9.BÖLÜM

1K 76 90
                                    

Akşam yaklaşmış güneş denize elveda demeye hazırlanıyordu.
Gökyüzü pembeleşmeye yüz tutmuş, yerine pamuk şekeri andıran bulutları peydah etmişti.
Denize uzanan tahta iskeleye çarpan her dalga, tahtaları temizleyip geri dönüyordu. Denizin en ücra köşelerinden gelen bu dalgalar her gün alışılmış işi yapmaktan vazgeçmezdi.
Huzur verirdi bu ses Kızıl Elma Ailesine...

Lale Gül, iskeleyi sallaya sallaya ayaklarını vurarak  uca kadar geldi.
Kısa bir süre gözleri  ile denize daldı.
Telaşlı görünüyordu.
Ardından eşi Mert, gayet halinden memnun bir şekilde elinde evraklarla geldi.

Lale Gül üzgün bir yüzle eşine döndü ve,
" Hayatım ben bunu yapamayacağım." dedi.

Mert aniden gelen bu tepkiye şaşırmıştı. Sonradan kendini toparlayıp ağzını açtı.
"Hadi ama yapalım işte Lale Gül. Sözleşmeye uy ve hiç bir şey yapma. Biraz bekleyip onaylayınca ne yapacağımıza karar veririz."

Lale Gül yine surat asarak "of" çekti.

Mert yine boğazını temizledi ve,
"Bunu sakın unutma. Paranın hepsi ev uğruna. Hem sözleşmede de evi yıkmayacaklarını yazdılar. Onu yeniden geri alabilirsin." dedi.

Lâle Gül yalıya kısa bir göz gezdirdikten sonra,
"Asiye Gül ne yapacak? O nasıl yaşayacak?"
dedi.

Mert,
"Asiye Gül ne yapacağını bilir. Hem Adanalı arkadaşı var demiştin. Eğer sen onu razı edip bunu başarırsan, bir çok borcu ödeyeceğiz." dedi ve derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.
"Hem kim kardeşine yardım etmez ki?
Ayrıca banka hesabından aldığımız parayı ona geri yollarız.  Lütfen ama..."
dedi.
Lale Gül şimdilik kabul etmiş gibiydi. Zaten başka çare de yoktu.

***

Asiye Gül çok heyecanlıydı. Odanın ortasına valizi koymuş içini büyük bir mutlulukla dolduruyordu. Valize teker teker kıyafetlerini yerleştirdi.
Tam kapatıyordu ki aklına bir şey gelmesi ile vazgeçti.
" Tam da unutuyordum ya!"deyip ayağa kalktı  ve koşarak mutfağa gitti.

Dolaptan bir kucak dolusu Ramen aldı. Yine sırıtarak valize onları da yerleştirdi.
"Hah şimdi tamam."diyip sevinçle  kapağını kapattı.
Telefon çaldı.
Ekrana baktığında Adanalı arkadaşının aradığını gördü.
Hemen açtı.

"Efendim Firdevs."

...

"Hmm öyle mi ne ara karar verdiniz ya?"

...

"Evet ben de Dubai'ye gidiyorum. Fatma teyzeye dediğim gibi. Yarın gece yarısı uçağım var."

...

"Allah razı olsun canım benim. Ne demek estağfirullah. Yarın ilk iş sana yardıma gelirim. Son defa bir vernik yapalım seninle ha ne dersin?"

...

"Yok ya bir şey olmaz ne olacak? Uçak benden korksun asıl."deyip kıkırdadı.

...

"Tamam o zaman anlaştık. Yarın sabah erkenden yardıma geliyorum. Görüşürüz. Allah'a emanetsin." deyip telefonu kapattı.

***

Saatlerin ardından Firdevs  tekrardan Asiye Gül'ün suratına baktı.

"Iyisin değil mi? Bak bakayım bana? " deyip çenesinden tutup kendisine çevirdi.

"Bu kaç?"

Asiye Gül arkadaşına melül melül bakıp,
"Ya neden inanmıyorsun ? İyiyim ben ayrana da gerek yok. Turp gibiyim. Şaka maka, ben de şaşkınım şu an. İlk defa vernik etkisini göstermedi." deyip sırıttı.

Firdevs ağzında geveleyerek,
"Orası daha belli değil be gülüm. Uçağa binen insanlara acıyorum valla." dedi.

Asiye Gül,
"Efendim?"

Firdevs,
"Uçak diyorum . Kaçıracaksın Allah korusun hadi bir an önce seni bırakayım. Madem iyisin benden günah gitti. Döndüğünde biz Istanbul da olmayacağız ya son defa bir yararım dokunsun sana." deyip göz kırptı.

Asiye Gül,
"Hemen duygusala başlama, ağlarım bak. "

Firdevs,
"Kim sen mi? Benim için mi? Ya de get cin gibi kızsın beni mi kandırıyorsun? Sen o uçaktaki herkesi cebinden çıkarırsın. Çenen bile yeter de artar."

Asiye Gül, 
"Yani ben bundan ne anlamalıyım? Pek anlamadım ama verniğe veriyorum, dua et." deyip arabaya doğru ilerlemeye başladı.

Firdevs,
"Bizimkilerle vedalaştın mı?"

Asiye Gül,
"Uyan da balığa gidelim Biremın."

Firdevs,
"Peki öyleyse. Ah ah! Deli kız ben senle ne yapacağım? Seni alan yandı.
Ha bu arada uçağa binince bari hostesten ayran al. Bak tuzlu olsun. Senden emin olamadım. Bu halin fırtına öncesi sessizlik olabilir."

Asiye Gül,
"Öyle olsun bakarız Biremın. Hadi bin arabaya." deyip koltuğa yerleşti.

Firdevs,
"Bana her gün yeni isim bulman ne hoş.
Fakat ben kendi ismimden memnunun gülüm. Ne tür film izliyorsun da değişik isimler dökülüyor diline bilemiyorum . Zaten seni çözemiyorum. " deyip o da şoför koltuğunda yerini aldı.
Besmeleyi çekerek arabayı çalıştırdı. Dikiz aynalarını kontrol ederken gözü arkadaşına kaydı.

Asiye Gül sırıtarak Firdevs'e bakıyordu.

Firdevs,
"Eee ? Ne oldu ? Yüzümde mi bir şey var? " deyip aynadan kendini kontrol etti. Fakat bir şey de yoktu.

Asiye Gül,
"Son defa şarkımızı açalım mı? Oraya gidene kadar beraber düet yaparız.  N'oluuuuuuuur!"

"Tamam tamam deli kız aç. Senin çenenle baş edilmez zaten. " deyip o da sırıttı.

Asiye Gül aldığı onayla sevinerek oto teyipten  "Adanaya gidek mi?" türküsünü açtı.
Sevinerek bir yandan da mırıldanıyordu.
Bu onun için son olacaktı. Doruklarına kadar hatırayı kazımak istiyordu.

"Adanaya gidek mi?
Şalvarından giyek ?
Kebabından yiyek mi?"
...

😊
Beğenmeden geçmeyin lütfen..

Keyifli okumalar ♥♥♥

YAZAR GÜLÜZAR ATLIHAN

♥İnstagram
@1atlihanguluzar


♥Wattpad
@yzrguluzaratlihan

Vote ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum.:))

Seviliyorsunuz haberiniz olsun.

♥Kitap kokulu kalın.

KIZIL ELMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin