rabbim bu ülkeye tekrar o günleri yaşatmasın inşallah. Şehitlerimizin ruhları şad makamları cenneti alâ olsun.
BAŞARAMAYACAKSINIZ!🇹🇷
MİLLETİMİZİ BÖLEMEYECEKSİNİZ!🇹🇷
BAYRAĞIMIZI İNDİREMEYECEKSİNİZ!🇹🇷
EZANIMIZI SUSTURAMAYACAKSINIZ!🇹🇷
VATANIMIZI PARÇALAYAMAYACAKSINIZ🇹🇷
DEVLETİMİZİ YIKAMAYACAKSINIZ!🇹🇷
15 Temmuz destani demek,
Kelimelerin anlamsız kaldığı ve sözün bittiği yer demek.😔
Güzel insanlar bu dünyadan göçüp gittiler inşallah haklarını bizlere helal ederler.
Bu VATAN size MİNNETTÂR!!🇹🇷

***

(Asiye Gül OSMANOĞLU)

"Bunu ablama o yaptı."
Ayşe, ağlamaklı bir ifade ile iyi rol kesiyordu. Benden de ağlamamı istiyordu fakat ben insanları kandıramıyordum işte. İçimde bir huzursuzluk olsa da başka çarem olmadığı için kendime telkin verip dizginliyordum.

Küçük Ayşe bütün ipleri eline almıştı.
Ben ise utançla başımı yerden kaldıramıyordum.
Arada adamın gözleri bana kayıyor sonra tekrardan bıkkınca elindeki resimlere dönüyordu.
Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Şu an şaşkınca küçük kıza bakıyordum. Yani helal olsundu.
Ben bile bu kadar rol kesemezdim.
Kıza bak holywood oyuncularını geçti. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Yani adam demeyecek mi ? "Hayırdır sen niye bu kadar içlendin? Ablan da bir damla yaş yok halinden memnun görünüyor. "dese ne diyecek acaba?

Her şeyin aksine karşı koltukta oturan cüsseli adam silik bir ifade ile ikimize göz gezdiriyordu.

Benim içim ne kadar huzursuz olsa da söz vermiştim. Elim kolum bağlıydı. Başka çaremin olmaması beni hep çıkmaza sürüklüyordu. Ben vicdanımla savaşırken, küçük Ayşe hıçkıra hıçkıra rol kesmeye devam ediyordu.

"Ablam... Ablam... Onunla evlenecekti. Hühüüüü!"demesiyle ellerini suratına kapatıp ağlamaya devam etti.
Yani bu dediğine benim gözlerim fal taşı gibi açılsa da yine kendimi zor dizginliyordum. Karşımdaki adamın da benden farkı yoktu.

İçimden Allah korusun diye mırıldanırken suratımı astım.
Ben ve Ömer denilen adam mı?
Tövbe der geçerim. "Ne diyorsun sen Biremın Allah yazdıysa bozar." replikleri aklımdan gelip geçiyordu.

Zaten biraz önce şahit olduğum haberler beni şaşırtsa da
"Hayatta da çok tevafuk var be!" diye düşünmekten kendimi alamadım. Ömer ile Hamza denilen adam kuzen çıkmıştı. Ne beklenirdi ki ? Aynı hamam aynı tas!

Adam en sonunda şaşkın bir suratla
sesini çıkarmayı başarmıştı. Çaresiz duruyordu.
"Hayır, sakın ağlama!" deyip Ayşe'nin yanına oturdu.

Ayşe sahte göz yaşlarını silip,
"O adam ablama bu ülkeye gelmesini söyledi. Buraya gelip ablamı buradan götürecekti.Ailesi ile tanıştırmak istediğini söyledi. Ben zaten bu ülkede yaşıyordum ablam benim aslen kuzenim olur fakat öz ablam gibi severim. Beraber bekledik o adamı fakat o gelmedi. Ablamı yarı yolda bıraktı. Yani kandırdı. " deyip biraz daha hıçkırarak ağladıktan sonra adamın suratına baktı.

KIZIL ELMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin