Multi Medya da Asiye Gül OSMANOĞLU var.🇹🇷🍎
Trafik çok yoğun fakat su gibi akıyordu.
Binalar bir birine yakın ve göğü delecek kadar ihtişamlı yapılmıştı. Duabi öyle bir yerdi ki, hem çöl hem de sahil barındıran bir başkentti.
Hamza kendisine gönderilen siyah mersedese binmiş elindeki dosyaları inceliyordu.
Şoförü kalacağı otelin adresini isteyince elindeki adres kağıdını uzatmıştı.Araba nihayet otelin önüne gelince durdu.
Şöför Hamza'dan önce davranıp kapısını açtı. Hamza böyle şeylere alışık olmasa da gösterilen hürmet hoşuna gidiyordu.Bir kaç takım elbiseli adam karşılamak için kapıda bekliyorlardı. Hepsi iyi giyimli, deneyimli iş adamına benziyordu. Ayak üstü selâmlaşıp otele girdiler.
Otele girince geleneksel kıyafet giymiş olan bir kadın onları selamladı. Otel altın sarısı ile dizayn edilmiş lux 5 yıldızlı bir oteldi.
Hamza'ya bu şatafat garip geliyordu fakat alışması gerekiyordu.Asansörün yanına gelince düğmeye basıp beklemeye başladılar.
O sırada otelin önüne turist servisi durdu. İçinden bir kaç kişi ve Asiye Gül indi.Asiye Gül valizini sürükleyip otele girdi. İçerinin şatafatını görünce gözleri kamaştı.
"Ayy... Aman Allah'ım! böyle tahmin etmemiştim. Çok güzel bir otel ayarlamışlar." dedi sevinçle.İçerideki şık arap geleneksel elbisesini giyen kadın görünce yanına gitti.
Gülümseyerek,
"Selamun aleykum. " diyerek selam verdi.O sırada Hamza Asiye Gül'ü farketti ve o yöne baktı.
"Aman ben de şans olsa?! Bu kızın burada ne işi var? Anlaşılan Duabi çok küçük. " dedi söylenerek. Kendisini fark etmesini istemiyordu. Hemen gözüne güneş gözlüklerini takıp gizlenmeye çalıştı.Asiye Gül'ün güler yüzüne kadın selamını alarak cevap verdi.
"و عليكم سلام ، اهلا وسهلا. "
( Ve Aleykum selam, hoşgeldiniz.) dedi.Asiye Gül bir gülümseme bahşederek ,
"Mahsuru yoksa beraber fotoğraf çekinebilir miyiz? " dedi işaret ederek.Arap kadın tebessümle ,
"نعم"
( Evet.) diye karşılık verdi.Hemen yan yana durdular ve gülümseyerek hatıra fotoğrafı çekindiler.
O sırada Hamza ve iş adamlarının beklediği asansör gelmişti. Hamza herkesten önce davranıp hemen bindi.
Çekilen fotoğrafın güzel çıkmasının sevinci ile Asiye Gül kadına sarıldı ve teşekkür edip oradan ayrıldı.
Danışma bölümüne gelince görevli bayan ayağa kaktı ve,
"ا اهلا سهلا. كيف يمكنني مساعدك "
( Hoşgeldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim.) dedi.Asiye Gül de gülümseyerek,
"Hı? Anlamadım. "dedi.Kadın bu sefer,
"Welcome. How can I help you.
(İngilizce, Hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi.Asiye Gül de,
"Ah!.. Hello."
(İngilizce, Merhaba. ) dedi.Görevli,
"Please sit.
(Oturun lütfen. )" dedi.Zar zor anlamış olacak ki
"Hı? Oturayım mı?" dedi.Görevli bayan eli ile işaret edip,
"Please sit.
(Oturun lütfen.)" dedi.Asiye Gül söyleneni yaptı ve görevliye baktı. Görevli,
"Are you Turk? Do you want to register?
(İngilizce, Türk müsünüz? Kayıt mı yaptırmak istiyorsunuz?) " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ELMA
RomanceHamza DEMİR, Kızıl Elmayı dava bellemiş bir genç... Vatan uğruna canını seve seve verecek yiğit bir Özel Harekâtcı... Güney Doğuda Dağların Aslanı, İstanbul'da İstihbaratın Bozkurtu... Asiye Gül OSMANOĞLU hem öksüz hem yetim, Bilinmeyen Osmanlı To...